Hafta sonunda Voleybol Kadın Milli Takımımızın Hırvatistan’la yaptığı maçı TV’de izledik. Takımımız neşesiz, isteksizdi. Hırvatistan’ı zorlukla 3-2 yendik. Tribünlerde eski coşku yoktu. Bayraklar sağa sola sallanıyor ancak ses çıkmıyordu. Çünkü ortak bir slogan veya marş yoktu. Özellikle basketbol ve voleybol milli takımlarımızın maçlarında maçlarında hoparlörden ulusal duygu yüklü marşlar söylenir, hem seyirci hem oyuncular bu marşlarla coşardı. O marşlar artık duyulmaz oldu.
Önce “Çıktık açık alınla” diye başlayan “10’uncu Yıl Marşı” spor salonlarını terk etti!
Ardından “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” sözleriyle yürekleri büyüten “İzmir Marşı” onu izledi.
Atatürk’ün Samsun’dan Havza’ya yürürken arkadaşlarına öğrettiği “Dağ Başını Duman Almış” diye başlayan Gençlik Marşı da söylenmiyor artık.
Atatürk ve Cumhuriyet coşkusu içeren, kitleleri ortak duygularda birleştiren ve coşturan marşlar unutturuluyor. Atatürk ve Cumhuriyet değerlerinin gündemden ve tarihten çıkarılması için yürütülen programın parçasıdır bütün bunlar.
KUZU’NUN SESSİZLİĞİ!
Twitter âleminin en renkli simalarından biri kuşkusuz Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Burhan Kuzu. Attığı tweet’lerle sosyal medyayı sallıyor. İşte son mesajı:
“İkinci Abdülhamid Han tahttan uzaklaştırılınca bir gazeteci Mithat Paşa’ya sormuş: ‘Paşam istediğiniz oldu, şimdi ülke için projeniz nedir?’ Paşa ‘Biz sadece Abdülhamid’i yıkmaya odaklandık, sonrası ne olur düşünmedik’ demiş. Ne oldu? İmparatorluk çöktü. Tek hedef Erdoğan. Sonra?”
Hoca dokunaklı bir konuya temas etmişti. Ancak küçük bir tarih hatası vardı! Onu da Twitter ahalisi işaret etmekte gecikmedi:
“Mithat Paşa’nın Abdülhamid’in emriyle Taif’e hapse gönderilip, boğulduğu tarih, 1884.
2. Abdülhamid’in tahtan indirildiği tarih, 1909.
Mithat Paşa, öldükten sonra meydana gelen bir olay için nasıl röportaj verebiliyor?”
Hoca’dan hâlâ yanıt yok...
KAMYON
Mersin’de şeftali yüklü kamyonet devriliyor, 4 işçi ölüyor, 11 işçi yaralanıyor.
Vicdansız şoför veya kamyonet sahibi araca yüklediği sandıkların üzerine de 15 işçi almış.
Benzer haberleri sık sık okuruz...
Gerisini öğrenemeyiz...
Yaralanan işçilerden kaçı bir daha çalışamayacak durumdadır?
Kazazedelere bir tazminat ödenmiş veya ödenecek midir?
Kazanın olduğu ilde kontroller ve caydırıcı önlemler neden aksamıştır?
İlin valisi ve trafik sorumluları neden görevlerini yapmamıştır?
Sonuç: Trafikten sorumlu olanlar sorgulanıp ceza almadıkça bu facialar böyle sürecektir.
MİLOR
Ünlü gurme (lezzet yazarı) Vedat Milor dondurma reklamında oynamış.
Acaba yaptığı doğru mu, yanlış mı?
TV röportajında doğru yapmış diyen var, yanlış diyen var...
Tabii ki yanlış...
Siz lezzet yazarına ancak size anlattığı yemek veya mekânlarla ilgili yargılarında tarafsız olduğu için inanırsınız.
Adam para karşılığı gıda ürünü reklamı yapıyor, çıkar karşılığında, inansın inanmasın, bir ürünü övebiliyorsa... Artık inanır mısınız?
FIKIH
İstanbul’da “Fıkıh-Der” adlı yasa dışı bir dernek kurmuşlar.
Bu derneğe bağlı yatılı bir Kuran kursu açmışlar. Ve bu kursta 30’a yakın çocuğa tecavüz etmişler.
İki soru: Neden din perdesi ardında yürütülen bu iğrençlikler konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir önerisi, kınaması veya uyarısına rastlanmaz? 2) Neden bu tür kursları izlemek ve denetlemekle yükümlü merciler sorgulanmaz?
NOT
Genç yazarlarımızdan Elif Çongur, Twitter mesajında olağan bir düğün telaşını yansıtıyor:
“Annemi kuaföre getirdim, koltukta gelin var. Fotoğrafçı, makyöz, elti, görümce, kalabalık kıyamet... Damat gelin arabasını getirdi ‘Yedim tatlıyı aldım Yozgatlıyı’ yazdırmış.
Gelin kavga çıkardı. Damat yazıyı değiştirmeye gidiyor: ‘Ev alacaksan üst kattan kız alacaksan Yozgat’tan’ yazılacakmış. Damat hâlâ dönmedi.”