Buna “Baskın seçim” demek bile caiz değil. Süper baskın seçim, yıldırım seçim, jet seçim gibi deyimler daha uygun. Saptanan tarihe bakılırsa...
Amacın ‘İyi Parti’ başta olmak üzere tüm muhalefet partilerini hazırlıksız yakalamak olduğu kesin. İyi Parti seçimden en az 6 ay önce 10 Aralık’ta kongresini yaptı. Ancak bu kongrenin seçilmiş delegelerle yapılmadığı için sayılmayabileceği belirtiliyor. Son söz YSK’da!
CHP’ye gelince... Bakmayın her seçim lafı geçtiğinde “Biz hazırız, hodri meydan” gibi sözlere... “Seçimden kaçıyorlar” dedirtmemek için her parti bu tavrı sergiliyor. Ancak hazırlıksızlar. Böyle bir jet seçimi herkes gibi onlar da beklemiyordu. Örneğin Kemal Kılıçdaroğlu daha geçen ay bir özel kanalda adayları sorulduğunda: “Cumhurbaşkanlığı seçimine daha epey zamanımız var” yanıtını vermişti.
İktidar cephesindeki bu telaş, bu acele nedir, derseniz? Devlet Bahçeli iki gün önceki grup toplantısında itiraf etti:
“Türkiye’nin 3 Kasım 2019’a kadar dayanması kolay değildir. 3 Kasım 2019’a kadar ulaşmak her dakika zorlaşmaktadır...”
Doğrudur. Ekonomi duvara dayandı. Enflasyon, işsizlik, döviz, akaryakıt zamları, dış borçlar, cari açık gibi göstergeler rekora koşuyor. Sanılır ki bu konularda düzelme de umulmuyor. O yüzden acele seçim şart oldu...
Vatana millete hayırlı olsun, diyeceğiz de, dilimiz varmıyor!
Tarihe saygı...
Gazeteci Zeynep Bilgehan dedesi İsmet İnönü’nün adını unutanlara hatırlatıyor:
“Türkiye’nin İkinci Cumhurbaşkanı, Kurtuluş Savaşı kahramanı, sembolik üniformayla değil, gerçek rütbeyle cephede savaşmış Garp Cephesi Komutanı...”
Atatürk 15 yıl, İnönü 12 yıl cumhurbaşkanlığı yaptı. İnönü 1950’de iktidardan indikten bu yana 68 yıl geçti.
Ne var ki iktidar çevreleri bugünün bütün aksaklıklarını incitici deyimlerle hâlâ İnönü ve onun şahsında Atatürk’e fatura ederler. Geçen 68 yılda bugünkü iktidarın saygıyla andığı Menderes, Özal, Demirel (ve de şimdi AKP) tek başlarına iktidar oldular.
İnönü’nün 12 yılda yaptığı yanlışlıkları bu sağ partiler ve liderleri 68 yılda neden düzeltemediler?
Bunu kendilerine bir sorsalar...
BEBE
Salı günü yapılan AKP Meclis Grup toplantısında tribünlerde yaşları 12 - 18 arasında gösteren çocuklar hayli çoğunluktaydı. İkide bir slogan atıyorlar, Tayyip Erdoğan’a tezahürat yapıyorlardı. Arkadaşımız Fahrettin Fidan, toplantı bitiminde çocukların yanına gitti, içlerinden birine sordu.
- Hayırdır çocuklar, nereden geldiniz?
- Isparta’dan geldik abi, imam hatip okulu öğrencileriyiz.
İri kıyım bir genç lafa karıştı.
- Ben Gökhan... AK Parti Isparta Gençlik Kolları Başkan yardımcısıyım. Arkadaşları biz getirdik.
- Nasıl bir organizasyonla getirdiniz? Bugün okulda olmaları gerekmez miydi?
- Her öğrencinin 20 gün devamsızlık hakkı var. Bu hakkı kimileri bara, pavyona giderek kullanır, kimileri de böyle yerlere gelir...
Öğrenciler artık akın akın Meclis’e gelecek demektir!
NOKTA
Bizim ABD ve Rusya ile yayımlanan ortak bildirilerde YPG ve PYD adı geçmiyor. Çünkü hem ABD, hem Rusya PYD’yi terör örgütü görmüyor. PYD’ye “hain” diyen tek lider var; Esad... Ve Türkiye Esad’ı yok etmesi için ABD’yi destekliyor.
Bunun anlamı nedir? Bize göre tek anlamı şudur:
“Ankara için Esad’ın düşürülmesi ABD’nin Kürt devleti kurmasından daha önemlidir...”
Peki Esad’ın düşürülmesi sınır güvenliğimize katkıda bulunur mu?
Tam tersine iktidara PYD / YPG’ye yakın birilerinin gelmesi daha büyük olasılık.
Kaldı ki Esad’ın koltuktan ineceğine dair bir emare de görünmüyor.