TBMM açılışında tam 80 sayfalık konuşma...
      İçinde tarih var, coğrafya var, çevre var, turizm var.
      Son bir yılda trafik kazalarında ne kadarlık maddi hasar meydana gelmiş...
      Yolcu ve yük taşımacılığının kaçta kaçı karayoluyla yapılıyormuş...
      Üniversitelerde öğretim elemanının sayısı kaçmış...
      Organize sanayi bölgelerinin sayısı kaçı bulmuş...
      Kaç tanesi halen inşa halindeymiş...
      KOBİ'lere verilen teşvik kredileri ne kadarmış...
      Batman sağ ve sol sahil sulamaları yaklaşık kaç bin hektar alanı sulayacakmış...
      Kars - Tiflis demiryolu ne durumdaymış...
      Mevcut tesviyeli ve ham yol uzunluğu neymiş...
      İstanbul'da kişi başına düşen yeşil alan miktarı ne kadarmış...
     ÂBaba'nın dün Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı saatler süren açış konuÅŸmasında bütün bunları öğrendik. SaÄŸolsun, varolsun...
      Öğrenemediklerimiz mi?
      İrticanın hangi yanlış politikalar sonucu Cumhuriyet'in kapısına dayandığı... Mafyanın ülkeyi nasıl ele geçirdiği... Çetelerin hangi politikacıların hangi politikaları sonucunda ortalıkta bu denli rahat cirit atar hale geldikleri... Konuşmasında belirttiği bozuk gelir dağılımında kimlerin rolü olduğu... İşkencenin nasıl olup da hala önlenemediği... Memurların niye hala örgütlenemediği... vs... vs...
      Ne diyelim, bir gün belki 180 sayfalık konuşma yapar da, biz bunları da öğreniriz...
      Milli Güvenlik Kurulu Suriye'ye "Ayağını denk al!" uyarısı yaparken basınımız sınıra yeni birlikler kaydırıldığını haber veriyor. Suriye basını ise Türkiye'nin askeri operasyona hazırlandığını iddia ediyor.
      PKK'nın çok daha aktif olduğu dönemlerde Suriye ile kapışmayıp... Yıllar sonra PKK'nın faaliyetlerini askeri alandan siyasi alana taşıdığı ve Batı'da önemli mevziler elde ettiği bir dönemde Şam'la hesaplaşmaya girişmenin getirisi ve götürüsünü Ankara'nın iyi hesapladığını umarız... Yine umarız ki bu hareketlenme "İsrail dolmuşu"na binmenin bir sonucu değildir.
      Üstten ABD... Alttan Suriye... Bir yandan İtalya... Öte yandan Yunanistan... Türkiye Sevr kuşatması altında... Bu ahval ve şerait içinde hükümet ülkeyi savunmak için ne tür politikalar üretiyor diye gözlerimiz Mesut Yılmaz'ı arıyordu ki... Sayın Başbakan'ı Kanal D'de gördük. Meksika'da Maya Müzesi'ni geziyordu. Bir ara yanındaki Cavit Kavak'a eğildi. Önemli bir siyasi veya kültürel saptamada bulunacağını sanıyorduk. Dedi ki:
     Â- Galatasaray GençlerbirliÄŸi'ne yenilmiÅŸ...
      Bir süre durdu düşündü. Sonra ikinci saptamayı aktardı:
     Â- Bu durumda GençlerbirliÄŸi galiba lider oldu...
      Meksika gezisindeki bu iki saptama tarihe geçecek önemdeydi...
      İtalya'nın ayıbı... İtalya'nın kazığı... İtalya'nın ihaneti... Atışlarda son hedef İtalya... Kürtlere parlamentosunu açtı diye İtalya'ya kızıyoruz. Haklıyız. Ancak Kürtlere prim veren ülkelerin sayısı artıyor. Ve biz onlara hep kızıyoruz. Sadece kızıyoruz. Acaba diyoruz... Bu arada biraz da kendi kendimize çeki düzen versek. İnsan haklarında çağdaş dünya standartlarına doğru birkaç adım atsak... Ve bu şekilde haklı çıkmaya çalışsak. İyi olmaz mı?
      İkinci saptama... Bizim parlamentomuzda Kürtlerin temsilcileri vardı. DYP'nin ve diğer partilerin seçim yatırımı uğruna onları önce parlamentodan attık, sonra hapse yolladık. Bugün PKK Kürtlerin temsilcisi olarak dost ülke parlamentolarında gövde gösterisi yaparken Türkiye:
     Â- Kürtlerin esas temsilcileri bizim parlamentomuzda, diyemiyor.
      Çünkü kendi Kürtlerini siyasetten atmış, PKK'yi kürtlerin tek temsilcisi haline getirmiştir Türkiye.. Yapılan hataların sonuçlarıdır bugün yaşanan sıkıntıların önemli bir bölümü.. Bunu da unutmayalım.
Yazara E-Posta: M.Asik@milliyet.com.tr