13 Ekim Ankara’nın başkent oluşunun 99. yıl dönümü. Ankara, 1923 yılında Cumhuriyet ilanından hemen önce Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen tek maddelik bir kanunla başkent olur. Neden bu seçim?
Mustafa Kemal, başkent seçimindeki kriterleri bir konuşmasında şöyle izah eder:
“Birincisi, her nevi taarruz ve tecavüze karşı yerinden kıpırdamayarak kuvvet ve sükûnetini muhafaza edebilecek bir yer olmalı. Yoksa bir geminin topundan telaşa düşebilecek bir yerde hükümet merkezi olamaz.
İkincisi... Hükümet merkezi öyle bir yerde olmalı ki hükümet nazarını (bakışını) memleketin bütün muhitlerine müsavi (eşit) surette atfedebilsin. Memleketin bir kenarına çekildiğimiz zaman vatanın bizden uzak kalan gayri mamur yerlerini unutuveriyoruz.”
Başkent olarak akla üç şehir, Ankara, Sivas ve Kayseri gelmiştir. Konu TBMM’de tartışılır. 13 Ekim’de Ankara başkent ilan edilir.
***
Peki, Ankara adı nereden gelir? Ankyra, Angora gibi köklerden geldiği yolunda görüş ve iddialar vardır. Ancak Atatürk, Yunan Başbakanı Metaksas’ı kabulünde harita üzerinden kendi görüşünü aktarır. Orta Asya’daki Baykal Gölü’ne iki ırmak dökülür; biri Ankara, diğeri Turka. Atatürk Seyhan ve Ceyhan nehir adlarının Orta Asya’dan geldiği gibi Ankara adının da yine Baykal Gölü çevresinde yaşayan göçebe Türkler tarafından Ankara’ya taşındığı kanısındadır. Atatürk’ün bu anlatımı zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın anılarında yer alır.
TAKTİK
Galatasaray kulübü bir duran top antrenörü getirtiyormuş.
Austria Wien takımında yardımcı antrenör olarak çalışan Sargon Duran, belli aralıklarla Türkiye’ye gelerek GS takımına duran top, yani korner, faul ve taç atışlarını gole çevirmek konusunda taktik dersler verecekmiş.
Gördüğünüz gibi, futbolda uzmanlık alanları giderek genişliyor. Bizim zamanımızda takımlarda sadece bir antrenör ile yardımcısı bir de çok çok kaleci antrenörü görev yapardı. Şimdi her kulübün 30-35 kişilik teknik kadrosu var.
Acaba diyoruz... Futbol kulüplerine birkaç da “Çaktırmadan faul yapma” ve “Hakeme çaktırmadan hakemi aldatmaya yönelik hareket yapma” uzmanı alınsa iyi olmaz mı? Bu işler şimdilik çok acemice yapılıyor da... O alanda uzmanlaşmaya da çok ihtiyaç var!
KIRCA
12 Ekim, unutulmaz sanatçı Levent Kırca’nın yedinci ölüm yıl dönümü.
Kanser tedavisi sürerken hayatını kaybeden Kırca, ölümünden kısa süre önce vasiyetini kaleme almış ve izleyicilerine son mesajını “Dik durun... Adil olun, sabırlı olun. Daha iyi bir dünyada görüşmek ümidiyle. Atatürk’le kalın, cumhuriyetle kalın, hoşça kalın” diyerek vermişti.
Anısı önünde saygıyla…
MİYASET
Mülkiyeli arkadaşımız bir kısa not göndermiş.
Diyor ki:
“Hocamız Bülent Daver siyaseti bir Yunan filozofun deyimleriyle anlatırken:
- Siyaset tavada balık kızartmak gibidir, derdi, balığı tam zamanında tavadan çekip çıkarmazsanız yakarsınız.
Siyaset, doğru zamanda doğru kararlar almak becerisidir.
Halkı yönetme sanatıdır.
Demokrasinin göstermelik uygulandığı ülkelerde ise siyaset başka bir tanım alır.
Bu toplumlarda siyaset yapılan hataları ya da işlenen uçları başkalarına yükleme sanatıdır.
Siyasi kavga halka hizmet ve en iyi bulmak yönünde değil ‘Kabahat sende - Hayır sende’ ekseninde yürür.
En kötüsü ise...
Halkın bunu siyaset zannedip kendisini taraflardan birinin yanına koyması, kendi arasında kavgaya tutuşmasıdır.
Bu ülkelerde siyaset ve demokrasi bir toplumsal ıstırap halini alır.”
SÜRPRİZ
Kemal Kılıçdaroğlu ABD gezisindeyken Ahmet Davutoğlu kendisine hoş olmayan bir sürpriz yaptı. 6’lı Masa’yı da ciddi şekilde sarsacak bir sürpriz oldu bu...
Malum, Kemal Bey’in türban için yasa önerisine Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bunu anayasa maddesi haline getirelim” diye cevap vermişti.
Kemal Bey bu öneriye sert cevaplar verdi. Son olarak ABD’den:
“Bu mesele kapanmıştır” mesajını yolladı.
Anlaşılan, Anayasa görüşmelerine katılmayacaktı.
Ahmet Davutoğlu ise tam tersine Tayyip Erdoğan’ın önerisini alkışlayarak destekledi, kendi gururunu bir yana bırakıp, ondan randevu istedi.
Davutoğlu resmen masa ortağı Kılıçdaroğlu’na karşı Tayyip Erdoğan’ın tarafını tutuyor. Rakip ilan ettikleri Erdoğan’a biat eder bir tavır takınıyor.
Bu olay 6’lı Masa içinde sessizce geçiştirilecek cinsten bir olay değil. Bakalım iş nereye varacak?
MUDANYA
Mudanya Üniversitesi Türkçe Dili Araştırma Merkezi kuruyormuş. Güzel bir girişim.
Rektörlük bunu resmi bir yazıyla ilgili kişi ve kurumlara bildirmiş.
Rektörlük yazısının yer aldığı sayfayı gördük.
Sayfanın üstünde Mudanya Üniversitesi daha sol ve üstte ise “Mudanya University” yazısı okunuyor.
Üniversite adının bir de İngilizce yazılmasına neden gerek görülmüş?
