Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ermeni soykırımı iddiaları hakkında E. Büyükelçi Ümit Pamir 2013 yılında yapılmış bir röportajda diyor ki:

“Dışişleri Bakanlığı’na 1965’te girdiğimde, hatta 1970’lere kadar sayı 500 bin civarındaydı.

Rakamlar giderek arttı; 800 bin, 900 bin, şimdi 1.5 milyona kadar çıktı.

Kaldı ki Türkler ‘soykırım’ suçunu işlemişlerdir derken dikkat edilirse bunu belirli bir idareye değil bir ulusa yüklemeye kalkıyorlar. Srebrenitsa’da ve Ruanda’da idareler söz konusu fakat burada tüm bir ulus ‘soykırım’ la itham ediliyor.”

Haberin Devamı

Büyükelçiye ek... İkinci Savaş’ta 6 milyon Yahudi’nin yok edilmesi de Almanya’ya değil Nazi Partisi’ne bağlanmaktadır.

Üstelik 1915 dramında “soykırımı” belgeleyecek unsurlar bulunmamaktadır. Bilindiği gibi, 1948 Sözleşmesi soykırım için “yetkili bir mahkemenin” vereceği kararı ve “bir yok etme niyetini” öngörür.

1915’te trajik olaylar cereyan etmiştir. Acı olaylardır. İnsanlık bu acıyı paylaşmalıdır. Ancak sürdürülen kampanya çoktan bir anma çerçevesini aştı. Bir ulusu suçlama ve bir ülke halkını kendi tarihiyle ilgili kuşkuya düşürme operasyonuna dönüştü. 1990 sonrası Pontus, Süryani, Arami, Dersim soykırımları! icat edilip bu kampanyaya eklenerek suç dosyası büyütüldü!

Elbette tarafsız tarihçiler konuyu tartışmalı, gerçekler ortaya serilmelidir.

Şu anda sürdürülen oyunun ise sadece Türkiye’yi tek taraflı suçlamalarla köşeye sıkıştırma projesi olduğu açıktır.

Bu hinliği görmeliyiz.

ANKARA

Ankaralı okurumuz Umut Özkan yazıyor:

Ankara’nın ilçelerindeki sosyoekonomik gelişmişlik verileri açıklandı. TÜİK verilerine  göre Çankaya, Türkiye içindeki ilçeler arasında 2. sırada. Herkes Çankaya’yı konuştu. Bala ilçesini ise kimse ağzına almadı. Başkentin 25 ilçesi içinde bulunan Bala 725. sırada. Türkiye ölçeğinde Yenimahalle 5. sırada. Altındağ 22. Etimesgut 47.  Gölbaşı 57. Kahramankazan 75. Keçiören 89. Sincan 125. Mamak 165. Akyurt 174. Polatlı 206. Elmadağ 229. Pursaklar 231. Çubuk 261. Beypazarı 264. Şereflikoçhisar 298. Ayaş 330. Kızılcahamam 330. Nallıhan 378. Kalecik 525. Evren 616. Çamlıdere 654. Haymana 655. sıralarda yer alıyor. Bu ne demek? Başkentin bir ucundaki sosyoekonomik refah öbür ucuna ulaşmıyor demek.

Haberin Devamı

ATKESTANESİ

Baharla birlikte şehirdeki ağaçlar yeşillere büründü. Bizim evin önündeki atkestanesi hepsinden önce yeşillendi, külah şeklindeki beyaz çiçeklerini göğe doğru uzattı. Çiçekler yakında dökülecek, her biri cilalanmış gibi iri kestaneler ortaya çıkacak, ağacımız yaz boyu sıcaktan bunalanlara gölge edecek.

Şehirdeki ağaçların en iyisi atkestanesidir. Çok yapraklıdır, çapı geniştir, çok gölge yapar, yeşilliği en az 6 ay sürer. O yüzden örneğin Paris’te en çok çınar ve atkestanesi ağacı görürsünüz. Kestane lezzetlidir, sevilir. Atkestanesinin meyvesi işe yaramaz sanılırsa da kestaneden çok daha yararlıdır. Kan dolaşımını hızlandırır, ciltteki lekeleri giderir, eklem ağrılarına iyi gelir. Kremi ve yağı her eczanede bulunur. Çayı bile vardır. Tarifi Google’dan aldık:

“Atkestanesi kabuklarını ezin. Bir yemek kaşığı ezilmiş kabuğun üzerine 3 bardak su ekleyin ve kaynatın. Karışımı 2 saat oda sıcaklığında bekletin. Ardından suyunu süzerek içebilirsiniz.”

Haberin Devamı

10 GÜN

Seçime şunun şurasında 10 gün kaldı.

Tarih yaklaştıkça heyecan ve gerilim artıyor. Söz düelloları sertleşiyor. Seçim güvenliği üzerinde tartışmalar büyüyor.

Seçim güvenliğini sağlamak, malum, yönetimin görevidir.

Adil ve huzurlu seçim deyince akla 1950 seçimi geliyor.

Cumhurbaşkanı İnönü o seçimin kusursuz geçmesi için seçim öncesi yatıştırıcı bir rol oynamış, oylama süreci sakin geçmiş, iktidar sandıktan çıkan sonuç doğrultusunda el değiştirmiş, kavga gürültü olmamıştır. Cumhurbaşkanı İnönü, iktidarı kaybetse de demokrasinin kazanmasına sevincini şu sözle anlatmıştır:

“Benim en büyük yenilgim en büyük zaferimdir.”

Bir seçimin güven içinde yapılması ve adil sonuçların yürürlüğe sokulması yöneticiler için büyük zaferdir.

Aynı zamanda dış dünyaya karşı da önemli sınavdır.

Türkiye bu sınavı geçmişte başarıyla vermiştir.

TCG

Bizim savaş gemilerinin adlarındaki TCG ne ifade ediyor?

Kısaca anlatırsak... Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait gemilerin önadı olan TCG “Türkiye Cumhuriyeti Gemisi”nin kısaltmasıdır. Batı ülkelerinde donanmaların çoğu Kraliyet Donanması olup, örneğin  gemilerinin adlarının başında HMS yani “Her Majesty’s Ship” (Majestelerinin Gemisi) ibaresi bulunur. Bizde Deniz Kuvvetleri’ne bağlı araçların tür veya sınıflarına bakılmaksızın TCG önadı verilir. Böylece gemiler Türk halkının ortak malı olarak simgelenir.

NASIL

İktisatçı Alaattin Aktaş Cumhur-başkanlığı’nda iddialı liderlere sormuş:

“Tamam kardeşim, birinizden biri kazanacak da, gelir gelmez ne yapacaksınız; enflasyonla nasıl mücadele edeceksiniz, geçim sıkıntısının önüne geçecek adımlarınız ne olacak, dövizin tırmanma eğilimini nasıl yok edeceksiniz; yani ekonomideki bu yangını nasıl söndüreceksiniz?”

Bu arada kimin seçileceği kadar önemli soru da şu:

- Acaba cumhurbaşkanı seçilen lider Meclis’te çoğunluğu kazanabilecek mi?

Eğer Cumhurbaşkanı Meclis’e hâkim olamazsa işler daha da zorlaşacak.