Zaman öyle bir zaman... Kim daha savaşçı görünürse o daha cesur, daha vatansever sayılıyor. Vatanseverlik savaş severlik ile ölçülüyor. Barıştan söz edenler neredeyse korkak ve hain...
Vatanseverlik böyle tek boyutlu bir kavram mıdır?
Her sorunda silaha sarılmak, çözümü silahta aramak mıdır?
Osmanlı devlet adamı ve yazar Süleyman Nazif, yüz yıl önce vatan ve vatanseverliğe dair militarist anlayışlar karşısında bakın neler yazıyor:
“Biz eğer vatanımızı hakkıyla sevseydik dağları bu kadar çıplak, enharı (nehirleri) bu kadar tarmar (bulanık) ormanları bu kadar garet dide (yağmalanmış) sahilleri bu kadar ıssız, ovaları bu kadar bikes (kimsesiz) hülasa toprağı bu kadar sefil ve efradı (fertleri) bu kadar müzmahil (perişan) olmazdı. Vatanlar yalnız harp zamanlarında ve yalnız dış düşmanlara karşı korunmaz. Sulh ve sükûn saatlerinde ülke insanlarına düşen büyük görev daha mühim ve daha zorludur. Memleketi yıkımdan kurtarmak ve bugün baykuşlar öten yerlerin ufuklarına refah
ve bahtiyarlığın şevkli şarkılarını aksettirmektir.” (Mukaddime)
Özetle... Vatan müdafaası önce kendi yurdumuzu zenginleştirmekten geçiyor. Kendi ürününü değerlendirmek, kendi madenini çıkarmak, kendi toprağını zenginleştirmek... Kendi işçin, kendi öğretmenin, doktorun, mühendisinin emeğini yüceltmek...
Vatanseverlik buralardan başlıyor.
ARALIKTA BİTİYOR!
Geçen hafta yayımlanan genelgeyle kimi etkinlikler yasaklandı. Genelge diyor ki: “Sağlık Bakanlığı ile Bilim Kurulu’nun tavsiye kararı doğrultusunda, mevsimsel etkiler de göz önünde bulundurularak 2 Ekim 2020 tarihinden itibaren 1 Aralık 2020 gününe kadar sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları, birlikler ve kooperatifler tarafından düzenlenecek bütün etkinlikler yasaklanmıştır. Gerekli önlemlerin alınması…”
Bugünden 1 Aralık tarihine hangi önemli etkinlikler var...
Aklımıza ilk gelenler baro seçimleri, 13 Ekim Ankara’nın başkent oluşu, 10 Kasım ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı.
Virüs ekim ve kasımda tehlikeli ama 1 Aralık’tan itibaren tehlike arz etmiyor! Genelge böyle bir öngörüyle hazırlanmış.
GÖNÜL
Ataşehir’deki Fetih Mahallesi’nde bir gurup duyarlı hanım bu yılın başlarında bir dayanışma birliği oluşturdu.
Mahallede yaklaşık 13 bin 500 kişi yaşıyor, yaklaşık 200 aile yardıma muhtaç durumda bulunuyormuş. Dayanışma Birliği varlıklı aileler ile muhtaç aileler arasında ilişki kuruyor. Yardımları alıyor ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor. Eğer para yardımı söz konusu ise araya girmiyor, yardımı yapanla alacak olanı karşı
karşıya getiriyor.
Ataşehir Belediyesi, Dayanışma Birliği’ne küçük bir mekân tahsis etmiş. Giysi ve gıda yardımları burada toplanıyor, ihtiyaç sahipleri gelip
buradan alıyor. Slogan: “Fazlaysa bırak, eksikse al”
Bu tür dayanışma örgütlerine çok ihtiyaç var. Bu işi yaparsa gayretli ve yüce gönüllü hanımlar yapar. Diğer mahallelerde benzer örgütler bekliyoruz. Ataşehirli hanımları kutluyoruz.
AYAKTOPU
Bir Anadolu kentinden yazan öğretmen okurumuz kenti yönetenlere sormuş:
1- Ligde oynayan ve hep alt sıralarda kalan futbol takımının şehrimize ne faydası vardır?
2 - 50 yılda kaç milyon dolar yutmuştur?
3 - Neden oyuncuların yüzde 60-70’i yabancıdır?
4 - 50 yılda elle tutulur bir başarısı var mıdır?
5 - Kamu kaynaklarından ve vatandaşın cebinden bu kulübe aktarılan paralar bilime, eğitime, tarıma, hayvancılığa, sağlığa harcansa daha iyi olmaz mı?
6 - Amatör spor dallarının tümüne bu kadar para harcanmakta mıdır?
Okurumuz futbolun şu faydasını unutmuş: Kafayı futbola takan vatandaş günlük dertlerini unutmakta, hele de bir galibiyet vaki olursa sonsuz mutlu olmaktadır.
Bundan büyük fayda mı olur!
ZÜPPE
Starbucks kafelerine gençler neden rağbet ediyor?
- Züppelikten, dedi bir değerli hocamız.
Tartışma sürerken... ABD Canton üniversitesi öğretim üyesi Emre Balıkçı kardeşim şu notu
göndermiş:
- Züppe etkisi diyenler bence bu kavramın mucidi Veblen tarafından nasıl kullanıldığını bilmiyorlar. Her yerde olan, binlerce
kişinin rahatlıkla ulaşabildiği ürün züppe etkisi yaratamaz. Züppe etkisi yaratan mal, zor ulaşılabilir ve aşırı pahalı olmalı. Starbucks bu tanıma uymuyor.
SAĞLIK
Sağlık Bakanlığı, Gülhane Eğitim Hastanesi (eski GATA) Başhekim Yardımcısı Dr. Ali Edizer’i görevden aldı.
Tarikat üyesi olduğu bildirilen Dr. Ali Edizer mesajlarında medeni kanunu eleştiriyor, erkeklere “Eşinizi boşamayın, ikinci eş alın” gibi
tavsiyelerde bulunuyordu.
Sosyal medyada tepkiler yoğunlaşınca görevden alma gerçekleşti. Vatandaş Saniye Hanım soruyor:
- Bu kişiyi başhekim yardımcılığına kim, hangi özelliklerinden dolayı getirdi?
- Sosyal medyadaki tepkiler olmasa yine görevden alınır mıydı?