Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Amerikan yönetimi askeri yardım ve borç garantisi olarak İsrail’e 10 milyar dolar vereceğini açıkladı... İsrail ne savaşa giriyor ne Amerika’ya üs ve liman veriyor...
Türkiye hava sahasını açıyor...
Üs ve liman veriyor...
Kendisini tehdit etmeyen Irak’a karşı savaşa giriyor.
Halkını hedef haline getiriyor.
60 bin kişilik bir orduyu Kuzey Irak’a gönderiyor.
Trilyonlarca liralık masrafa giriyor.
Katrilyonlarca zarar ediyor.
Ve bütün bu zararlarının karşısında 1 kuruş savaş tazminatı alamıyor.
Sen misin istediklerimi zamanında yapmayan... Ben de sana bütün istediklerimi bedava yaptırırım diyor Washington... Ve yaptırıyor.
ABD yarın Irak petrolünü satarak savaş zararını çıkartacak. Türkiye ise bu hizmetlerinin karşılığında dünyaya el avuç açacak.
"Ben iyi tüccarımdır" diye övünen Kasımpaşalı Lider, engin bilgi ve tecrübeleriyle ülkesini Amerika’ya bedava teslim etti.
Türkiye asla bu denli alçalmamış, enayi yerine konulmamıştı.
Bu olay Tayyip Erdoğan’ın bitişidir... Ne var ki sürüklendiğimiz yolda Türkiye’nin geleceği Tayyip’inkinden farklı görünmüyor.

Tezkere Meclis’ten geçti... ABD, BM’den alamadığı savaş yetkisini bizden almış oldu...



Silahlı Kuvvetlerimiz mecbur kalmadıkça Irak kuvvetleriyle savaşa girmeyecektir...
Tezkerede yer alan bu cümleden çıkan ikinci sonuç ise şu:
"Silahlı Kuvvetlerimiz mecbur kalırsa Irak’la savaşa girecektir..."
Dün televizyonda Türkiye’yi ABD’nin yanında savaşa sokmak için çırpınan haber hokkabazlarını izlerken düşündük ki... Bu hokkabazlar ellerine tutuşturulacak bir iki düzmece olayı allayıp pullayarak "Irak Türkiye’ye saldırdı" diye askerlerimizi savaşa sokuverirler...
Aman bu Amerikan kuklalarına ve komplolara dikkat...

Bir çakıl taşı vermedik ama epey havaalanı ve liman verdik.


100 - 150 kadar genç Taksim meydanında toplanmış, savaşa karşı sloganlar atarak Amerika’yı protesto ediyor. Derken... Yüzlerce polis göstericilerin etrafını sarıyor, akabinde coplar, tekmeler havada uçuşmaya başlıyor... Saçından çekilip yerlerde sürüklenen genç kızlar... Tekme tokat dayak yiyen delikanlılar...
Savaştan en büyük zararı görecek ülkenin gençleri, ülkelerinin çıkarı doğrultusunda tepki gösteriyor diye devletçe dövülüyor. Böyle bir yönetimin ülkeyi ve halkı zarardan zarara sokması kaçınılmaz akıbet değil mi?

Türkiye iki tezkereyle Irak’a karşı savaşa girdi. Kendisini savaşın hedefi yaptı. Acaba Irak bize saldırır mı? Kimyasal silah atar mı?
Hükümet sözcüleri "Atmaz" diyor... Ve bir tehdit olmadığını itiraf ediyor. O zaman bizi tehdit etmeyen ülkeye savaş açmamızın gerekçesi nedir?
- Atar, diyen varsa... O zaman sorulur: Hazırlığınız var mı?
CHP milletvekili Onur Öymen de tam bunu soruyor iktidara:
- Halkımızı bu silahlara karşı koruyacak malzememiz, teçhizatımız var mı; aldık mı bunu Amerikalılardan veya başkasından? Halkı eğittik mi? Amerikalılar daha birkaç yıl önce yılda 600 milyon dolar harcadılar sırf bunun için, sırf halkı kimyasal, biyolojik silah saldırısından korumak için yeni aletler geliştirdiler, yeni maskeler geliştirdiler.
Bizde var mı bunlardan?
Bir biyolojik saldırı olursa, bu saldırının ajanlarını tespit edecek özel laboratuvarlar var. Biz, bugün bir biyolojik saldırı olsa, derhal bunun hangi ajanlarla yapıldığını tespit edecek durumda mıyız? Bunu tespit edemezseniz, bunun ilacını bulamıyorsunuz. Bir kimyasal silah, biyolojik silah saldırısı olursa, halkımız ne yapacağını biliyor mu? Bizdeki bilgiye göre bilmiyor. Hiçbir yerde görmedik bunu, hiçbir televizyonda böyle bir program görmedik, işitmedik.

Türkiye hava sahasını ABD’ye açacak ama karşılığında ekonomik yardım alamayacakmış. Yani... Havamızı vereceğiz...
Havamızı alacağız...



"Amerika akıllı bombalara sahipmiş...
ABD’yi yönetenlerde akıl olsaydı o bombalara gerek kalır mıydı?.."