Meclis bugün açılıyor. Önümüzdeki haftadan itibaren de çalışmalarına kaldığı yerden devam edecek. İlk iki hafta Genel Kurulu yönetecek Başkan Vekili Uluç Gürkan'a soruyoruz:
     Â- Yeni dönemde gündeminizde neler var?
      - İlk gündem maddelerimizden biri, eski Başkan Mustafa Kalemli'nin dokunulmazlığının kaldırılması konusu... Kader işte!..
     Â- Yeni salonda oylamalar artık elektronik sistemle yapılacak herhalde?
      - Hayır! Sistem henüz çalışmıyor, dolayısıyla oylama bir süre daha eskisi gibi ad okunarak yapılacak. Ha, bu arada, salonu yapan firmanın Meclis'e attığı yeni bir kazık daha ortaya çıktı...
     Â- Nedir o?..
      - Bize, elektronik yoklamayla ilgili brifing verirlerken milletvekillerinin üç parmağının izini almak en iyisi demişler, biz de bunu kabul etmiştik. Ama daha sonra anlaşıldı ki, iki parmak izi bile yeterliymiş. Bir fazla parmak izi çok mu önemli demeyin, sadece bunun bize getirdiği ek külfet milyarları buluyor...
      Deşifre edilen son bant MİT mensubu Yavuz Ataç'la Çakıcı arasında... Bantta Yavuz Ataç, Çakıcı'ya "Seni alacaklar" diyor ve nasıl davranması gerektiğini anlatıyor...
      Radikal'de İsmet Berkan, "Ataç ile Çakıcı arasındaki konuşmaların sayısız bandı var" diyor, "bunların tamamını da Çakıcı'nın ilişkilerini bilen polis ve MİT kayda almış durumda..."
     ÂBu iliÅŸkiler bilindiÄŸi halde soruÅŸturmaya konu olmamış; Ataç idari ateÅŸe olarak Çin'e atanmış. EÄŸer Çakıcı yakalanıp bantlar ortaya dökülmese durum aynen devam edecek. Tabii aynı zamanda Eyüp Aşık - Çakıcı muhabbeti de sır olarak kalacaktı.
      Şu iki küçük örnek bile "devlet" ve "siyaset" yapısının ne halde olduğunu gösteriyor. Bu yapı tabii ki ülkeyi içerden ve dışardan tehdit eden tehlikelere karşı koyamaz. Tam tersine, tehditlerin altında ezilmeye başlar. Şimdi o dönemi yaşıyoruz...
      ABD Kuzey Irak'ta Kürt federasyonu kurdurmuş. İtalya PKK'ye kucak açıyor. ABD Türkiye'de "Demokrasiyi araç" olarak gören İslamcıları destekliyor. Cumhuriyet'e karşı ABD'li akıl hocaları tarafından oluşturulan Kürtçü - dinci ittifakı yurt içinde de kendine demokrat süsü veren entellerce desteklenmekte. Rusya ve Yunanistan'la aramızda "S - 300" krizinin patlamasına çeyrek var. Suriye ile her an dalaşabiliriz. İran - Ermenistan - Yunanistan Türkiye'ye karşı cephe oluşturmuş. Biz içerden, onlar dışardan... Osmanlı döneminde bile eşi görülmemiş yoğunlukta bir yıkım operasyonunun hazırlıkları yapılıyor.
      Ve... Düştüğü bataklıkta debelenen Ankara, sergilediği zafiyetle, dış tezgahları caydıracak yerde yeni belalara davetiye çıkarıyor. Çok kritik bir noktadayız. Onu bilelim...
      Turkish Daily News'tan Kemal Balcı geçen gün Antalya'dan Ankara'ya arabasıyla geliyordu. Şehirden henüz çıkmıştı ki, bir trafik ekibi kendisini durdurdu. Yanına gelen polis, son derece nazik bir ifadeyle;
     Â- Az önce hatalı sollama yaptınız beyefendi, dedi, size 6 milyon 800 bin lira ceza yazacağım.
      Arkadaşımız suçunu biliyordu, cezayı itirazsız kabul etti.
     Â- Haklısınız polis bey, lütfen makbuzumu kesiniz.
      Tavır, polisin hoşuna gitmiş olacaktı ki, karşısındaki kişiyi daha yakından tanımak istedi.
     Â- Afedersiniz beyefendi, ne iÅŸ yaptığınızı sorabilir miyim acaba?
      - Gazeteciyim efendim.
     Â- Mmm... Demek gazetecisiniz. Hangi gazetede çalıştığınızı sorsam...
      - Turkish Daily News'ta...
     Â- Madem gazetecisiniz, o zaman sizden 6 milyon 800 bin deÄŸil de, 3 milyon 400 bin alalım.
      - Teşekkür ederim, makbuzumu kesin, hemen ödeyeyim...
     ÂKemal Balcı'nın her cümlesini "Makbuzumu kesiniz" lafıyla tamamladığını gören polis, sonunda asıl niyetini belli etti. Arkadaşımızın uzattığı 3 milyon 400 bin liranın 2 milyon 400 bin lirasını iade edip gerisini cebe atarken;
     Â- Ä°yi o zaman, dedi, ÅŸu 2 milyon 400 bini alın, 1 milyonu da polis rüşvet olarak aldı diye gazetenize yazarsınız!..
Yazara E-Posta: M.Asik@milliyet.com.tr