Askıya çıkan Kanal İstanbul’la ilgili ÇED raporunda akla yatmayan konulardan biri de inşaat süresi. Raporda inşaat süresi 4 yıl olarak belirtiliyor.
Süreyi duyunca Çamlıca Kulesi aklımıza geldi.
İstanbul Küçük Çamlıca’da dev bir radyo televizyon kulesi inşa ediliyor. Artık kentin neresinden baksanız bu kuleyi görebilirsiniz.
Deniz seviyesinden 583 metre yüksekliğindeki bu kule çevredeki radyo ve televizyon antenlerini toparlayacağı gibi seyir terasları ve lokantalarıyla aynı zamanda turistik bir mekân olacak. Yılda 4.5 milyon turist çekeceği konuşuluyor.
Kulenin temeli 2016 yılının mart ayında atılmıştı.
5 Şubat 2017 tarihinde internet sitelerinde zamanın başbakanı Binali Yıldırım’ın demeci yer aldı. Kulede inceleme yapan Binali Bey diyordu ki:
“Ramazan Bayramı’ndan önce inşallah açmak için arkadaşlar gece gündüz çalışıyorlar.”
Kule o yıl Ramazan’da açılmadı. 2018 yılında açılacağı söylendi. Açılmadı. 2019 yılı sonunda açılacağı söylendi. Yılın sonuna geldik, yine açılmadı. Şimdi açılış için 2020’nin yaz aylarından söz ediliyor. O tarihlerde açılırsa inşaat 3 yıl gecikmiş ve 4.5 yıl sürmüş olacak. Bir kulenin inşaatı 4 yılda bitmiyorsa muazzam bir proje olan Kanal’ın inşaatı kaç yıl sürer? Hele de proje yapmak ve uygulamaktaki bu başarımızla!
MOSKVA
İdlib’de Suriye rejimi ve Rusya’nın başlattığı harekât sonucu Türkiye’ye ait iki gözlem noktasının kuşatma altında kaldığı bildiriliyor. Sınırımıza doğru 100 bin kişilik bir göçmen dalgasının gelmekte olduğu da verilen haberler arasında.
Rusya artık ‘anlayışlı’ davranmıyor...
Bunun sebebi acaba Türkiye’nin Astana sürecinde verdiği sözleri tutamamış ve sürenin dolmuş olması mı?
Yoksa Moskova... “Sen NATO ile birlikte beni Baltık’tan kuşatmaya çalışıyorsun. Libya’da karşı cepheye yerleştin. Üstüne üstlük Kanal İstanbul projesiyle Montrö Anlaşması’nı delmenin ve ABD’yi Karadeniz’e sokmanın yolunu açıyorsun. Ben de karşılığında seni İdlib’de sıkıştırırım” demek mi istiyor? Bunlar da ihtimaldir.
ESAD
Ankara, neden Libya’da General Hafter ile değil de Es Serrac rejimiyle anlaştığı sorusuna:
- Çünkü Birleşmiş Milletler’in tanıdığı meşru rejim odur, yanıtı veriyor.
E. General Nejat Eslen soruyor:
- BM’nin Suriye’nin tanıdığı meşru rejim Esad’dır, neden Esad’la ilişki kurmuyoruz?
SİLAH
Yeni Zelanda’da 51 kişinin öldüğü cami saldırısı sonrası düzenlenen silahsızlanma kampanyasında 55 bin silah polise iade edildi.
Ülke huzur için çözümü silahsızlanmakta görüyor.
Bizde ise şiddet olayları tam tersine halkın biraz daha silahlanmasına yol açıyor.
Sonuç mu? Biliyorsunuz...
İMZA
Kanal İstanbul projesi için bakanlıklar ile İBB arasında 2018 yılında yani geçen dönemde protokol yapılmış, İBB’nin de Kanal için milyarlarca liralık harcama yapması öngörülmüştü. Ancak Başkan Ekrem İmamoğlu bu protokolden çekildi.
Çevre Bakanlığı, İmamoğlu’nun meclis kararı olmadan protokolü iptal edemeyeceğini söylüyor. İmamoğlu ise “Geçen dönemdeki başkan bu protokolü meclisten onay almadan imzalamış, daha sonra meclisin onayına sunmuştur. Geçersiz bir protokolün Meclis tarafından onaylanmış olması, o protokolü geçerli kılmaz. Dolayısıyla hukuka aykırı bu işlemi geri almak, benim yetkim dahilindedir” diyor.
Buyurun size ilginç bir tartışma daha...
HESAP
Kanal İstanbul konusunda iki rakam düzeltmesi yapalım. Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan 16 Kasım 2019’da Hürriyet gazetesinde diyor ki:
1. Kanal İstanbul, altyapı yatırımları, yollar, köprülerle birlikte 20 milyar ABD dolarına çıkacaktır.
2. Bu projeden yılda 1 milyar dolar gelir beklenmektedir.
Görüldüğü üzere. Kanal inşaatı için öngörülen rakam (1 dolar 6 TL üzerinden) yaklaşık 120 milyar liradır. Beklenen gelir ise 6 milyar liradır. Halen Boğaz’dan yılda yaklaşık 40 bin gemi geçmektedir. Tüm gemiler Kanal’dan geçse bile gemi başına 150 bin lira ücret alınması gerekiyor. Boğaz’dan 10 bin TL gibi az ücretle geçmek varken hangi akıllı Kanal’a 150 bin lira öder?
MESLEK
CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, bilgi edinme başvurusu üzerine aldığı yanıtları açıkladı. Türkiye’deki 67 iletişim fakültesi yılda 10 binden fazla mezun verirken... Gazetecilerin sadece yüzde 10’u iletişim fakültesi mezunuymuş. Özetle... İletişim mezunlarının yüzde 90’ı başka işler yapıyor. Veya işsizler. Bir mesleki eğitim planlaması için vakit gelmiş görünmüyor mu?