CHP Genel Başkanı Özgür Özel, genel seçimden bu yana ilk kez erken seçimi açıkça dile getirdi ve:
- Bugünden 1,5 yıl sonrasında bir erken seçimi kaçınılmaz görüyorum, dedi...
Seçim elbette önemli ama tek başına çözüm değil... Önemli olan Türkiye’nin nasıl yönetileceği... Ağır sorunların giderilmesinde bugünkünden farklı hangi çözümlerin, hangi politikaların uygulanacağı...
Bu noktada akla şu soru geliyor...
CHP’nin bugünkü iktidardan daha farklı politikaları var mı?
Eğitimden sağlığa, ekonomiden dış politikaya, Güneydoğu meselesinden göç meselesine kadar çeşitli yakıcı sorunlarda ne gibi çözümleri var?
Bu soruların yanıtını biz bilmediğimiz gibi CHP’yi yönetenlerin ve parti örgütünün bildiğini de sanmıyoruz...
Çünkü partinin bir siyasi programı yok...
CHP’nin son olarak 2008 yılında Baykal yönetiminde yapılmış bir programı vardı ama o program Kemal Kılıçdaroğlu döneminde rafa kaldırıldı. Yerine ne konuldu derseniz, hiçbir şey...
Yönetim katında bile ortak bir görüş, fikir, ideoloji yok. Kimi sol pencereden bakıyor, kimi sosyal demokrat, kimi liberal, kimi ANAP çizgisinde...
Önümüzdeki sonbaharda bir tüzük kurultayından söz ediliyor. Ancak daha büyük ihtiyaç olduğu halde bir program kurultayından söz eden yok... O yönde bir hazırlığa da rastlanmıyor.
Seçim istemek kolay. Ama daha önce seçim kazanıldığı takdirde uygulanacak bir iktidar programı hazırlamak gerekir.
OBEZİTE
Magazin basınında obezite üzerine yazılar çoğaldı.
Oburluk toplumun bir kesiminde her zaman derttir.
Toplumun diğer bir kesiminde ise gündem “yetersiz beslenme”dir.
İngilizlerin ünlü yazarlarından Bernard Shaw hayli zayıf ve ince yapılıymış.
Dostu yazar GK Chesterton ise 130 kiloluk dağ gibi bir adam.
İki arkadaş ara sıra şakalaşırmış.
Chesterton bir gün Shaw’a takılmış:
- Seni gören biri İngiltere’de kıtlık var zanneder...
Bernard Shaw’ın cevabı:
- Seni gören de buna senin sebep olduğunu şıp diye anlar...
TERBİYE
Yazarken, çizerken, başkalarıyla tartışırken ağzınızdan çıkan sözcüklere dikkat!
Yargıtay aşağıdaki sözcükleri hakaret saymış bulunuyor.
Tartışma yargıya yansırsa hem para hem 2 yıla kadar hapis cezası var...
Şunlar hakaret sayılan sözcükler:
“Lanet karı, Sen eskortsun, Şarlatan, Pis gavur, Yobaz, Hırsız, Ayyaş, Üçkağıtçı, Eşek, Kuduz, Alkolik, Dana, Deyyus, Deccal, Dallama, Godoş, Gergedan, İt, Mason, Maymun, Meczup, Münafık, Nemrut, Köpek, Yavşak, Ahlaksız, Vatan Haini, Terörist, Amerikan Uşağı, Saray Soytarısı, Boynuzlu, Bunak, Hilkat Garibesi, Dombili, Aç köpek, Dümbük, Dinsiz İmansız, Diktatör, Enayi, Fırıldak, Gavat, Gergedan, Godoş, Hain, Hapçı, Hayvan, Hırsız, Şaklaban, Çakal, Hitler, İt Soyu, Kanı Bozuk, Kaşar, Maymun, Pavyon Kadını...”
Bunlara karşılık “Allah belanı versin” türünden beddualar ile
“Terbiyesiz”, “Ahlaksız” gibi kaba sözler hakaret sayılmıyor.
ALTYAPI
Çekya’yı Avrupa Kupasında ite kaka de olsa yendik. Sonuç milli bir ferahlama yarattı. Umutlar Avusturya maçına taşındı...
Çekya maçında sahaya çıkan 16 futbolcunun 9’u yani yarıdan çoğu yurt dışında yetişmişti... Mert Müldür (Avusturya), Ferdi Kadıoğlu (Hollanda), Hakan Çalhanoğlu, Salih Özcan, Kenan Yıldız, Kaan Ayhan, Orkun Kökçü, Okay Yokuşlu, Cenk Tosun (Almanya) çıkışlıdır.
Bu ülkelerde 5 milyon gurbetçimiz yaşıyor. Türkiye’de 85 milyonuz. Milli takımın yarısını bile çıkaramıyoruz. Neden? Çünkü alt yapıya para ayrılmıyor. Kulüplerin dövizi bastırıp dışardan ithalat yapmak kolayına geliyor. Şehirde çocukların spor yapacağı saha veya arsa kalmadı. Okul bahçeleri bile otopark oldu. Bizim 500 bin nüfuslu Kadıköy’de Fenerbahçe Kulübü’nün kapattığı alanlar dışında tek bir futbol sahası yoktur.
Kendimizi tesadüflerle aldatmayalım...