Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik hakaret ve saldırılar artarak sürüyor. Atatürk hakaretle itibarsızlaşmaz... Herhangi bir zarar görmez. Peki, olan nedir derseniz... Demokrat Parti 1951 yılında Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’u çıkarırken “Kişi için özel kanun çıkartılamaz” diye itirazlar olmuş, bunun üzerine ünlü Alman hukukçu Ernst Hirsch’ten görüş alınmış. Cumhuriyet yılları boyunca Türkiye’de görev yapan Alman hukukçu demiş ki:
“Atatürk adında bir şahıs, hukuki anlamda, artık mevcut değildir. Dolayısıyla, ona yasa yoluyla da bir imtiyaz sağlanması söz konusu olamaz. Söz konusu tasarıda ceza hukuk normlarıyla korunması öngörülen hukuki varlık bir şahıs olarak Atatürk değildir. Burada korunmak istenen, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna karşı Türk milletinde genel olarak yaygın bulunan hayranlık ve saygı duygusudur. İşte, ceza tehdidi altına konulmak istenen davranışlar, halkın içinde yaşamayı sürdüren bu saygı duygusunu, yani merhumun anısını zedelemeye müsait davranışlardır.”
Atatürk’e yönelik saldırıların bir nafile amacı O’nun tarihi kişiliğini zedelemek... Bir başka amacı O’nun kurduğu rejimi yıkmaktır... Çağdaşlığa, bilime, uygarlığa, aydınlığa inanan milyonlar herhalde buna izin vermeyecektir...
İyi ki doğdunuz...
Pen Yazarlar Derneği ayın kitabı olarak yazar ve siyasetçi Cahit Kayra’nın tüm eserlerini seçti. PEN’in açıklaması şöyle:
“101 yaşında ışıyan ve aydınlatmayı sürdüren değerimiz Cahit Kayra’nın tüm eserlerini ‘Ayın Kitabı’ seçtiğimizi şükran ve kıvançla duyururuz.
Marjinal Şiir Teorileri, Marjinal Siyaset Teorileri, ’38 Kuşağı, Ah o Yemen ve Cumhuriyet Dönemi Ekonomisi gibi eserleri olağanüstü önem taşıyor. Donatıcı yurttaşlığı için minnettarız.” Uzun yıllar bürokrat, milletvekili ve bakan olarak görev yapan Cahit Kayra emeklilikle beraber tüm vaktini yazarlığa ayırdı. Tarihçi Kitabevi’nden çıkan “Sevr Dosyası” ve “Varlık Vergisi” adlı kitapları araştırmaya dayalı, eşsiz eserlerdir. Türkiye’nin sosyal ve ekonomik yaşamını anlatan 3 ciltlik “Cumhuriyet Ekonomisinin Öyküsü” mutlaka okunmalıdır. Sonuç: İyi ki doğdun Cahit Bey...
Taksi
İstanbul Rehberler Odası Başkanı Hakan Eğinlioğlu taksicilerin turistlere çektiği numaraları anlatıyor:
“Tedavülden kalkmış paraları para üstü olarak veriyorlar. Tırnakçılık yapıyorlar. Para üstü 50 lira vermesi gerekirken, 5 lira veriyorlar...”
Özetle, turistin bu ülkeden soğuması için ne gerekirse yapıyorlar... Peki, bu karmaşadan İçişleri Bakanlığı da sorumlu değil mi? Valiler, emniyet müdürleri ne yapıyor?
Tarih
Emekli General Naim Babüroğlu tarihten iki küçük çizgi aktarıyor: “Büyük Taarruz’da, Atatürk’ün esir aldığı Yunan Ordusu Başkomutanı Trikopis, ömrünün sonuna kadar her Cumhuriyet Bayramı’nda Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği’ne gider ve Atatürk resminin önünde saygı duruşunda bulunur. Çanakkale’de ANZAC Komutanı General Birdwood M. Kemal’e karşı savaştı ve yenildi. 1938’de ayağı şiş olduğu halde, Ankara’da Atatürk’ün cenaze töreninde mareşal üniformasıyla saygı duruşunda bulundu.”
İDO
İstanbul Deniz Otobüsü İşletmesi İDO, 1 Aralık’tan itibaren iç hat seferlerini kaldıracağını açıkladı.
İstanbul’un üç tarafı deniz... Ama deniz ulaşımı gelişeceği yerde geriliyor.
Yaklaşık 30 yıldır çalışan deniz otobüsleri bir türlü işletmeciye kâr getirmedi. Demek ki kârlılık derecesi zamanında iyice araştırılmadı. İkincisi... Kent içi deniz taşımacılığını özelleştirmek hataydı. Kâr - zarar hesaplarıyla ulaşım politikası uygulayamazsınız. Bu işler ancak kamu görevi anlayışıyla yürür...Neyse artık kapı gibi dolmuş motorları var. Sanırız doğan açığı onlar kapatacaktır.