Dil Bayramı’nın 89. yılı kutlandı. Atatürk’ün katılımıyla 1932 yılında düzenlenen I. Türk Dili Kurultayı’nın açılış günü olan 26 Eylül, dil bayramıdır. Kutlandı, dedik ama... Sözün gelişidir. Çoğumuzun bu bayramdan haberi bile olmadı. Çünkü dil ile birlikte bayramı da unutulmaktadır.
Dilimiz güzeldir. Arapça ve Farsçadan arındıkça daha da güzelleşiyor. Bu dille her şeyi ifade edebileceğimizi Yaşar Kemal’den Aziz Nesin’e, Nâzım Hikmet’ten Orhan Kemal’e, Sabahattin Ali’den Sait Faik’e nice şair ve yazarımız eserleriyle ispatlamıştır.
Sözün burasında Moskova’ya uzanalım. Yıl 1960... Gazeteci Ömer Sami Coşar ve Orhan Karaveli Moskova’da Nâzım Hikmet’le birkaç gün geçirirler. Bir şiir toplantısına katılırlar. O toplantıda Nâzım şiirlerini Türkçe okur. İzleyenler çılgınca alkışlar. O akşam yemekte Orhan Karaveli Nâzım’a sorar:
- Salonda pek Türkçe bilen yoktu ama seni çılgınca alkışladılar. Ruslar sesini mi beğendi?
- Onlar, biliyor musun, Türkçemizi dinlerken mest olurlar. Türkçeyi müzik dinler gibi dinlerler. Ben Mısır’da da Türkçe şiirler okudum, Küba’da da. Nereye gitsem Türkçe şiir okumamı isterler. Sonra da bugün gördüğün gibi alkışlarlar. Çünkü Türkçe dünyanın en güzel, en müzikal dilidir.
Türkçe güzel dildir. Ama biz onu daha da güzelleştirmek yerine yozlaştırmaya uğraşıyoruz.
FORMÜL
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener Halk TV’deki röportajda “Ben cumhurbaşkanlığına aday değilim, başbakanlığa adayım” diyerek tartışmaları yeni bir noktaya taşıdı.
Meral Hanım cumhurbaşkanlığı yarışından çekildi.
Peki, hangi koşulda başbakan olabilir?
Muhtemel plan şöyle... 2023 yılı haziranında yapılacak seçimde yeni cumhurbaşkanı belirlenecek. Yeni başkanın Kemal Kılıçdaroğlu olacağını farz edelim. Kemal Bey ülkeyi yönetirken yeni bir anayasa hazırlanacak. Muhtemelen iki yıl içinde parlamenter sisteme geçilecek, Kemal Bey Meral Hanım’ı başbakan olarak görevlendirecek.
Öngörülen plan bu. Ancak planın işlemesi için Millet İttifakı’nın TBMM’ye Anayasa’yı değiştirmek için gerekli olan 400 milletvekilini sokması gerekiyor. Bu arada İyi Parti yeni TBMM’de en büyük parti olmalı ki başbakanlık Meral Hanım’a verilebilsin.
İki yıllık cumhurbaşkanı beklediği oyu alır mı? O da ayrı soru.
MOVİT
Bir Türkçe sevdalısı olan Hüseyin Movit’in “Türkçesi Varken NEDEN?” adlı kitabı yayımlandı.
Movit, kitabında, özellikle gazeteci ve yazarlardan örnekler vererek dildeki zavallılaştırmayı anlatıyor. Pek çok sözcüğün Türkçesi dururken yabancısını kullanıyoruz. Örneğin:
Travma (sarsıntı), Hijyenik (sağlıklı), Kulvar (şerit), Dublaj (seslendirme), Avans (öndelik), Kalite (nitelik), Jenerasyon (nesil) Finansal (mali), Marketing (pazarlama), Popülasyon (nüfus), Montaj (kurgu), Aroma (hoş koku), Limit (üst sınır), Nötr (yansız), Printer (yazıcı), Domine etmek (baskı kurmak), Dejenerasyon (yozlaşma), Radikal (köklü), Dekoder (çözücü), Garnitür (bezenti),Trend (eğilim),Link (bağlantı), Poligon (atış alanı), Star (yıldız), Spesiyal (özel), Prestij (saygınlık), Marjinal (sıra dışı), Legal(yasal) Kongre (kurultay), Provokasyon (kışkırtma), Realite (gerçeklik), Promosyon (tanıtım), Prodüktör (yapımcı), vd...
Yabancı sözcük kullanmak kolayınıza mı geliyor? Türkçesine kendinizi alıştırırsanız o daha kolay gelecek, emin olunuz. Bu konuyla ilgilenmesi gereken bir kurum var: TDK. Ama o kurum felç edildi. Türkçeyi geliştirme görevi okuryazar halkımıza düşüyor.
İNEK
İnsanoğlu ineğe seslenmiş:
- Ey İnek!
Ne yapmaya geldin dünyaya?
Maça gitmezsin, dans etmezsin, çay içmezsin, kahveye gidip oyun oynamazsın.
Gündüz çayıra gece ahıra.
Ne tekdüze hayatın var!
Yiyip, içip çıkarıyorsun.
Bunun için mi geldin dünyaya?
İnek dile gelmiş, cevap vermiş:
- Ey İnsan!
Şu buzdolabını aç bir bak.
Süt benden, yoğurt benden, tereyağı benden, kaymak benden, köfte benden, dolma benden, sucuk benden, pastırma benden.
Ayağındaki ayakkabı, belindeki kemer benden.
Kışın yaktığın tezek benden!
Kemiklerim bile işe yarar.
Kaynatır suyunu içersin
Ben olmasaydım belindeki pantolonu bile bağlayamazdın.
Peki, sen ne yapmaya geldin dünyaya?
Dans etmeye, maça gitmeye, kahve içmeye mi?
Güzelim doğayı tahrip etmek, birbirinizi öldürmekten başka işe yaramazsınız.
Bunun için mi geldin dünyaya!
Özeti: İnek bizi üretici olmaya davet ediyor. Ders çıkaralım.
(Facebook’tan)