NATO Askeri Komitesi Başkanı Amiral Rob Bauer, önümüzdeki 20 yıl içinde Rusya ile topyekun bir savaşa hazırlıklı olunması gerektiğini söylüyor:
“Barış içinde yaşamamızın kesin olmadığını anlamalıyız” diyor...
Askeri yetkili halka da çağrıda bulunuyor... Sivillerin bir savaş tehlikesine karşı hazırlıklı olmasını, yanlarında 36 saat yetecek kadar su, gıda, pilli radyo ve diğer kişisel ihtiyaçların bulundurulmasını tavsiye ediyor...
ABD, NATO ülkelerini açık açık nükleer savaşa hazırlıyor...
Bu konu Türkiye’yi ilgilendiriyor mu?
Çok ilgilendiriyor. Pek farkında değiliz ama bir nükleer savaşta pekâlâ ilk hedeflerden biri olabiliriz.
ABD’nin Avrupa’da 150 dolayında nükleer başlığı var. Bunlar Belçika (20), Almanya (20), Hollanda (20) İtalya (40) Türkiye (50) şeklinde beş ülkeye dağıtılmış durumda. En büyük nükleer cephanelik bizde. Tabii silahların tetiği bizim elimizde değil. Bombalar, İncirlik Üssü’nde ABD’ye kiralanmış depoda duruyor. B61 tipi bu bombalar geliştirilmiş F-16 uçaklarıyla taşınarak hedefe sevk edilebiliyor. ABD bir savaşta bunları kullanırsa bizim topraklar da nükleer hedef olacaktır.
Türkiye bu bombalardan kurtulmalı. Bize hiçbir faydası olmayan bu savaş araçları başımızı bir anda belaya sokabilir.
Bu arada yeri gelmişken hatırlatalım, deprem çantalarını hazır tutunuz, nükleer savaşta da (sağ kalırsak) lazım olacak…
MUHTAR YARIŞI
Yerel seçimlerde muhtarlık için de yarış olacak.
Muhtar adayları bir bir ortaya çıkıyor, propaganda broşürleri bastırıyor...
Muhtarlığın türlü zahmetleri vardır da getirisi ne olabilir?
Muhtarımız Zeynep Ayman’la sohbet ediyoruz. Aydan aya ellerine geçen ödenek 17 bin liraymış...
Başka bir geliri var mı? Yok...
Söz adaylara geliyor...
Zeynep Hanım:
- Aday esnaf olmamalı, yurttaşlar esnaftan aday seçmemeli, diyor.
Belediye meclis üyelerinin de aynı şekilde esnaf olmaması gerektiğini ekliyor.
Sebebi malum; Sade vatandaş esnafla karşı karşıya geldiğinde yerel yönetici ve organlar esnaftan yana tavır almamalı...
Kadıköy, Beşiktaş, Şişli gibi ilçelerde manzara malum... Kaldırımlar esnaf tarafından işgal edilmiş olup, belediyeler hiçbir şey yapmamaktadır...
Çünkü belediye meclisinde esnafın temsilcisi çoktur ama vatandaşın yoktur...
TEKEL
Tekel’in çeşitli kademelerinde işçilikten fabrika müdürlüğüne kadar yıllarca emek veren Kerim Yanık, “Tekel’di Özel Oldu” adlı kitabında bize bu kamu kuruluşunun doğumundan ölümüne kadar yaşadığı dönemleri anlatıyor. Çok aydınlatıcı bilgiler veriyor. Renkli sahneler aktarıyor.
Kerim Yanık, Ürgüp Şarap Fabrikası müdürlüğü sırasında Nevşehir’in Çat kasabasında bir bağ bozumuna rastlıyor. Üzüm hasadı yapan çiftçilerin yanına gidiyor. Ürgüp Şarap Fabrikası için üzüm satın almak istediğini söylüyor. O anda hasat yapan çiftçilerin en yaşlısından şu yanıtı alıyor:
- Git işine beyim, biz şarap fabrikasına üzüm vererek günaha giremeyiz. Gördüğün bu üzümleri Vefa Bozacasına sirke yapmaları için veriyoruz...
Kerim Yanık yaşlı çiftçiye:
- Bey amca sirke yapanlar önce şarap yapıp, daha sonra bu şarapları sirkeye dönüştürür, diyor...
Ama faydası olmuyor... Çiftçiler sözleri duymazdan geliyor.
Ancak sirke üreticisi bulup satamayanlar, üzümlerini yine de şarap fabrikasına verirmiş...
MERTLİK
Eski İçişleri Bakanı ve şimdiki İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Sinan Ateş cinayetinden söz ediyor:
“Onu torbacılar öldürdü, katletti. Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi” diyor.
Siyasi cinayetleri onaylayan, üzerinden siyaset yapan siyasetçiler gördük ama övenini görmemiştik. O da görüldü. Bir tek şunu öğrenemedik... Bundan önceki bütün siyasi cinayetler mi mertçeydi, bazıları mı?
Hangi cinayetlerdi mertçe olanlar.
Meral hanıma birileri anlatmalı...Cinayetin mertçesi olmaz. Düellodan farklı olarak cinayetler pusu kurularak, hedefteki kişi avlanarak işlenmektedir.
Siyasette pusula şaştı mı ağızdan çıkanı kulaklar duymuyor.
Uzaya çıkan insanla iletişim kurabilecek sistemleri geliştirmiş bulunuyoruz. Buna karşın, çoğu kez anne kızıyla, baba oğluyla, siyah beyazla, işçi işverenle ve demokrat komünistle iletişim kuramıyor.
Hadley Read