Antalya Limanı özelleştirildi... 29 milyon dolara Reha Süren'e satıldı. Liman'ı daha önce İLKSAN Davasında adı geçen Sedat Çolak 102 milyon dolara satın almış, ancak taahhütlerini yerine getiremeyince satış iptal edilmişti. 102 milyon dolar nerede, 29 milyon dolar nerede... Ancak konumuz bu değil...
      Konumuz Liman'da çalışan işçileri isyan noktasına getiren kıdem tazminatı uygulaması... Satış anlaşmasında deniyor ki:
     Â"... devir tarihi itibarıyla birikmiÅŸ kıdem tazminat tutarı TDÄ° (Türkiye Denizcilik Ä°ÅŸletmesi) tarafından üstlenilecektir."
      İşçi soruyor:
     Â- Åžu anda hakettiÄŸim kıdem tazminatı diyelim ki 2 milyar lira. Diyelim ki 5 yıl sonra emekli oldum. TDÄ° bana o gün yine 2 milyar lira mı verecek? Yoksa o gün itibarıyla payına düşen diyelim ki 5 milyar liraysa onu mu verecek?
      İşçiler, Özelleştirme İdaresi ve diğer ilgili kuruluşlara telefonla başvurmuşlar. Aldıkları yanıt:
     Â- Tabii ki o gün hakettiÄŸiniz miktardan TDÄ°'nin payına düşen neyse onu verecek.
      Yanıt doyurucu. Ama sözlü. Yazılı hiçbir taahhüt yok ortada. Birkaç yıl sonra işbaşınde olan hükümetin politikası ne olur? TDİ o güne kadar kalır mı kalmaz mı? Yarına ilişkin hiçbir şey belli değil. İşçiler telefonda verilen sözlere haklı olarak inanmıyor. TDİ'nin birikmiş kıdem tazminatlarını, devir teslimin yapılacağı önümüzdeki salı gününe kadar ödemesini istiyorlar.
      Ya da konu yazılı bir taahhüde bağlanmalı.
      Emekçinin hakları üstüne yatmayı ilke edinmiş bir devlet anlayışının bundan önce nice örnekleri sergilenmişken, işçiler sözlü vaatlere nasıl güvensinler?
      Dr. Abdülrezak Altun Ankara İletişim Fakültesi'nde öğretim üyesi...Emel Esen de aynı okulun eski bir öğrencisi... Bu iki genç insan 19 Eylül günü Ankara'da evleniyorlar. Hazırladıkları nikah davetiyesinin arkasına bir not düşmüşler. Okuyoruz.
      GÜNÜN UYARISI
      Atakule Nikah Salonu'na çiçek kabul edilmiyor. Üstelik Emel ve Abdülrezak çiçek göndermeniz yerine, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Mezunları Vakfı'nın genç iletişimcilerin yetişmesine katkıda bulunmak için oluşturduğu burs fonu hesabına (Türkiye İş Bankası Cebeci Şubesi 42O5 - 19O5376) bağış yapmanızı istiyorlar. Bu mutlu günlerinde onları kırmayacağınızı düşünüyorlar.
      Portekiz'deki Expo Dünya Denizcilik Fuarı'na giden gazeteciler, milletvekilleri, bakanlar THY uçağı ile geri dönecekti. Biletler kontrol edildi, yer numaraları yolculara verildi. Yer dağıtımını Portekizli ilgililer yapmıştı. Bu yüzden kimi gazeteciler ve konuklar ön sıralara yerleşti. Kimi bakan ve milletvekilleri arka sıralara düştü. Uçakta sessiz bir huzursuzluk başgösterdi. O sırada pilotun şu anonsu duyuldu:
     Â- Sayın yolcular havada türbulans ayarı yapılacağından ön sıradaki koltukların boÅŸaltılması...
      Anonsu duyan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya Paşa yanında oturan Kanal D muhabiri Zeki Saral'a dönerek:
     Â- Balans ayarını biliriz de, dedi, bunca yıldır uçarım, havada türbulans ayarı yapıldığını ilk kez duyuyorum...
      Ve hep birlikte arka koltuklara geçtiler. Beklediler ki kendilerinin boşalttığı koltuklara arka sıralardaki bakan ve milletvekilleri gelip kurulsunlar. Ancak bekledikleri olmadı. Ya utandıklarından ya da türbulans ayarının gerçekliğinden arka sıradakiler gelip ön sıralara oturmadı.
      Yerel ve genel seçimin aynı tarihte yani 1999 nisanında yapılacağına, ortada Meclis kararı bulunmasına rağmen kimse inanmıyordu. Artık hiç kimse inanmıyor. Seçim kararı alan iki taraftan biri olan Mesut Yılmaz net bir mesaj verdi:
     Â- EÄŸer bizi erken seçim kararı almaya zorlayanlar bu kararlarından vazgeçerlerse bunu deÄŸerlendirmeye hazırız.
      Mesut Bey böylece topu CHP'ye atmış oldu.
      CHP bu işe ne diyor?..
     ÂDeniz Baykal dün "Teklifi TBMM'ye getirsinler" diye sert gösterip yumuÅŸak vurdu topa. Deniz Baykal'ın geçenlerde bir özel sohbette bu konu gündeme gelince söylediÄŸi ÅŸu:
     Â- Biz söyleyeceÄŸimizi söyledik. Yapacağımızı yaptık. Bundan sonrasını kendileri bilir.
     ÂGeçenlerde bu sütunda Baykal'a çok yakın CHP'li yöneticilerin bile genel seçimin daha sonraya ertelenmesi düşüncesine vardıklarını yazmıştık.
      Bu konuda yalnız kalmaya başlayan Baykal 'ın fazla direnmeyeceği hissediliyor. Geri dönüş için bir manevra alanı arayışında görülüyor. Bülent Ecevit'in iki seçimin birarada yapılması ısrarı da samimi ve gerçekçi görünmüyor. Genel seçimin yerel seçim sonrasına sarkıtılması kesinleşiyor. Doğrusu da o...
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr