Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Münih’te geçen hafta sonu 39’uncu Güvenlik Konferansı düzenlendi. Münih Belediye Başkanı Christian Ude konferansa katılanlara ev sahibi olarak "hoş geldiniz" dedi. Hemen peşinden sokağa çıkarak 20 bin kişinin katıldığı "Savaşa Hayır" yürüyüşüne katıldı...
Konferansta Türkiye’nin adı çok sık anıldı. ABD Savunma Bakanı Rumsfeld ile Avrupalı hükümet sözcüleri karşılıklı mesajlar verdiler. Ne var ki toplantıda İranlı bir bakan dahi bulunduğu halde Türkiye’nin bakanı yoktu. Konferans yöneticilerinin açıklamasına göre Savunma Bakanı Vecdi Gönül Münih’e davet edilmiş ama gelmemişti. Türk- Alman Dostluk Federasyonu (DTF) Genel Başkanı Ali Kılıç gönderdiği notta diyor ki...
- Güvenlik Konferansı’nda bir kez daha net olarak görüldü ki, Avrupa Türkiye’siz olamıyor. Üç gün süren Güvenlik Konferansı’nın ana gündemini Türkiye oluşturdu. Üzerinde yaşadığımız coğrafya ile ilgili senaryoların konuşulduğu ve kararların oluşturulduğu bir ortamda ne yazık ki bir temsilcimiz yoktu. Konuşmacılar "Türkiye olmadan bu iş olmaz" derken "İki ay önce yapılan AB toplantılarında neredeydiniz, Türkiye’nin önemini yeni mi keşfediyorsunuz?" diyecek bizden birinin olmaması üzücüydü...

Eskiden Albayrak için savaşanlar şimdi Albay Rock için savaşacaklar.
Tahsin Kıcırlı

Deniz Baykal "Tayyip Erdoğan AKP’nin kimyasını bozdu" demiş. Daha iyi ya... Böylece CHP’nin eline kimyasal bir silah geçmiş olur...
Haldun Ertem

Üstat Cevat Ültanır o nefis şarkıyı acaba Abdullah Gül - Tayyip Erdoğan ikilisinin George Bush’a olan duygularını ifade için mi yazmıştı. Okuyalım:
Bir bakış baktın kalbimi yaktın
Aşkın kemendin gönlüme taktın
Bahçende gülün kapında kulun
Olmaya razıyım sevgilin senin
Canım fedadır senin yoluna
Günahların da benim boynuma
Çıkalım seninle Bağdat yoluna
Sen bir şahinsin ben garip serçe
Attın kalbime demirden pençe
(Sayın Dr. Satvet Sınav’a teşekkürle)

Bayramda izinliyiz. Mutlu bayramlar.
Önce Kristof Kolomb buldu/ Amerika’yı/ Sonra biz.
Umutlar azaldı, günden güne/ mutluluklar
Ve ekmeğimiz / Bir çocuk ağlarsa dağ başında
Gözyaşında Amerika akar./ Vurdularsa birini, kanı şorladıysa/ Bilin ki o kursunlarda Amerika var/ Kişi kişiye köle tutulduysa,/ asıldıysa/ Darağaçlarında Amerika var.
Ama biz yine de direnecegiz/ Sonuncumuza kadar...
Cahit Külebi

Diş macunu reklamlarında fırçanın üzerine üç santim macun sıkıldığını gören okurumuz soruyor:
- Hekimler fırçanın üzerine mercimek ya da en fazla nohut kadar macun konulmasını önerirken diş macunu üreticileri reklamlarda bunun 5 - 10 katı macun sıkıyor fırçanın üzerine... Yanlış mesaj... Acaba diğer söyledikleri doğru mu?

Bayramlar; sevgiye, dostluğa, hoşgörüye, kaynaşmaya, bağışlamaya, yardımlaşmaya ilahi çağrıdır.
Ama ne yazık ki bu bayramda sevgi, dostluk yerine savaş senaryoları konuşulacak..
Irak’ta yüz binlerce çocuk son bayramını yaşayacak.. Bir dahaki bayramı göremeyecek...
Petrol uğruna, çıkar uğruna,
Bu ülkenin çocukları da kış kıyamette sınır boylarında..
Her şeye rağmen mutlu bayramlar diliyorum..
(Okurumuz Hüseyin Savcı’nın bayram kutlamasına biz de imzamızı atıyoruz.)

Canlı kalkanlar dün Sultanahmet’te yakınlarıyla vedalaşarak yola çıktı. Savaşa hayır diyecek gücü kalmamış cansız hamsiler, istavritler, lüferler, çinakoplar kaldılar geride...
NATO çatladı, ufukta bir dünya savaşının ışıkları yandı...
Çünkü İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez devler karşı karşıya geldi.
Fransa ve Almanya ABD’nin savaş bahanelerine inanmıyor.
Fransa ve Almanya’nın yeni barış planında, Irak’ın BM Barış Gücü denetimine alınması, silah denetçilerini üç kat artırarak arama çalışmalarının sürdürülmesi öngörülüyor.
Rusya ve Çin Avrupa’nın yanında yer aldı.
Yeni barış formülü 15 Şubat’ta Birleşmiş Milletler’e götürülecek.
Şu durum yeni bir dünya savaşına işaret etmiyor. Çünkü Almanya, Fransa, Rusya ve Çin şimdilik ortadalar.
Ancak yarın bu 4 güçlü ülke Irak’a veya ABD’nin saldıracağı bir başka ülkeye açıkça destek olurlarsa işte size resmen "üçüncü dünya savaşı"...
***
Türkiye herkesten önce ABD’nin yanında saf tutarak yanlış oynadı.
Haksız tarafa omuz vererek hem savaş sürecini hızlandırdık, hem barış çabalarını zora soktuk, hem kendi kendimizi çelmeledik...
Başbakan Abdullah Gül her konuşmasında ne kadar barışçı olduğunu anlatıp duruyor. Ama o "çok inandırıcı" konuşmaları Türkiye’nin topraklarını Amerika’ya sunarak savaşa ilk omuz veren ülke olduğu gerçeğini gizleyebilir mi?
Ortadoğu büyük savaşa gebe.. Ve biz hedef olmaya adaylığımızı koymuş bir ülke...
Hükümetin pazarlık yöntemi de evlere şenlik.
ABD’ye istedikleri verildi. Bütün isteklerinin karşılanacağı belli edildi. Alacaklarımız bundan sonra masaya getirildi.
Böyle pazarlık olur mu? Bu pazarlıktan kârlı çıkmamız mümkün mü?

BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Başkan Bush’a sormuş:
- Irak’ta kitle imha silahları bulunduğunu nereden biliyorsunuz?
- Faturaları bizde...