Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul’un Anadolu yakasında E-5 yolundan Boğaz Köprüsü’ne giderken başınızı kaldırınca Küçük Çamlıca tepesini görürsünüz. O tepede şimdi bir inşaat furyası gözümüze çarpıyor. Yan yana, dip dibe 5-6 kat yüksekliğinde konutlar sıralanıyor tepede.

Biz Çamlıcalıyız. Hem büyük hem küçük Çamlıca’ya piknik yapmaya giderdik çocukluğumuzda. Yemyeşil iki tepe, Büyük Çamlıca ve Küçük Çamlıca İstanbul’un Anadolu yakasının silüetini oluştururdu. 

Bölge sit alanıydı, konut yoktu. 1983 yılında Özal hükümetinin yaptığı imar kanunu sonucu tepede turistik yapılara izin verildi. ANAP’ın İstanbul İl Başkanı Eymen Topbaş’ın yakınları tepeye turizm ruhsatıyla iki katlı villalar yaptı. Çok eleştirdik. Sonuç alamadık. Baskınlarda ev sahipleri “Burası turizm tesisi” deyip kurtuluyorlardı. Yalan parayla değil ya...

Haberin Devamı

Villalar bitince içine girip oturdular. Bir süre sonra araziye başka konutlar yapıldı, sayı çoğaldı. Sonradan ara sıra sit kararı yenilendi. Ancak bu kararlar çeşitli bahanelerle delindi. Şimdi anlaşılıyor ki Üsküdar Belediyesi’nce 5-6 kata kadar izin verilmiş. İki katlı villalara tepki göstermiştik. Şimdiki yapılanma çok daha çirkin. Binalar daha yüksek ve daha sıkışık düzende. Böylece İstanbul’un silüetini oluşturan bir değerli alan daha ranta kurban gitmiş bulunuyor.

AUKUS FOCUS

Avustralya, 2016 yılında Fransa ile 12 klasik denizaltı yapımını öngören, 37 milyar dolar bedelli bir anlaşma yapmıştı.

Avustralya bu anlaşmayı bozdu, ABD ve İngiltere ile AUKUS adı verilen yeni bir anlaşma imzaladı. Yaklaşık 90 milyar dolarlık bu anlaşma Avustralya için nükleer yakıtlı denizaltı yapımını öngörüyor.

ABD böylece hem Çin’e karşı güç oluşturuyor hem kendi savaş sanayisine iş yaratıyor.

Avustralya ise ABD’nin çıkarları için hem bütçesinden büyük paralar ayırıyor hem kendini Çin’in askeri hedefleri arasına sokuyor. Avustralyalı ve Yeni Zelandalı gençler her yıl nisan ayında Çanakkale’ye gelir, şafak ayininde ataları için dua ederler. ANZAK adı verilen bu askerler Çanakkale’de İngiltere’nin çıkarları için dövüşmüş ve hayatlarını kaybetmişlerdir. Avustralyalı gençler şimdi de Amerikan çıkarları için cepheye sürülmektedir. Kullanılan ülke yine Avustralya’dır.

Haberin Devamı

SİNOVAC

Üçüncü aşıyı yaptırmaya gittiğimizde aile hekimliğinde sormuşlardı:

- Sinovac mı istersiniz, BionNTech mi?

Biz BioNTech istemiştik.

Bazı yurttaşlar ise üçüncü aşıyı da Sinovac yaptırdı.

Bu yurttaşlardan biri, dostumuz Ziya Uçkan yazıyor:

“Üçüncü aşı için eşim ve ben Çin aşısını tercih ettik. Yurt dışına gitme planımız vardı. Alman  aşısı olanlardan 2. aşıyı olmaları isteniyor. Üçüncü doz Çin aşısı olanların ne yapacakları ise belli değil. İki doz da BioNTech mi yaptıracağız? Olabilir mi? Olamaz mı? Devletimizin bu konuda bir kararı ya da tavsiyesi yok. Sonuçta biz cezalı duruma düşmüş olduk. Yurt dışına çıkamıyoruz.”

Çıkın işin içinden bakalım.

AMPUTE

Ampute Milli Takımımız finalde de İspanya’yı 6 - 0 yendi ve Avrupa şampiyonu oldu.

Maçı izledik. İlk bakışta dramatik görünse de sahada izlemeye değer bir futbol vardı.

Bizim milli takım göze hoş gelen hareketler yapan, pozisyon zenginliği yaratan bir ekip. Gençlerimiz koltuk değnekleriyle değneksizlerden çok daha iyi oynuyor.

Haberin Devamı

Milli Takım’ın eski çalıştırıcısı Şenol Güneş veya GS antrenörü Fatih Terim’in Ampute Milli Takım’ın maçlarını videodan izlemelerini tavsiye ederiz. Bu takımın antrenöründen öğrenecekleri çok şey var. Tabii yeni şeyler öğrenecek enerjileri varsa...

İNGİLİZ

“İngiltere, kırmızı listeden çıkararak ‘seyahat edilebilir ülkeler’ arasına aldığı Türkiye için ‘10 gün karantina’ kuralını kaldırmadı. Buna göre, Türkiye’den gelen yolcular, BioNTech aşısını iki doz yaptırmış olsalar dahi, aşı Türkiye’de uygulandıysa 10 gün karantinaya girecekler.”

Peki, neden böyle? Çünkü ülkemizde sahte aşı belgesi ve sahte PCR raporu düzenlendiğine ilişkin kuşkular var. Gazetelerimizde bu tür olayları okuyoruz. Bu sahtekârların yakalanıp gereğince cezalandırıldığını ise pek duymuyoruz. Adam o yüzden bizim ne aşı belgemize ne PCR raporumuza inanıyor.

Haksız mı? Ne dersek diyelim... Ulus adına onur kırıcı bir durum var ortada.