Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bandırma vapuru 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a yanaştı. Ülke İngiliz, Fransız, İtalyan ordularının işgalindeydi. Yunan ordusu dört gün önce İzmir’e ayak basmıştı. Atatürk ve arkadaşları ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak için Samsun’a ilk adımı o gün attılar. Mustafa Kemal Samsun’a neden gönderildi?

Tarih yalancılarına göre Mustafa Kemal’i Samsun’a Padişah Vahdettin ‘vatanı işgalden kurtarması’ için göndermiştir!

Atatürk ise kendisine verilen görevi şöyle anlatır:

“Bir gün Harbiye Nâzırı rahmetli Şakir Paşa beni makamına davet etti. Tek bir kelime söylemeksizin bana dosyayı uzattı:

Haberin Devamı

- Bunu okur musunuz? dedi.

Dosyayı baştan sona gözden geçirdim. Özeti şu idi:

‘Samsun ve havalisinde birçok Rum köyleri Türkler tarafından her gün tecavüze uğramaktadır. İstanbul hükümeti bu vahşi tecavüzlerin önüne geçememektedir. Bu havalinin emniyet ve huzurunu temin etmek insaniyet namına borcumuzdur.’

Pontus devleti kurmak isteyen Rum çetelerle savaşan milli güçleri etkisizleştirmek için Samsun’a gönderilen Mustafa Kemal, bu fırsatı milli mücadeleyi başlatmak ve ülkeyi kurtarmak için kullanınca aradan bir ay geçmeden geri çağırıldı. Geri dönmeyi reddedince ordudaki görevinden alındığı tebliğ edildi. Mustafa Kemal 1919’un Temmuz ayında üniformasını sırtından çıkardı, Milli Mücadele’ye rütbesiz bir sivil olarak devam etti. Koca bir Cumhuriyet kurdu.

ORHAN VELi

Ünlü şairimiz Orhan Veli 1950’ye doğru şiirleri yanında siyasi eleştiriler de yazar. Çıkardığı YAPRAK dergisinde CHP’nin Demokrat Parti’ye oy kaptırmamak için verdiği tavizleri eleştirir. Demokrat Parti’nin seçimi kazandığı, CHP’nin kaybettiği günün ertesinde, yani 15 Mayıs 1950 günü bakınız dergisinde ne yazar:

“Seçimler bitti. Demokrat Parti Halk Partisi’ni korkunç bir bozguna uğrattı. Oysaki Halk Partisi, halkı kazanacağını umarak fikirleriyle prensiplerinden son zamanlarda ne fedakârlıklar etmişti. Bütün yayınlarına göz yumulan din dergileri, okullara konan din dersleri, yeniden açılan ilahiyat fakülteleri, imam hatip kursları, türbeler, şahsi sermayeye sağlanan imtiyazlar, her türlü irticaa tanınan haklar. Hiçbiri kâr etmedi.”

Haberin Devamı

Halk da nihayet enayi değil. Sizin aslınızı astarınızı biliyor. Bu tür açılımları din duygularını okşamak için yaptığınızı, amacın onun oyunu kapmak olduğunu görüyor. Oltaya gelmiyor. Aslı varken kopyasına, yani mış gibi yapana, oy vermiyor.

Bu arada siz ilkesiz, kişiliksiz bir parti durumuna düşüyorsunuz.

(NOT: Bu yazıyı 2014 yılında yine bir seçim sonrasında yazmıştık.)

SEÇMEN

Sevgili dostlar…

Benim gazeteciliğim 60 yıla yaklaşıyor.

Bu süreçte hiçbir şey öğrenemedimse şunu öğrendim:

Eğer gazetenizi umduğunuz kadar insan okumuyorsa…

Köşe yazılarınız okunmuyorsa…

Halk cahil, kültürsüz, zekâ özürlü falan diye okuru suçlayamazsınız.

Eğer halk sizi okumuyorsa bir sebebi mutlaka vardır.

O okumuyor değil, siz okutamıyorsunuz demektir.

Bu durumda ya okunduğu kadarıyla idare edeceksiniz.

Ya da bu işi bırakacaksınız.

Tabii o arada aynaya bakacak…

Halk ne istiyor?

Ben ne veriyorum?

Eksiğim, yanlışım nedir, arıza nerede diye kendinize soracaksınız. 

Haberin Devamı

Okuru beğenmiyorsanız gazete çıkarmayacaksınız.

Hatta o mesleğe de girmeyeceksiniz.

Bu, yalnız gazetecilikte değil…

Ticarette de…

SİYASETTE de aynen böyledir.

Sonuçları görünce halkı suçlayanlar önce bu gerçeği kabullenmelidir.

iZiN

Siyaset Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna hazırlanırken biz de okurlarımızdan seçim sonrasına kadar, yani 10 gün izin rica ediyoruz. Görüşmek üzere…

MAT

Sosyal medyada “Matematikçi” rumuzuyla yazan vatandaşın endişesi:

- 28 Mayıs’taki ikinci turda iki aday da yüzde 50’yi aşarsa ne olacak?!