Türkiye’nin nüfusu 84 milyon.
Hollanda’nın 17 milyon.
Yani Hollanda nüfusu Türkiye’nin beşte biri.
Hollanda’nın tarım ürünü ihracatı 120 milyar dolar.
Türkiye’nin tarım ürünü ihracatı ise 25 milyar dolar.
Yani Hollanda Türkiye’nin dört katı tarım ürünü ihraç ediyor.
Bu başarıyı nasıl gerçekleştiriyor?
Hollanda’nın sırrı nedir?
Kooperatifçilik ve bilimsel üretim.
Türkiye’de ise kooperatif yerinde sayıyor.
Mevcut partiler ve liderler kooperatif olgusunu pek ağızlarına almıyorlar.
Parti programlarında da birkaç satır geçiyor o kadar.
Bilir misiniz?
Atatürk hemen her Meclis konuşmasında kooperatifçiliği anlatmış, desteklemiş ve çiftçiyi kooperatif kurmaya özendirmiştir.
Dahası... Kendisi de bir kooperatif kurucusudur.
Atatürk, örnek olmak ve cesaret vermek için, 30 Haziran 1936’da İçel’in Tekir köyünde sahibi bulunduğu Tekir Çiftliği civarındaki üreticilerle birlikte bir tarım kredi kooperatifi kurmak üzere Ziraat Bankası’na bir dilekçe verir.
Bu dilekçeyi kooperatifin kurucu üyesi 36 üretici imzalamıştır. Bu imzalardan birincisi Atatürk’e aittir.
Günümüzde bu kooperatifin adı “Atatürk Tekir Tarım Kredi Kooperatifi”dir.
Kuruluş dilekçesinin verildiği 30 Haziran günü ise son yıllarda “Kooperatifçilik Bayramı” olarak kutlanmaktadır.
Çiftçi borçlarını silmek veya mazotu ucuzlatmakla tarımı kurtaramazsınız.
Üreticiden tüketiciye her aşamada kooperatif kuracak, aracıyı aradan kaldıracaksınız.
OSMANLI’DAN BERİ
Atatürk’ün gazeteci dostu Falih Rıfkı Atay “Çankaya” adlı kitabında yazıyor.
“Osmanlı imparatorluğunda İstanbul’da kadınların ırzından yalnız kocaları, anaları, babaları sorumlu değil idiler. Bütün mahalle halkı aile hayatını kontrol ederdi. Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde görürdü. Yüzler, kollar, bacaklar iyice kapanmalı, çarşaflar vücut biçimini hiç sezdirmemeli, peçeler bir süs değil tam bir örtü olmalı idi. Harp, pahalılık gibi hadiseler olduğu veya idare aleyhine dedikodular arttığı vakit hemen kadın kılığı günün meselesi haline gelirdi.”
Eh, dünden bugüne çok da fazla değişiklik yok. Gündem sıkıştığı anda yine türban gündeme geliyor. Bu arada sakallı sarıklı, kerameti kendinden menkul hocalar! ekranlarda günübirlik kadın kıyafetleriyle uğraşıyor ki gündeme gelebilsinler. Hâlâ dünde yaşıyoruz!
MASA 6
6’lı Masa 28 Kasım’da yaklaşık 100 maddelik anayasa değişiklik teklifini açıklayacak.
İktidar kanadı da hemen ardından kendi tekliflerini öne sürebilir.
Böylece uzun anayasa tartışmaları başlayabilir.
Oysa günümüzde kamuoyu ekonomi, istihdam, konut talebi, enerji fiyatları gibi acil konuların tartışılmasını, bu konuda yeni fikirler, projeler, çözümler ortaya çıkmasını bekliyor. Şu anda Anayasa’yı değiştirecek çoğunluk bulunmadığı gibi, seçim sonrasında bulunacağı da meçhul. Bu konu seçim sonrasına bırakılabilirdi. Şimdi ele alınması gerçek gündemi gizleyecektir.
İkincisi... Laiklikle ilgili 24. maddede değişikliğin Masa’daki 6 lidere bırakıldığı söyleniyor ki... Altı lider bizce 24. maddeye kesinlikle dokunmamalı. Çünkü bugüne dek bu kavrama iyi niyetle yaklaşacaklarına ve ileri götüreceklerine ilişkin izlenim vermediler. Madde üzerinde oynamaları tepkilere yol açacaktır.
FENER
1907 Fenerbahçe Derneği Başkanı Rıfat Perahya, Cumhuriyet’in 100. yılında stadyumun adının ATATÜRK STADYUMU olmasını önermiş. Divan Başkanı Uğur Dündar müjdeyi vermiş. Başkan Ali Koç da bu talebin arkasında olduklarını bildirmiş.
Cumhuriyet’in 100. yılında “Ülker Stadyumu Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi” adının “Fenerbahçe Atatürk Stadyumu” olarak değişmesi bekleniyor. Kutlarız Fener yönetimini.
Bu arada Fenerbahçe Antrenörü Jorge Jesus ve futbolcular Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne 100 kız öğrenci için burs bedeli bağışlıyormuş. Onları da kutluyoruz.
Futbol yalnızca futbol değildir tabii... Futbol aynı zamanda yurttaşlık görevi ve tarih duyarlığı da içerir.
YAZAR
Edebiyatçı yazar gazeteciyle konuşuyor:
- Yazar olamayacağımı 40’lı yaşlarda anlamıştım.
- Vazgeçseydiniz yazmaktan.
- Vazgeçemezdim çünkü çoktan ünlü bir yazar olmuştum.
MESAJ
Erol Bilgen’in Facebook mesajı:
“Buradan belediyelere sesleniyorum, parklara çiçek yerine domates, hıyar, kıvırcık, roka falan ekin. Bunlar çok pahalı, alamıyoruz.”
BİLİM
Çağdaş dünya insani yanılgıları ortadan kaldırmak ve geleceği görebilmek için bilimi geliştiriyor.
O yarışa katılmayan ülkeler ne mi yapıyor?
- İnşallah bilim yanılır! diye dua ediyor.
Çünkü bilimin gerisinde kalmış olup bilimin gereklerini yerine getirmekten de umudu kesmişlerdir.
Biz de öyle diyoruz.
- İnşallah bilim yanılır.
Evet, umutsuz bir slogan ama başka dileğimiz yok.
Yoksa bir depremde yüz binlerle insan kaybedeceğiz.