Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       DİYANET İşleri Başkanlığı'nca yürütülen hizmetlerin geliştirilmesi konusunda görüş oluşturmak amacıyla 1993'te kurulan Din Şurası'na temsilci gönderme hakkı olan 10 kuruluş arasına Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği de girdi.
       Bakanlar Kurulu'nun 1993 tarihli Din Şurası Tüzüğü'nde değişiklik yapılmasına ilişkin yeni tüzüğü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tüzükteki en belirgin değişiklik, şurada temsil edilecek kuruluş sayısının sekizden 10'a çıkarılması ve bu kuruluşlar arasına MGK Genel Sekreterliği'nin de alınması oldu. Yeni tüzükle şurada temsil edilecek kuruluşlar arasına İçişleri, Dışişleri, Sağlık ve Kültür Bakanlıklarıyla, Genelkurmay Başkanlığı, DPT Müsteşarlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yanı sıra MGK Genel Sekreterliği ve Turizm Bakanlığı da alındı. Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu'na ait olan temsilcilik de Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) verildi.
       Yeni tüzükle şuranın üye yapısında da değişikliklere gidilirken, daha önce Din İşleri Yüksek Kurulu'nca seçilecek 15 bilim ve din adamı sayısı 20'ye çıkarıldı. İlahiyat fakültelerinin vereceği üye sayısı üçten bire indirilirken, imam hatip liselerinden Milli Eğitim Bakanlığı'nca seçilecek 10 öğretmen yerine beş okul müdürünün üye olarak görev yapması karara bağlandı.

       İzmir'de kurulu Salaklar Derneği (en aklı başında derneklerimizden biri) partilerin aralarındaki ideolojik farklılığı ve tartışmayı bir cümlede özetlemiş:
     Â- Bir kısım partiler "ıspanaklı yumurta" yı savunurken, diÄŸer partiler "yumurtalı ıspanağı" savunmaktadılar...
       Bu ideolojik ve politik düşünce uçurumu doğal olarak siyasette fırtınaların kopmasına yol açıyor.
       Mesela Mes- Cin - Bül koalisyonu, Otağtepe'de faziletli bir yazarın villasında DYP'nin Fazilet'e yamanma manevrasını eleştirirken kendileri de teker teker bir tarikata ya da cemaate yamanmaya çalışıyorlar.
       Fakirin cebinde zengine aktaracak para kalmadığından...
       Fakiri uyutacak yalan kalmadığından...
       Tarikatlara yamanacaksınız ki... Fakiri hiç değilse öteki dünya umutlarından yakalayabilesiniz...
       Bu bağlamda Atatürk'ün partisi olduğundan tarikatlarla ilişki kurmakta mahçup davranan CHP ne yapsın? Emeğiyle geçinenleri savunmak yeni dünya düzenine uygun olmadığından ne yapacağını bilemiyor. Tatile çıkmış bulunuyor.
       Siz yumurtalı ıspanağı mı daha çok seversiniz, ıspanaklı yumurtayı mı?
       Seçimde doğru tercihi yapmanıza bu sevginiz rehber olacaktır.

       Cumhurbaşkanı Demirel'in Hacı Bektaş Veli'yi anma törenindeki çağrısı çok çok anlamlıydı:
     Â- Din sömürüsüne karşı çıkın..!
       Cumhurbaşkanı'nın bu çağrısını başlık yapan Cumhuriyet gazetesi alt başlıkta şöyle diyordu:
     Â"Demirel hangi inançtan olursa olsun din istismarcılarına karşı çıkılmasını istedi.
       ***
       Tesadüf bu ya.. Pazar günü Uğur Mumcu'nun "Bütün kitapları" dizisini karıştırırken gözümüze Demirel'le ilgili aynı konuda bir yazı ilişti.. 18 Mayıs 1978 tarihinde kaleme alınmış olan bu yazıyı birlikte okuyalım:

       ... MSP genel başkanı Necmettin Erbakan hakkında "din sömürüsü yapıyor" diye dava açan Yargıtay Başsavcısı Kazım Akdoğan'ın kulakları çınlasın.
       AP Genel Başkanı Demirel, Samsun'daki konuşmasına tekbir sesleriyle ve kendisine armağan edilen Kuran - ı Kerim'i öperek başladı. Anayasa'ya bakarsanız yasa önünde herkes eşittir. Uygulamaya göz atarsanız insanlar çeşit çeşittir. Din sömürüsü Erbakan için yasak, Demirel için mübahtır. Hani Anayasa, hani Ceza Yasası'nın 163'üncü maddesi, hani Siyasi Partiler Yasası, hani hani...
       Sağcımız, solcumuz, ırkçımız, turancımız, askerimiz, sivilimiz, gencimiz yaşlımız elimizi şöyle bir vicdanımıza koyalım.
       Ülkemizde din sömürüsünün tek sanığı şu zavallı MSP lideri, Erbakan Hoca mı? Demirel hiç din sömürüsü yapmıyor mu? Bakın Allahaşkına, ne o tekbir sesleri, ne o siyaset kürsüsünde Kuran - ı Kerim'i öpüp başına koymalar. Bu MC liderlerinin hangisi din sömürüsünde ötekinden geri kalıyor.
       Elimizde Atatürk'ten kala kala bir Atatürk Müzeleri, bir de laiklik ilkesi kalmıştı. Onu da bu MC partileri yiyip bitirdiler.
       ***
     ÂDemirel'in bu yazının yayınlanmasından tam 20 yıl sonra yaptığı " Din sömürüsüne karşı çıkın" çaÄŸrısı ne anlamlı deÄŸil mi..!





Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr