Türk - Alman Dostluk Federasyonu (DTF), her sene geleneksel olarak verdiği "Dostluk ödülleri"nin bu yılki sahiplerini açıklarken Federasyon yetkililerinden ve aynı zamanda turizm acentesi sahibi olan Alişan Hızlı turistik gelişmeleri anlattı:
- Irak krizi turizmi şimdiden vurdu. Bize, ‘iptaller çok mu?’ diye soruyorlar. Rezevasyon yok ki, iptal de olsun... Rezervasyon az olduğu için, iptaller de az görünüyor. Türk basınında, Türkiye ile Irak arası 600 kilometre olarak gösterildi ve bunun turizmi baltalayacağı belirtildi. Böyle haberler turizme zarar verir. Ufak bir araştırma yaptım ve turistik bölgelerimizle Bağdat arasındaki mesafeleri öğrendim: İstanbul-Bağdat arası 2350 km, Antalya-Bağdat arası 1650 km, Bodrum-Bağdat arası 1950 km, İzmir-Bağdat arası 2150 km, Marmaris -Bağdat arası 1950 km; Türkiye - Almanya arası ise 1800 km... Eğer Türkiye, bu durumu dışarı anlatabilirse savaşın turizme etkisi fazla olmaz...
Satılık bir karış toprağımız yoksa da kiralanacak epey toprağımız varmış...
Arman Salepçi
Başbakan Erdoğan "Ekonomi için yeni sürpriz kaynaklar hazırlıyoruz" demiş... Vatandaşın cebi her türlü sürprize alışıktır.
Haldun Ertem
"Savaşa karşıyım ama... yaklaşımını ben - savaş istiyorum ama açıkça söylemeye utanıyorum - şeklinde yorumluyorum"
Prof. Ayşe Buğra
Doğan Ofset, kısa bir süre önce girdiği Rusya pazarında kendisini kabul ettirdi. Bu yıl altıncısı düzenlenen Rusya Kitapları Fuarı’na ülkenin 84 bölgesinden 900’den fazla yayıncı katıldı. 120 binden fazla kitabın sergilendiği ulusal nitelikteki fuara katılan üç yabancı kuruluş arasında Doğan Ofset de bulunuyor. Rus yayıncılar fuara ünlü Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı’na hazırlık gözüyle bakıyor. Rusya pazarına ilk kez bir buçuk yıl önce girdiklerini belirten Doğan Ofset Genel Müdür Yardımcısı Osman Altınçekiç, bu süre içinde Rus müşterileriyle ciddi ve sağlam ilişkiler kurmayı başardıklarını söyledi.
Altınçekiç, Rusya’dan kitap, dergi, broşür ve katalog siparişleri aldıklarını, sahip oldukları gelişmiş makine parkıyla pazardaki iddialarını ortaya koyduklarını belirtti. Doğan Ofset, eylül ayındaki Moskova Uluslararası Kitap Fuarı’na da katılacak.
Amerikalılar Güneydoğu’ya yerleşti... Yöre halkıyla al takke ver külah. Coni kahvehanelerin baş köşesinde ağırlanıyor. Eskiden olsa "Ne işi var gâvurun burada", diye sorgu sual edilirdi. Artık Coni’nin bir işi, bir sıfatı var: Kiracı...
- Ne konuştunuz Hacı Emmi öyle Coni’yle fısır fısır...
- Bizim tarlada kiracı ya... Önümüzdeki yılın kirasını konuştuk...
Amerikalılar gönülleri fethederken CIA kiracı kılığında Güneydoğu’da halkı örgütler mi? Ortalığı karıştırır mı? Yoksa biz fazla mı kuşkucuyuz?
General Tommy Franks ABC Haber Ajansı’na verdiği demeçte diyor ki:
- Sivil kayıplar konusunda anahtar Saddam’ın elindedir. Saddam asker ve silahlarını hastane, okul, cami gibi yapıların yakınına yerleştirmeye devam etmektedir...
Bu sözlerin yorumu... Askerini Bağdat’a sokarken kayıp vermekten müthiş korkan ABD, kenti önceden çok vahşi bir bombardımana tutacak, hastane okul ve camilerin bombalanmasını protesto eden dünya kamuoyu karşısında kendini "Ne yapalım Saddam silahlarını oralara yerleştirdi" diye savunacaktır...
ABD Dışişleri Bakanı Powell "Kuzey Irak’ta Türk gücü istemiyoruz" diyor...
Bush daha kesin konuşuyor: "Kuzey Irak’a tek başınıza girerseniz, korkarım Türk ve ABD askerleri arasında çatışma çıkar."
Stratejik ortak (!) Türkiye’yi Kuzey Irak’ta askeri çatışmayla tehdit ederken... Bir yandan da İskenderun’a indirme yapıyor... Güneydoğu’da kurduğu üslere sevkiyatı sürdürüyor.
Hükümet manzara karşısında şaşkın ve suskun...
Ancak İskenderun Limanı’na yapılan indirmeye göz yumarak suç işliyor...
Deniz Baykal’ın önceki gece Kanal 7’de anlattığı gibi...
TBMM’de 6 Şubat’ta kabul edilen birinci tezkere yeni üsler kurulmasına izin ve yetki vermiyordu. Güneydoğu’daki lojistik üsler 8 Şubat’ta imzalanan gizli mutabakatla kuruldu. Bu mutabakatın hukuki temeli yok.
Profesör Ülkü Azrak diyor ki:
- Bu mutabakat muhtıralarının TBMM kararına ve dolayısıyla Anayasaya aykırılığı ileri sürülerek yargı yoluna başvurulmalıdır...
İzmir Barosu Başkanı Noyan Özkan Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer’e gönderdiği mektupta aynı konuya işaret ediyor:
- Gizli olduğu iddia edilen mutabakat belgesi derhal millete açıklanmalı ve iptal edilmelidir... Birinci tezkerenin iptali için Meclis’e yeni bir tezkere sevk edilmeli ve TBMM tarafından birinci tezkerenin iptali sağlanmalıdır...
***
Hükümet ikinci tezkereyi yeniden TBMM’ye götürecek mi? ABD’nin İskenderun’a silah sevkiyatını sürdürmesi, Ankara’dan kendilerine bu yönde umut verildiğini gösteriyor. Güvenlik Konseyi’nin Gine, Kamerun, Meksika, Şili gibi fakir üyelerinin bile destek vermediği bu hukuksuz savaşa AKP destek verecek mi? Bakalım göreceğiz...
Bu savaşta çoluk çocuk en az yarım milyon insan ölecek. O yüzden buna savaş değil katliam adı veriliyor. Bu kadar büyük bir katliamın göze alınmasına sebep ne peki? Irak’ın kitle imha silahlarından arındırılmasıydı amaç. Denetçiler imha silahı bulamadı. Peki ne kaldı geriye?
- Efendim Saddam silah denetçileriyle yeterli işbirliği yapmadı.
Evet yarım milyon insanın katlinin gerekçesi bu... Sadece bu... Sebebe bakınız.