Tekel Genel Müdürlüğü’ne bağlı Diyarbakır - Bismil Tekel Müdürlüğü çalışanları bir bildiri yayımladılar. Kapı kapı dağıtılan ve yerel radyo - televizyonlardan halka duyurulan bildiri vatandaşları "yabancı sigaraları boykot etmeye" çağırıyor. Bildiri şöyle:
"2002 ürünü tütünleri almaya hazırlandığımız bu dönemde, Bismil’de tütün ekicileri başta olmak üzere herkesi, tütünümüze ve Tekel’e sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Bilinmelidir ki; Tekel tütününüzü almazsa, Bismil yıllık 1 trilyon lira gelir kaybına uğrar.
Hem ekiciler hem esnaf perişan olur.
Bu yüzden Bismil’de sigara içen herkesi kendi tütününden yapılan Tekel sigaralarını tercih etmeye çağırıyoruz...
Ayrıca kimyasal maddeler katılarak içenlerde bağımlılık yaratan Amerikan sigaralarının sağlığa daha zararlı olduğunu ve Amerikan sigaralarına verilen paraların bugün Irak’ta olduğu gibi dünyanın bazı yerlerinde bomba olarak halkların başına yağdığını unutmayalım!
Verdiğimiz parayla bir gün bizim de başımıza bomba yağdırılmaması için, sigara alan, içen herkesi kendi tütünlerimizden yapılan sigaraları almaya, yabancı sigaraları boykot etmeye çağırıyoruz..!"
Biz de okurları bu bildiriden esinlenmeye çağırıyoruz...
Yanlışlıkla İngiliz uçağı düşüren Amerikalıya not: - Git Saddam’dan ödülünü al...
Irak’ta Amerikalı ve İngiliz vurulursa "dost ateşi" sonucu vuruluyor! Uçak ve helikopterler ya kaza ile düşüyor, ya birbirleriyle çarpışarak. Ne garip? Irak birlikleri hiç Amerikalı ve İngiliz vuramıyor. Iraklılar da bu yalanlardan şikâyetçi...
Aklımıza Vietnam savaşı geliyor. Amerikan kaynakları her gün öldürdükleri Kuzey Vietnamlı sayısını açıklardı. Günün birinde sayılar toplanınca görüldü ki o hesaba göre Vietnam’da asker kalmamış olması lazım. Oysa o gün savaş tüm hızıyla sürüyordu... Savaş yalanla kazanılmıyor.
Rakibine göre biraz daha tarafsız haber verir umuduyla savaş haberlerini NTV’den izliyoruz. Onlar da çok farklı değil... Saldırganlardan sürekli "koalisyon" diye söz ediyor. Oğuz Haksever Irak’ın bir helikopter ve bir pilotsuz uçak düşürdüğü haberini "öne sürüldü" diye takdim ediyor. Oysa ekranda uçak ve helikopter apaçık görünüyor. El Cezire kaynaklı haberler medyamızca "iddia" olarak aktarılmakta... Amerikan kaynaklı haberler ise kırk defa balon çıksa kırk birincide yine gerçekmiş gibi sunuluyor. Ne sadakat?
Recep Tayyip Erdoğan, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nı (ÖİB) neden Abdüllatif Şener’den alarak Kemal Unakıtan’a bağladı? Bu olayın perde arkasını iyi bilen bürokrat dostumuzun soruya yanıtı:
- Biraz geriye dönelim... ÖİB, bundan birkaç yıl önce Deniz Nakliyat A.Ş.’yi ihaleyle satışa çıkardı. İhale, 59 milyon dolar fiyat veren ve aralarında Cengiz Kaptanoğlu’nun da bulunduğu armatör grupta kaldı. Paranın bir bölümü peşin ödendi, kalanı taksitlere bağlandı, banka teminat mektupları alındı. Ancak bu ihalede tuhaf bir durum dikkatlerden kaçmadı. Milyon dolarlık ihaleye giren armatörlerin bir teki bile önceden ne gemileri görme ne şirketin defterlerini inceleme ihtiyacı hissetmedi. Bu gayri ciddi davranışın nedeni bir süre sonra anlaşıldı.
- Neymiş o?
- Adamların devlete para ödemeye niyetleri yokmuş da ondan... Sözleşme imzalandıktan kısa bir süre sonra, kendilerine ayıplı mal sattığı iddiasıyla ÖİB’yi mahkemeye verdiler. Davayı kaybedince temyize gittiler. Bunun ardından kalan borçlarımızı ödeyemiyoruz, yeniden yapılandırın, vadeleri uzatıp faizleri düşürün, demeye başladılar. Sonunda onlar kazandı... Yeni sözleşmeler imzalandı, yeni banka teminat mektupları alındı. İşin kötüsü, başka borçlular da bunu gerekçe göstererek kendi borçlarını yeniden yapılandırdılar, sonuçta ÖİB, dolayısıyla devlet milyonlarca dolar zarara uğradı.
- Sonuca gelirsek...
- Bu adamların borçlarının vadesi yine gelmişti ve Abdüllatif Şener, ya bu borçlarınızı ödersiniz ya da banka teminat mektuplarınızı yakarım, diyordu. Ama galiba bir şeyi unutmuştu; Cengiz Kaptanoğlu, artık yalnızca armatör değil, aynı zamanda AKP milletvekiliydi ve Recep Tayyip Erdoğan’a en yakın isimlerden biriydi...
Olay, Erdoğan - Unakıtan yönetiminde yapılacak özelleştirmelerin hangi yarar ve çıkarlara dönük olacağı konusunda da ipuçları veriyor.
ABD’nin Irak saldırısına verdiği isim "Operation Iraqi Liberation" Kısacası... OIL...
Bugün Irak’ta yaşanan bir savaş değil... Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen büyük bir soygundur.