Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Renkli gündeme bir de mavi tartışma eklendi; Mavi Vatan. 

CHP Dış Politika Danışmanı Namık Tan, Meclis konuşmasında Mavi Vatan sloganımızı “masal” diye niteledi. 

CHP Gölge Bakanı Yankı Bacıoğlu karşı çıktı: “Mavi Vatan Türkiye’nin denizlerdeki hak ve çıkarlarının somutlaşmış ifadesidir” diyerek aksi yönde bir nitelemede bulundu. 

CHP zaman ilerledikçe buna benzer çelişki ve çatışmaları hep yaşayacaktır. 

Sebebi de açıktır... 

Çünkü partinin belirlenmiş bir politik çizgisi, bir siyasi programı, kayda geçirilmiş ideolojisi bulunmamaktadır. 

Haberin Devamı

2008 programı geride kalmış, yenisi yapılmamış, 6 ok ilkesi ve Atatürkçülük vitrin süsü haline dönüşmüştür. 

Parti siyasetinin tutarlılık kazanması için siyasi, sosyal alanları kapsayan bir siyasi çizgisinin olması, hem yönetenler hem tabanın o çizgi etrafında bütünleşmesi gerekir. 

Bunların oluşması da bir siyasi programın yapılmasıyla mümkündür. 

Partinin iktidara gelirse ne yapacağı, hangi sorunu nasıl çözeceği ancak ayrıntılı bir program kapsamında belirlenebilir.  

CHP 4 Eylül’de tüzük programı yapıyor. Ancak bir program kurultayından söz edilmiyor. CHP kendini ve siyasi çizgisini tanımlayan bir program ortaya koymadıkça ne çalkantılardan kurtulabilir ne ülkeyi yöneteceği konusunda halka güven verebilir. 

GENCO ERKAL

Ayların en sıcağı Temmuz, değerli kültür ve sanat insanlarımızı almaya devam ediyor... Son günlerde Türk edebiyatının mimarlarından Ferit Edgü, Erhan Karaesmen ve Afşar Timuçin aramızdan ayrıldı. Son kara haber tiyatromuzun temel taşlarından usta sanatçı Genco Erkal’dan geldi. Onu da bugün sonsuzluğa uğurluyoruz... 

Genco Erkal, hayatını tiyatroya adamıştı... Ama nasıl bir tiyatro... Her şeyden önce estetikten, etik değerlerden, kaliteden ödün vermeyen ama aynı zamanda insanı, toplumu ve ülkeyi bilinçlendirecek bir tiyatro... 

Oyunları en çok yasaklanan tiyatro sanatçısı galiba oydu. 

Son yıllarda devlet büyüklerine hakaretten yargılanmış, savunmasında şöyle demişti: 

“Ben hakaretin hiçbir şeye çözüm olmayacağını düşünürüm. Hiçbir zaman hakaret yoluna başvurmam. Evet ben, yönetim sistemine, çevre katline, laik bir ülkede din olgusunun siyasi malzeme olarak kullanılmasına, ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına, insanların düşünceleri nedeniyle hapis yatmasına, yoksulları daha da yoksul kılan bu düzene karşıyım. Buna ilişkin görüşlerimi de eleştiri sınırları içerisinde aktarıyorum. Paylaşımlarımda suç unsuru yoktur.”  

Haberin Devamı

Genco Erkal yaşadığı toplumun gönlüne güzel günlerin umudunu ekerek ayrıldı dünyadan... 

SAVAŞ

Hamas Lideri İsmail Haniye’nin Tahran’da öldürülmesi bölgedeki savaşa ve gerilime yeni boyutlar ekleyecek. Ateş yayılacak. Savaşın sıcaklığı Türkiye’den de duyulacak. 

Koşullar ne olursa olsun... 

Hayatı cephelerde geçmiş Atatürk’ün şu sözleri milletçe aklımızdan hiç çıkmamalı: 

“Mutlaka şu ve bu sebepler için, milleti savaşa sürüklemek taraftan değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Gerçek kanaatim şudur: Milleti savaşa götürünce vicdanımda azap duymamalıyım, öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa savaş cinayettir”. 

Haberin Devamı

İLHAN

Gönüllerde yücelmiş bir sanatçı, İlhan İrem, hayattan ayrılışının ikinci yılında Aşiyan’daki mezarı başında dostları ve sevenleri tarafından anıldı... İrem, ağır sağlık sorunları nedeniyle iki yıl önce 29 Temmuz’da 67 yaşında hayatını kaybetmişti... 

İlhan İrem, siyasi duyarlığı da olan bir sanatçıydı. 

1999 yılında Antalya’da yayınlanan Yeni İleri Gazetesi’nde “Barış” başlığıyla bir köşe yazısı yazmış ve Gülen’e “Fetuş” diye hitap etmişti. Bunun üzerine Gülen, bir milyar liralık tazminat davası açmıştı. 

İrem yazısında “Türkiye Cumhuriyeti’nin, Kemalist devrimlerin sarsılmaz bekçileri olarak, seni bu coğrafyada bekliyoruz. Gel de içten pazarlıklı hayallerinin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini yakından gör!” demişti. 

İlhan İrem gibi aydınlar, Fethullah Gülen’in kimliğini 1999 yılında tespit etmişti… 2016 yılından 17 yıl önce...

İNSAN

“İnsan, en mükemmel hayvan!
İnsan, konuşan hayvan!
İnsan, düşünen hayvan!
İnsan, gülen hayvan!
İnsan, öykünen hayvan!
İnsan, toplumsal hayvan!
İnsan, siyasal hayvan!
İnsan, ekonomik hayvan!
Yüzyıllardan beri filozoflar,
İnsanı türlü türlü tanımlamışlar.
Ama nice tanımlasan,
Hepsinin birleştiği şu;
İnsan yine hayvan, yine hayvan.
Ey hayvan oğlu hayvan,
İnsan ol, insan!”
AZİZ NESİN