Okurumuz 1983 yılında yazdığımız bir yazıyı arşivden çıkarıp yollamış... Yazının başlığı "Nereden Buldun Kanunu çıkıyor..." Bir de espri iliştirmişiz o habere... Şu:
      15'inci derecedeki memura sormuşlar:
      - Nereden buldun?..
     Â- Belamı mı? diye sormuÅŸ...
      Aslında "Nereden Buldun Yasası" 1970'lerde konuşulmaya başladı. Lafı kulağa hoş geldiği için gazetelerde bugüne dek yüzlerce kez manşet oldu. Ancak böyle bir yasa asla çıkmadı. Kimseye "Nereden buldun?.." diye sorulmadı. Mal beyanları alınıp raflara dizildi. Asla açılmadı. Ve sonunda çıka çıka ne çıktı biliyorsunuz:
     Â"Nereden Buldunsa Buldun!" Kanunu çıktı...
      Mali Milat diye bir dümenle bütün karanlık paralar aklandı. Haram para bir günde helal para oldu. Para zarflarının üzerindeki "Tüyü bitmemiş yetimin hakkıdır", ya da "Halkın parasıdır" ibaresi silindi, yerine çalanın adı soyadı, yazıldı. "Helal olsun", ibaresi eklendi.
      Kimi bankacı dostlara göre "Mali Milat"ta yalnızca geçmişteki karanlık paralar aklanmadı. Kimi sanal beyanlarla gelecekte şavullenecek kara paralar da sağlama alındı.
      Bir memur okurumuz not göndermiş. Diyor ki:
     Â- Bu ülkede derslerini çalışıp doÄŸrudan sınıf geçen öğrenci ödüllendirilmez. Ama sene içinde kaytarıp sınıfta kalana ek sınav hakkı çıkarılır... Bu ülkede vergisini zamanında ödeyen mükellefe kimse aferin demez. Ama ödemeyenler için ikide bir vergi affı çıkar. Bu ülkede sürekli kirlilik ve baÅŸarısızlık ödüllendirilir.
      Sonuç... Ülkenin bütün rakamlarında kendini gösteriyor...
      Gazete manşetlerine "Suriye" yerleşmişti dün...
      Cumhurbaşkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı Suriye'ye aynı ihtarı çekmiş:
     Â- Sabrımız taÅŸmak üzere...
      Başbakan:
     Â- Yetti artık, diyor...
      Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin muhtemelen askerlerin görüşünü dile getiriyor:
     Â- Suriye her zamanki Suriye, diyor, 15 yıldan beri teröre destek veriyor. Sabrın da bir sınırı vardır...
      Bu sözler üzerine oradaki muhabirlerden biri meraklanıyor:
     Â- Efendim peki biz neden 15 yıl sabrettikten sonra birden böyle celallendik?..
      İsmet Sezgin'in yanıtı anlaşılamıyor.
      Ancak Suriye'ye kafa tutmanın "zamanlama"sı çoğu kişinin beynini kurcalıyor. PKK terörünün en azılı dönemlerinde akla gelmeyen önlemler neden böyle terörün - bizzat askerlerin ifadesiyle - inişe geçtiği bir döneme rastlıyor?..
      Büyükelçi Şükrü Elekdağ geçen ay bir yazısında PKK'nın siyasi fotoğrafını şöyle çerçeveliyordu:
      (1) Güneydoğu sorunu, uluslararası bir boyut kazanma yolundadır.
      (2) PKK, artık dış boyutundan soyutlanarak değerlendirilemez. Yani, PKK'ya arazide ağır darbeler indirilmesi, çökertildiği anlamına gelmez.
      (3) Ne kadar zayiat verdirilirse verdirilsin, bugünkü koşullarda PKK gücünü tazeleme olanağına sahiptir.
      Sayın Elekdağ PKK sorununa çözüm olarak:
     Â"Suriye'yi Öcalan'ı sınır dışı etmeye ve PKK'ye verdiÄŸi desteÄŸi kesmeye zorlamalı" diyordu ama,
      daha önce verdiği parametreler Suriye'yi dize getirmenin PKK sorununu çözmeyeceğini de gösteriyordu.
      Suriye şu sırada zor durumda. Taviz verebilir. Vermeyebilir. Vermemesi halinde tırmanacak söz düellosunun kısa süreli çatışmaya dönüşmesi mümkün. Türkiye bir savaşa hazır mı? Bir savaş, Suriye'nin yenilgisiyle de bitse, bu ülkenin PKK terörünü desteklemekten vazgeçmesini sağlar mı? Yoksa tam tersine aralarındaki işbirliğini mi arttırır? Ayrıca bu savaş bizi Ortadoğu bataklığının içine çekip Arap dünyasıyla yıllar sürecek pis bir itişmenin başlangıcını oluşturmaz mı?
      Suriye'ye cephe açmamız İsrail'in çok işine gelir. Yükünü hafifletir. İsrail ve ABD bizi bu yönde teşvik ediyor olabilir.
      Ancak bizim kendi külahımızı önümüze koyarak sonucu iyi düşünmemiz lazım.
      Bir koyup üç almak üzere daldığımız Körfez'den 20 milyar dolar kayıpla çıktık.
      Üstelik Kürt meselesinin çözümünün dışarda değil içerde olduğunu sayısız fırsatta gördük. İyi düşünelim iyi... Dolmuşa gelmeyelim...
      TBMM'nin önceki akşamki açılış kokteylini izleyen bir dostumuz izlenimlerini belirtti:
     Â- Gecenin iki büyük yıldızı Orgeneral KıvrıkoÄŸlu ve Vural SavaÅŸ'tı, dedi...
      - Peki gecenin konusu?..
     Â- Seçim ve savaÅŸ...
      - Gecenin sonucu?..
     Â- Seçim yok, savaÅŸ var...
      Kokteyldeki konuşmalardan çıkan anlam oymuş ki... Suriye'ye karşı yükselen tepkiye önümüzdeki günlerde Yunanistan ve Rusya ile S - 300 gerginliği eklenecek... Esecek savaş havası seçimin ertelenmesine yol açacak... Malum, Anayasa'nın 78'inci maddesi de TBMM'ye savaş sebebiyle seçimleri bir yıl erteleme imkanı veriyor. Dostumuz kokteyl konuşmalarından bu havayı almış.
     Â- Haa, bu arada Eyüp Aşık'ın istifasını TBMM kabul etmeyecek. Bunu da yaz bir kenara, diye ekledi.
Yazara E-Posta: M.Asik@milliyet.com.tr