Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       Kalamış'tan Özgür:
       - Rüyamda işletme öğrencisi olarak yurtdışına gidiyorum.. Bizdeki eğitim sistemi gereksiz ve abur cubur bilgilere dayalı olup diplomalı işsizler ordusuna nefer kazandırmaktan başka bir işe yaramadığı için babam beni İngiltere'ye gönderiyor... İlk günler büyük zorluk çekiyorum... Yepyeni bir ortam... Değişik insanlar... Farklı lisan... Öğrencilere karşı gösterilen ilginç yaklaşım... Ve lahmacun hasreti...
       Tanışma toplantısında hocalardan biri konuşuyor:
       - Arkadaşlar, önce şunu belirteyim ki, bizim açımızdan hepiniz çeşitli yeteneklere sahip olup işlenmeye hazır birer hammadesiniz. Sizlere burada sadece kitaplardaki bilgileri değil, aynı zamanda düşünmeyi, yaratmayı ve üretmeyi de öğreteceğiz... Çünkü ülkelerin geleceği bu nitelikteki insanlara bağlıdır...
       Ağızını sevdiğimin hocası.. Devam ediyor:
       - Sınavlarda başarısız olsanız bile üzüntüye kapılmayın... Biz sizleri sadece ezbere dayalı sorulara verdiğiniz yanıtlarla değil, hayata bakış açınızla da değerlendiririz... Okuduklarınızı yorumlayıp kendi kendinize sentez yapabiliyorsanız... Besin hücrelerinizi düşünmeye, araştırmaya yönlendirebiliyorsanız bu bizim için yeterli olabilir ... Sırf kitaplardaki bilgilerli öğrenmek amacıyla gelmediniz buraya... Aynı zamanda hayatın gerçeklerini görüp kişliğinizi bilimsel yollardan geliştirmeye geldiniz.. İşte biz bu konuda yardımcı olacağız sizlere...
       Hocayı alkışlıyoruz.. O sırada yanımdaki Pakistanlı öğrencinin kulağına eğilip "Zülfikar kardeş, sizin memlekette de var mı böyle eğitim anlayışı?" diye soruyorum...
       Sırıtıyor:
     Â- Ulan sizde bizde böyle eÄŸitim anlayışı olsa bu kadar geri kalır mıydık?
       Birlikte kantine doğru yürüyoruz...
       YORUMU: Gelişmiş ülkelerdeki eğitim sistemi bizim ülkeye gelmediği için sen oraya gitmeyi düşlüyorsun Özgür... Git de.. Sakın geri gelmemezlik etme...
     Â(Haldun Ertem)

       Yaşı kırkın üzerinde, ciddi bir iş sahibi olan dostumuzun yolu Adana'ya düşmüş. Yanında kendi gibi iş sahibi bir erkek arkadaşı var. Adana'nın en iyi lokantasını soruşturmuşlar. "100 Evler Restaurant" ın adı verilmiş kendilerine. Gittiklerinde görmüşler ki gerçekten şık bir mekan... Güzel bir ortam. Keyifle siparişi verip birer duble de rakı ısmarlamışlar. Garsondan yanıt:
     Â- Efendim masada bayan yoksa, aile deÄŸilseniz içki vermiyoruz.
       İstanbullu İki arkadaş şaşırmış:
     Â- Dışardan iki nataÅŸa bulup birlikte getirseydik aileyiz diye içki verecek misiniz?
       - Efendim prensibimiz böyle...
       İki eski dost fazla birşey söylemeden kalkıp gitmişler.
       Yorumu okurlarımıza bıraktılar.

       Turizmci Kemal Suman dostumuz Newyork Hilton'dan küçük bir not yazıp göndermiş... Teşekkürlerimizle aynen aktarıyoruz:
       "... Küçük bir grup ile Newyork'tayız. Grubumuzda Karadenizli bir bey var... 60 - 65 yaşlarında... Beni çok güldürüyor... Birkaç gündür beni eczaneye götür diye tutturdu. Bir eczanenin vitrininde "Viagra bulunur" diye bir yazı görmüş.
       - Naci Bey reçetesiz vermezler boşuna uğraştırma beni,
       diyorum. Sen merak etme ben hallederim, diyor. Dayanamayıp sordum:
       - Peki nasıl halledeceksiniz?
     Â- Yahu reçete yok ama malın kendisi burada, gösterince nasıl olsa anlarlar, demez mi?

       Bir zamanlar İstanbul'un nüfusunu kontrol etmek için şehre girişe vize koymak gibi düşünceler öne süren Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan şimdi her gittiği yerde aile planlamasına karşı çıkan, nüfus artışını pompalayan görüşler öne sürüyor. Aile planlamasını yabancıların tezgahı olarak niteliyor. Nüfus kontrolunu İslamiyete aykırı bir uygulama gibi takdim ediyor.
       Örneği, kendilerine yakın buldukları taraftan verelim.
     ÂTayyip ErdoÄŸan bu konuda Ä°ran'ın bile gerisine düşüyor.
       Radikal İslam'ın en koyu uygulayıcılarından İran'da mollalar, Hatemi'nin cumhurbaşkanlığından da önce, aile planlaması yönünde ciddi adımlar attılar. Aldıkları önlemleri dünya kamuoyuna açıkladılar. Bakınız, İran Sağlık Bakan Yardımcısı Hüseyin Malekafzali, 1994 Eylül'ünde Kahire'de yapılan Birleşmiş Milletler Nüfus Konferansında ne diyor:
     Â- Biz aile planlamasına inanıyoruz ve Ä°ran'daki kadınların yüzde 50'si bunu uyguluyor. Ä°ran'da evli çiftlerin yüzde 20'si hap, yüzde 8'i prezervatif, yüzde 10 u spiral kullanırken yüzde 12'si de kısırlaÅŸtırılmıştır. Ayrıca kürtajla ilgili yasalarımız da var. EÄŸer bir istenmeyen gebelik varsa kadın bir doktorlar heyetine baÅŸvurabilir, hayati tehlike varsa kürtaja izin verilir.
       Kolayca çekip çevireceği cahil ve fakir bir çoğunluk yaratmak hevesinde olmayan hiç kimsenin aklından aile planlamasına karşı çıkmak gelmiyor kısacası.

       Tatilde Rodos'a giden arkadaşımız Cihan Demirci, bu adadaki Türk turist sayısının fazlalığını görünce dayanamayıp sordu:
     Â- Neden Antalya ya da Marmaris deÄŸil de Rodos?
       Cevap, şu sıralar yabancı sinek peşinde koşan turizmcilerimizin kulaklarını da çınlattı:
     Â- Burası hem ucuz, hem de iÅŸin doÄŸrusu burada adam yerine konuyoruz... Oysa kendi ülkemizde hiçbir deÄŸeri olmayan basit birer yerli turistiz sadece... Yunanlı iÅŸletmeciler, bize kendi iÅŸletmecimiz kadar da kazık atmıyor üstelik!.."



Yazara E-Posta: M.Asik@milliyet.com.tr