ABD’nin Mardin’de lojistik üs kurduğu ve İskenderun’dan Mardin’e sevkiyat başladığı haberleri Meclis Başkanı Bülent Arınç dahil herkesi pek şaşırtmıştı. Çünkü Mardin’in adı birinci tezkere görüşmelerinde hiç geçmemişti. İşin içinde iş olduğu yeni anlaşıldı. Meğer birinci tezkere Meclis’ten geçtikten sonra ABD ile 8 Şubat’ta gizli bir mutabakat imzalanmış. Bu mutabakat, "Mardin - Kızıltepe - Nusaybin" hattında lojistik üsler kurulmasını öngörüyormuş (Mustafa Balbay - Cumhuriyet)... Mardin’de bir helikopter üssü kurulması için inşaata başlanmış (Serpil Çevikcan - Milliyet)...
Bütün bu bölge malumunuz Irak değil Suriye sınırında... Suriye bilindiği gibi ABD’nin Irak’tan sonraki hedefleri arasında yer alıyor. Dolayısıyla Türkiye - Suriye ilişkileri de etkilenebilir.
Sayfamızın sağ yanında "gizli mutabakat"ın kapsadığı alanları okuyacaksınız.
Ülkede Amerikan üssü olmayan yer kalmıyor gibi...
Amerikan Büyükelçisi Pearson Türkiye’ye 1 milyar dolar yatırım yaptıklarını söylüyor. Çok açık ki, ABD Irak’ı işgal ettikten sonra üslerini o ülkeye taşımayacak. Türkiye’de kalarak topraklarımızı Ortadoğu operasyonlarında üs olarak kullanacak. Başımıza daha çoook işler açılacak...
Ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakları yine de yere dökülür.
Çin Atasözü
Birinci Tezkere Hükümeti sizlere ömür,
Yaşasın İkinci Tezkere Hükümeti ...
1995 yılında Atatürk’ün "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir" sözü üzerinde tartışma başlamış, İslamcılar "Hâkimiyet Allah’ındır, hâkimiyetin millete ait olduğunu söylemek dine hakarettir" diye tutturmuştu. O kadar ki... 1995 yılında Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk zorlanmış, 23 Nisan afişlerine "Millet hâkimiyeti kayıtsız şartsız milletindir" gibi garip bir cümle yazdırmıştı. İslamcılar iktidara geldi... Artık hâkimiyetin kime ait olduğu tartışılmıyor. "Amerika’nın" olduğunda herkes hemfikir çünkü..
Meclis Başkanı Bülent Arınç oylamada "ret" kullananların listesinin başkasının eline geçmemesi için yardımcılarını sıkı sıkı uyarmıştı. Ancak her nasılsa Amerikalı Senato üyeleri veya diplomatlar bu isimleri biliyor. Onlarla tek tek görüşmeler yapıyor. Ayrıca Büyükelçi Pearson CHP’li ve AKP’li "retçi"lere evinde yemek davetleri veriyor...
Vekiller kendilerinden ne istendiğini bile bile bu yemeklere acaba neden katılırlar? Ret oyuna ABD’nin ne değer biçtiğini öğrenmek için mi?
Büyükelçi Deniz Bölükbaşı ile Amerikalı Büyükelçi Mariso Lino’nun TBMM’nin birinci tezkereyi onaylamasından sonra imzaladıkları 8 Şubat tarihli gizli mutabakat basına yeni yeni sızıyor. Milletvekilleri de nelere onay verdiklerini yeni yeni öğreniyorlar. Akşam’dan Hakan Atis’in haberinden yararlanarak bu mutabakatın ana hatlarını aktaralım:
40 bin 977 ABD askeri İskenderun - Mardin arasında belirlenen noktalarda konuşlanacak. 23 bin muharip ABD askeri, Silopi üzerinden Irak’a geçecek...
Batman’da ABD’nin arama kurtarma ve muharip uçakları konuşlanacak.
Diyarbakır’da özel kuvvetler için askeri uçaklar, Gaziantep’te personel taşıyıcı uçaklar, İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’nda bombardıman uçakları, Çorlu ve Afyon’daki askeri üslerde de tanker ve ağır nakliye uçakları konuşlandırılacak.
Uçakların hareketleri TSK’nın bilgisi ve koordinasyonu altında olacak.
Mersin Taşucu Limanı mühimmat, İskenderun Limanı ise araç ve teçhizat nakliyesinde kullanılacak.
Mardin, Nusaybin ve Kızlıtepe, hârekat boyunca ABD’nin lojistik amaçlı ikmal bakım merkezi olacak. Kızıltepe’de daimi 390, Nusaybin’de 3 bin 988 ABD personeli görev yapacak.
İstanbul’da 28 uçak ve 2 bin 336 personel, Çorlu’da 18 uçak, bin 287 personel, Afyon’da 20 uçak, 188 personel, İncirlik’te 131 uçak, 6 bin 713 personel, Diyarbakır’da 12 uçak, 11 helikopter ve 3 bin 655 personel, Batman’da 34 uçak, 6 helikopter ve 2 bin 224 personel, Gaziantep Oğuzeli Havaalanı’nda 668 daimi personel görev yapacak.
Taşucu Limanı’nda 301, Mersin’de 206, İskenderun’da 2 bin 950 ABD’li görev yapacak. Nusaybin’de 2 bin 377 ABD’li asker konuşlanacak.
Liste uzayıp gidiyor... Uzun lafın kısası.. Anadolu "Conidolu" oluyor.
Tayyip Erdoğan, Siirt seçimi için "Şiir gibi sonuç" demiş. Arada fark var... Geçen şiirde cezayı kendi çekmişti... Bu kez halk çekecek...
Haldun Ertem