ÂEnflasyon köpek yavrusu gibi havlayacak.
      - Özelleştirmede istediğimiz adımı atabilirsek, o zaman görün. Bakın, size enflasyona yapacağımı söyleyeyim. Özelleştirmede amacımıza ulaşabilirsek, enflasyon canavarı küçük köpek gibi havlaya havlaya gidecek.
      - Enflasyon 1997 sonuna kadar yükselecek, ama yüzde 100'ü geçmeyecek. Canavarı 1998'de ensesinden tutup aşağıya çekeceğim.
      Bu sözlerin kime ait olduğunu anımsıyorsunuz: Purodan ve ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner'e... Taner 1997 yılı sonunda enflasyonu yüzde 100'e yükseltmiş, bu yılın sonuna kadar yüzde 50'ye indireceğine söz vermişti.
     ÂGüneÅŸ Bey enflasyonu (tüketici endeksine göre Ekim ayında) yüzde 76,6'da bıraktı gitti.
      Zaten yüzde 78'de almıştı. Bir buçuk yılda 1,4 puan indirmiş oldu.
      Canavarı güldürdü...
      Yolsuzluk soruşturmaları, komisyonlar sadece Ankara'ya ve Meclis'e özgü değil... Memleketin ücra köşelerinde de bu tip durumlar oluyormuş arasıra... İşte Fethiyeli yazar Ünal Şöhret Dirlik'in kaleminden çevre köylerden birinde yaşanmış bir yolsuzluk soruşturması hikayesi...
      ...Köyün eski muhtarı İbiş hakkındaki tahkikat sürüyordu. Bu arada mühür de elinden geçici olarak alınmış... İbiş'in aleyhinde ifade vermek için kuyruklar oluşturmuş köylüler... Dolup dolup boşalıyor köy odası... İbiş kızgın tabii... Karşıdaki kahveden olup bitenleri seyrediyor. Seyrettikçe de köpürüyor. Bir ara dönüp diyor ki yanında oturan arkadaşına:
     Â- Ah, ah!.. Åžimdi mühür bende olacaktı... Olacaktı ki, soracaktım bu gelenlere!..
      Fıkra Ahmet Çavuşoğlu'ndan...
      Adam eve gelmiş ve hemen televizyonun karşısına geçip "Karıcığım" demiş "Başlamadan bana rakı ver".
      Kadın neyin başlayacağını anlamamasına rağmen adama bir rakı getirmiş.
      Adam rakıyı bir güzel içimiş ve karısına dönüp yine "Aman canım başlamadan bana bir rakı daha ver" demiş.
      Kadın bir rakı daha vermiş adama, onu da keyifle içmiş ve yine kadına dönüp "Aman yavrum başlamadan bir rakı raha ver lütfen" deyince kadın "Bana bak pis ayyaş" demiş "Deminden beri ziftlenip duruyorsun. Nedir bu başlayacak olan?"
     ÂAdam "Sen canım" demiÅŸ "Bak, iÅŸte baÅŸladın!"
      Elazığlı ressam Selami Gedik, Leonardo Da Vinci'nin ünlü "Mona Lisa"sını değişik bir yorumla tuvale aktarmış... Yöresel kıyafetler içinde Elazığlı bir genç hanım, sunduğu "bir fincan kahve" ile hüzünlü güzelin yüzünde güller açtırıyor... Resimlerini Elazığ Belediyesi Kültür Merkezi'nde sergileyen Gedik, "Mona Lisa ve Ayşe Bacı" adını verdiği bu çalışma hakkında bakın ne diyor:
     Â- Ä°letiÅŸim çağında yaÅŸamamıza raÄŸmen kültürler arasındaki kopukluk aşılamıyor. AyÅŸe Bacı ve Mona Lisa'yı aynı çerçevenin içinde yanyana getirerek iki farklı kültürü buluÅŸturmaya, resimde evrenselliÄŸi yakalamaya çalıştım. Bu anlamda tabloyu ikinci bir rönesans diye niteleyebiliriz...
     ÂGüneri CıvaoÄŸlu'nun önceki gece yayınlanan "Durum" programında Åžemdin Sakık'ın çok ilginç itiraf ve açıklamalarını dinledik. Söz PKK'nın ABD ile iliÅŸkilerine geldiÄŸinde Åžemdin Sakık dedi ki:
     Â- ABD'den çok korkardık. Yöredeki ABD güçlerine ve Çekiç Güç'e hiçbir eylem koymazdık...
      Ve peşinden ilginç bir örnek verdi...
      PKK'nin bölge sorumlularından biri Beyrut'ta bir defasında ABD'ye meydan okumaya kalkıyor. Amerika derhal Suriye aracılığıyla devreye giriyor. Ve Abdullah Öcalan ertesi gün ABD'den özür diliyor...
     ÂÅžemdin Sakık'ın aÄŸzından bunları dinlerken düşünmez misiniz?
      Madem Amerika'nın Suriye ve Öcalan üzerinde bu kadar büyük etkisi vardı... Neden bu etkiyi geçen 14 yıl boyunca Apo'yu durdurmak için kullanmadı?.. Neden Suriye'nin Apo'yu beslemesine ve onu Türkiye'ye karşı kullanmasına göz yumdu?..
      ***
      Dün sohbet ettiğimiz Dışişleri'nden bir dostumuz, somut bilgilerden çok olayların akışına kendi sezgilerini ekleyerek yaptığı yorumda dedi ki:
      - Bana öyle geliyor ki Türkiye Apo meselesinde oyuna geldi. Şöyle ki; PKK askeri alanda etkinliğini yitirmiş, Apo Suriye'de kalakalmıştı. ABD bu noktada Apo'yu siyasi alana taşımak istemiş olabilir. Bu arada iki mesele daha çözümlenecek, hem Kuzey Irak'taki Kürt Devleti oluşumu rahatlayacak hem Türkiye Apo'dan kurtulmanın karşılığında Kuzey Irak'taki oluşuma razı olacaktı...
     Â- Ancak Apo'yu Suriye'den ABD deÄŸil Türkiye çıkarttı...
     Â- Evet görünüşte öyle... Ancak 14 yıldır bu konuda adım atmayan bizimkileri ABD teÅŸvik etmiÅŸ olabilir. Bir yeÅŸil ışık yakması dahi bizimkilerin harekete geçmesi için kafiydi. Sanırım ABD o yeÅŸil ışığı yaktı. Bizimkiler Suriye'ye yüklendi. Apo Moskova'ya kaçıp oradan Roma'ya indi. Düşünün... EÄŸer Apo Suriye'den tarifeli seferle Ä°talya'ya indirilip Kürt hareketinin başına geçirilse ne büyük skandal olurdu. Ama Türkiye'nin zoruyla Åžam'dan çıkarıldıktan sonra kaçarmış gibi yaparken Ä°talya'ya inince mesele halloldu. "Büyük plan"ı yapanlar aradan sıyrılmış oldu.
     Â- Sence bundan sonra ne olabilir?
      - Apo Avrupa'da tutunursa Kürtlerin Arafat'ı rolüne girebilir. Türkiye iyi bastırırsa bu oyunu bozabilir. Bunun için öncelikle idam cezasını kaldırıp Apo'yu ciddi olarak istediğimizi belli etmek ve Avrupa'yı sıkıştırmak zorundayız...
      Dostumuzun anlattıkları ilk bakışta bir komplo teorisi gibi algılanabilir. Ama pek yabana atılacak bir teoriye de benzemiyor...
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr