Okurumuz “Bu kitap devlet adamlarına el kitabı olmalı” notuyla yollamış mektubunu.
Sözünü ettiği kitabın adı “Vali Bey”. Yazarı gazeteci arkadaşımız Saygı Öztürk.
Kitapta efsaneleşmiş bir vali olan Refik Arslan Öztürk anlatılıyor.
Refik Öztürk (1949-2020) Saygı’nın ağabeyidir. Reşadiye, Silopi, Finike ve Söğüt kaymakamlıkları sonrasında Bilecik, Niğde, Erzincan, Manisa valilikleri yaptı. 27 Nisan 2008 tarihinde merkez valisi oldu. 71 yaşında vefat etti.
Devlet ciddiyeti, tasarruf ve dürüstlük denince ilk akla gelen bürokratlardan biriydi.
Bir Kurban Bayramı şoförü ve koruması ile İzmir’e giderler. Bu iki görevliyi evlerine gönderip kendisi dolmuşa biner. Tesadüf bu ya dolmuş biraz ileride çevrilir. Polisler kimlik kontrolü yapar. Refik Bey’in cebinde sadece valilik kartı vardır. Onu gösterir. Polisler şaşırır. Vali Bey’i (biz götürelim diyerek) kendi arabalarına davet ederler. Refik Bey kabul etmez. Dolmuş yoluna devam eder.
Valilik döneminde Ankara’ya devletin aracıyla değil, bilet parasını kendisi ödeyip otobüsle gider. Özel telefonlarını mesai sonrasına bırakır ki konuşma indirimli olsun.
İlk atandığında otobüs garajından vilayete yürüyerek gittiği anlatılır.
Bir devlet fabrikasının özelleştirilmesine karşı çıktığı için görevden alındı.
Görev yaptığı illerde “Baba Vali” diye anıldı, saygın bir isim bıraktı geriye.
KARİZMA ÇİZİLİR!
Almanya Ukrayna’ya Leopard tankı gönderilmesi talebi için çok düşündü. ABD’ye önce siz Abrams tanklarını gönderin dedi. ABD epey düşündükten sonra Abrams tankı göndermeyi kabul etti. Almanya bunun üzerine Leopard tankı gönderme kararına mecbur oldu.
Polonya daha önce Rus yapısı tankları Ukrayna’ya vermiş, konu hiç tartışmaya yol açmamıştı. Bu defa durum neden farklı?
Bir Rus uzman Almanya ve ABD’nin kendi tanklarını göndermek için çok düşünmesini şu nedene bağlıyor:
- Rusya bugüne dek Ukrayna’ya ait 7 binin üzerinde tank ve zırhlı aracı tahrip etti. Şimdi savaş alanında yanmış, tahrip edilmiş, tanınmaz hale gelmiş bir Leopard ya da Abrams tankını düşünün. Bu hem o ülke halklarının moralini etkileyecek hem de onların silah sanayiinin karizmasını çizecektir. Bu kadar çok düşünmelerinin ve zor karar vermelerinin sebebi odur.
YETERR!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim tarihi olarak Demokrat Parti’nin ilk iktidara geldiği tarih olan 14 Mayıs’ı işaret etmesiyle birlikte o dönemin “Yeter söz milletindir” sloganı hatıra geldi.
Slogana hem iktidar hem muhalefet sahip çıktı.
Ancak mesaj her iki tarafa da tam uymuyor. Çünkü:
1 - Slogan geçmişte muhalefet partisi olan DP tarafından iktidardaki CHP’ye karşı kullanılmıştı. Oysa AKP bugün muhalefette değil, iktidardadır.
2 - Slogan geçmişte muhalefet tarafından kullanılmıştı ama iktidarda CHP vardı. CHP’nin geçmişte kendisine karşı kullanılan sloganı bugün iktidara karşı kullanması garip.
KILIÇDAR
Okurumuz merak etmiş, soruyor:
- Kemal Kılıçdaroğlu’nun soyadı nereden geliyor?
Bu konuda bir miktar bilgiyi Erdal Emre’nin “Öteki Kemal” adlı kitabında buluyoruz.
Ailenin soyadı önce Karabulut imiş babaları sonradan değiştirmiş.
Erdal Emre soruyor:
- Kılıçdaroğlu soy ismi de yine aileden geliyor, daha doğrusu, ailenizde bir eşkıya varmış, oradan geliyormuş.
Kemal Bey’in cevabı özetle:
- Ailede dönemin ünlü eşkıyalarından Hüseyin Cebeli dediğimiz bir büyüğümüz olduğu söyleniyor. Ben onun mezarını buldum, yaptırdım. Mezar Pülümür-Nazımiye arasında bir yerde. Çok vahşi bir doğası var. Çatışmada öldürülmüş ve oraya defnedilmiş. Büyük ihtimalle babamız -bize çok anlatmadı ama- o nedenle Kılıçdaroğlu soyadını almış olabilir.
SÖZ
Bir toplum üretmek istiyorsa köy enstitüsü kurar. Üretmeden tüketmek istiyorsa AVM kurar.
Prof. Üstün Dökmen
BASKET
Yarış atlarının ne kadar hor kullanıldığı ara sıra yazılır.
Ancak sporcuların durumu pek dile getirilmez.
Örneğin Efesli basketbolculara bakalım.
Bu takımın en değerli, en çok süre alan oyuncuları Larkin, Micic ve Clyburn.
Basketbolun çok yorucu bir spor olduğunu, futbolda sporcunun maç içinde dinlenebildiğini ancak basketçinin bu şansının olmadığını bu sporları yapmış birisi olarak ekleyeyim. Baskette 20-30 dakikada bütün enerjiniz tükenir.
Hal böyleyken… Efes geçen cuma günü İspanya’da Baskonia ile maç yaptı, pazar günü İstanbul’da Petkim ile oynadı, bugün (salı) İstanbul’da Zalgiris ile maçı var. Cuma günü Atina’da Olimpiakos ile kapışacak. .
Yukarıda adını verdiğimiz üç oyuncu bu maçların tümünde oynuyor.
Sekiz günde dört maç. Resmen tüketiliyor sporcular.