Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Birinci Dünya Savaşı’nın yenik ülkeleri arasında yer alan Türkiye, yenilgiyi kabul etmeyerek kurtuluş savaşına girişen ve esaret zincirlerini kırmayı başaran tek ülkedir.

Sevr Antlaşması’yla ülke İç Anadolu’da 480 bin kilometrekarelik alana sıkıştırılmıştı. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasıyla imzalanan Lozan Antlaşması ve sonradan Hatay’ın eklenmesiyle ülkemiz bugünkü sınırlara kavuştu.

Lozan, Birinci Dünya Savaşı’nın mağlubu bir ülkenin galiplerle eşit şartlarla imzalamayı başardığı tek antlaşmadır. Ünlü İngiliz tarihçisi Arnold Toynbee, “Türkiye - Bir Milletin Yeniden Doğuşu” adlı kitabında Lozan hakkında şunları yazıyor:

Haberin Devamı

“Lozan’da Türkiye, son on yıl içinde kaybetmek tehlikesiyle karşılaştığı Avrupa topraklarını yeniden ele geçirmiştir.

Böylece Palmerston, Gladstone ve onlardan sonra gelen İngiliz devlet adamlarının Türkleri Avrupa’dan sürme hayalleri bir kere daha suya düşmüştür.

... Hemen her konudaki Türk milliyetçi istekleri Lozan’da Müttefikler tarafından kabul edilmiştir ve dünya tarihte eşi olmayan bir olayla karşılaşmıştır. Yenilmiş, parçalanmış bir ulusun, bu harabe içinden ayağa kalkması ve dünyanın en büyük uluslarıyla tam eşit koşullar içinde karşı karşıya gelmesi ve Büyük Savaş’ın galiplerini dize getirerek her isteğini kabul ettirmesi şaşılacak bir şeydi.”

Lozan ile bağımsız, özgür, çağdaş bir devlet ve ulus yaratıldı.

BİZ KİMİ YENDİK?

Lozan Antlaşması’nın 99. yılında bir anı...

Görüşmeler sırasında bir sohbette İngiliz Heyet Başkanı Lord Curzon İsmet İnönü’ye:

“Siz Yunanistan’ı yendiniz, İngiltere’yi değil” deyince, İnönü’nün cevabı şöyle olmuş:

“Yalnız Yunan’ı yenmedik,

Güneyde müttefikiniz Fransızları yendik,

Onun silahlandırdığı Ermenileri yendik.

Müttefikiniz İtalyanları Anadolu’dan uzaklaştırdık.

Sizin silahlandırdığınız Doğu Ermenilerini ve Pontus çetelerini yendik.

Sizin İstanbul yönetimiyle birlikte azdırdığınız isyancıları yendik.

Silah ve parayla desteklediğiniz Kuvayı İnzibatiye’yi yendik.

En son olarak da maşanız Yunan ordusunu yenip denize döktük.

Mondros’u yendik,

Haberin Devamı

Sevr’i yendik,

Üçlü Antlaşmayı yendik.

Bunların hepsinin arkasında siz vardınız;

Hepsinin ipleri, dümeni, düğmesi sizin elinizdeydi.

Biz asıl sizi yendik!”

MODA

Uzun süredir mahkemelik olup kapalı duran Moda vapur iskelesinin önümüzdeki ay açılacağını öğreniyoruz. İBB kaynaklarından aldığımız bilgiye göre iskele önce deniz taksiye, ardından vapur seferlerine açılacak. İskelenin üst ve alt katları kütüphane ve okuma salonu şeklinde düzenlenecek. Bir de iskele kafe bulunacak.

Bu arada Şehir Hatları İşletmesi Genel Müdürü Sinem Dedetaş ile sohbet ediyoruz. Paşabahçe vapurunun yenilenme işlemlerinin bittiğini, önümüzdeki ay seferlere başlayacağını öğreniyoruz. Gelecek için küçük ve elektrikle çalışan teknelerin planlandığını anlatıyor. Deniz taksilerin umulandan daha çok rağbet gördüğünü ekliyor. Sayıları 40’ı bulan deniz taksilerin günde ortalama 12 sefer yapması planlanırken, bu sayı 15’in üzerine çıkmış. Sohbet sırasında Şehir Hatları’nın başında konularına hâkim, bilime ve planlamaya öncelik veren bir ismin bulunduğunu görüyor, mutlu oluyoruz.

Haberin Devamı

DOKTOR

Gazeteci arkadaşımız Mine Kılıç, check-up yaptırmak üzere İstanbul Cerrahi Hastanesi’ne gidiyor. 

İlk randevusu jinekoloji hekimiyle.

Sabah muayeneyi beklerken doktoru merak etmiş. Google’a girip doktor hakkındaki bilgileri okumuş.

Adı Opr. Doktor Mehmet Ali Mungan.

Hakkındaki bilgileri Mine arkadaşımız şöyle aktarıyor:

“Önce ODTÜ’de Elektrik-Elektronik okumuş. Üstüne aynı bölümde iki yıl yüksek lisans yapmış (bu arada işe de girmiş).

Sonra Ankara Üniversitesi’nde Tıp okumuş, üzerine dört yıl ihtisas yapmış.

16 yıl sadece üniversite okumuş...”

Mine, muayene sırasında doktoru daha yakından tanımış.

Ailesinde herkes doktormuş.

O yanlış tercih yapıp, ODTÜ’ye girmiş.

Üçüncü sınıfta pişman olmuş ama onca yılı boşa gitmesin diye okulu bitirmiş, üstüne yüksek lisans da yapmış.

Ne diyelim? Tanrı herkese böylesine bir okuma azmi ve gücü versin.

SOL

Prof. Gencay Şaylan, bizim kuşaktan, sol görüşlü bir arkadaşımızdır. Barış davasında uzun süre hapis yatmışlığı da var. Geçenlerde okulda torununa bir öğretmen sormuş:

- Deden sağ mı evladım?

- Hayır, sol, demiş torun.

HUKUK

Geçenlerde hukuk fakültesi mezunu ile farklı fakülte mezunları tartışıyormuş. Hukukçu demiş ki:

- Hukuk fakültesi mezunu her işi yapar. Milletvekili, belediye başkanı, yönetici olabilir. Ama hukuk fakültesi mezunu olmayan hukukçu olamaz. İşte o kadar...