Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kurultay çalışmalarını anlatırken:

“Çevreci ve doğa dostu tutumumuzu ve kadın erkek eşitliğine yönelik inancımızı ifade etmek üzere 6 okun en ortasındaki devletçilik okunun yarısını yeşile, yarısını mora boyayacağız.”

Anlaşıldığı gibi CHP’nin ambleminin değiştirilmesi ve oklardan birinin yeşil ve mor renklere boyanması genel merkezde kararlaştırılmış.

Oysa amblem değişikliği ciddi iştir. Bugün bir yönetim kalkar oklardan birine renk ilave eder. Yarın bir başkası tutar oklardan birinin ucuna çiçek koyar. Bir başkası okun ucundan kan damlatır. Partinin tarihi amblemi Genel Merkez’de alınan fantezi kararlarla değiştirilemez. Üstelik böyle bir gerek de yoktur...

Haberin Devamı

Düşünün ki, bu partinin kurucuları Anadolu bozkırında hiç yoktan bir yeşil şehir inşa etmiş, başkent yapmıştır. Aziz Atatürk bu şehrin ortasına Gençlik Parkı gibi parklar yapmış, bataklığı kurutup Orman Çiftliğine dönüştürmüştür. Yeşile ve doğaya sevgi ve saygının en büyüğünü daha kuruluş yıllarında bu parti göstermiştir...

Kadın erkek eşitliği derseniz... Kadına oy hakkını Avrupa devletlerinden önce tanıyan, miras hakkı dahil kadına her alanda eşitlik tanıyan bu parti değil mi?

6 Ok hem doğa sevgisini hem kadına saygıyı fazlasıyla içeren bir simge değil mi? Oku boyamak yerine bu sevgiyi icraatta göstermek gerekir.

AYDIN

Her devirde sıkça sorulan sorudur:

- Aydın kime derler?

Ünlü düşünür Jean Paul Sartre’a göre aydın, üzerine vazife olmayan işlere karışan kişidir. Atom silahı üzerine çalışan bilim adamına aydın denmez. O yalnızca bilim adamıdır. Bu bilim adamı silahlara karşı bir bildiri imzaladığında aydındır.

... Aydın olmak sorumluluk ister. Aydın, yalnızdır, çünkü onu hiç kimse görevlendirmemiştir. Başkaları özgürleşmedikçe kendisi de özgürleşemez. Bunun bilincindedir.

... Zamanımızın koşulları aydını bütün çatışmalarda taraf olmaya zorlar; o, kendisinin de ezilenlerden olduğu bilinciyle, her çatışmada ezilenlerin safında kendini bulur.”

NÜFUS

“Basit bir nüfus artış hesabı...

Türklerde evlilik yaşı ortalama 26, çocuk sayısı 2.

Haberin Devamı

Suriyelilerde ise evlilik yaşı ortalama 17, çocuk sayısı 6.

Bugün 1 yaşında olan bir Türk kızının 60 yaşında 10 kişilik bir ailesi oluyor.

Bugün 1 yaşında olan Suriyeli bir kızın ise 46 yaşında 50 kişilik bir ailesi oluyor.”

Bu hesabı yapan İyi Parti Milletvekili Turan Çömez soruyor:

“Torunlarımızın nasıl bir ülkede yaşayacağının farkında mıyız?”

OLİMPİK

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve kızı ile İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, eşi ve kızını Paris’te Türk milli takımının voleybol maçında gördük… Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş da tribündeydi.

CHP kadrolarının olimpiyatta maç izlemeleri iyi, güzel... Ancak partinin spora ilgisi bu kadarla kalmamalı. CHP sportif konularda araştırmalar yapabilir, sorunları saptayabilir, çözümler ortaya koyabilir. Olimpiyatta ülkemiz adeta nal topluyor, küçücük ülkelerin gerisinde kalıyor. Bu konuda belediyelere de düşen büyük görevler var. Tesis sayısını arttırmak, spor okullarını yaymak, etkinlikleri çoğaltmak belediyelerin elinde. Büyük kentlerde spor tesisi yönünden büyük bir fakirlik var. CHP’li belediyeler bu konuda üzerlerine düşeni yapıyor mu? Kaç yeni kapalı havuz, tenis sahası, basketbol sahası yaptı belediye? İnternette baktık, çocuklar için tek bir atletizm okulu var. Yeterli mi?

Haberin Devamı

HİROŞİMA

Japonya’da Hiroşima kentinde sabah vakti... Tarih 6 Ağustos 1945...  Enola Gay adını taşıyan B 29 tipi uçak Little Boy’u yani “küçük çocuk” adlı ilk atom bombasını şehrin üzerine bıraktı.

Üç gün sonra da bir başka B 29, ikinci atom bombasını Nagazaki şehrine yolladı. İki şehirde kadın çoluk çocuk 200 bin masum sivil öldürüldü. On binlerce kişi radyasyona bağlı ölümcül hastalıklara yakalandı... Almanya mayıs ayında teslim olmuş, Avrupa’da savaş bitmişti. Japonya teslim olmak üzereydi. Amerika     atom denemesini Rusya’ya gözdağı vermek amacıyla yaptı.

ABD Başkanı Obama, Japonya’yı ziyarete giderken Hiroşima için özür dileyip dilemeyeceği sorulduğunda:

- Savaş içinde olmuş bir şey, dedi, özür dilemeye yanaşmadı...

Bizi her 24 Nisan’da soykırımla suçlayan ABD başkanları, Japonya’daki bu katliam için hâlâ özür dilememiştir. Tıpkı komplo ile çıkardıkları savaşlar ve yalanlarla işgal ettikleri ülkeler için özür dilemedikleri gibi...