Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       İtalyan Başbakanı D'allema alem adam... Şu yaptığı teklifteki ciddiyete bakın:
     Â- Ben Galatasaray - Juventus maçına geleyim. BaÅŸbakanınız Mesut Yılmaz da nasıl olsa maça gelir. Orada Yılmaz'la Apo meselesini etraflıca konuÅŸuruz...
       İyi mi? İki Başbakan iki ülkeyi sarsan olayı stadyumda maç arasında konuşacak...
       Peki ne diyecek D'allema (İki l kasten yazılmıştır) maçta Mesut Yılmaz'a:
     Â- Maçı verin, Apo'yu verelim! mi?..
       Neyse... Mesut Yılmaz'ın bu teklifi reddedip "Gelsin Ankara'da konuşalım" demesi çok yerinde oldu. Gerçi Mesut Bey'in staddaki görüşmeyi devlet ciddiyetinden çok maç seyretmenin keyfini kaçıracağı için reddetmiş olması büyük ihtimaldir ama...
       Olsun... Sonuçta iyi yapmış...

       DTP İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi, Türkbank ihalesindeki garip çabalarıyla ilgili yazımıza bir yanıt gönderdi. Özetle diyor ki:
     Â"Sayın Korkmaz YiÄŸit'in Türkbank ihalesi öncesinde çeÅŸitli duyumlar aldığı ve konuyla ilgili spekülasyonlar bulunduÄŸuna dair duyumlarını öğrendiÄŸimde milletvekili sıfatımın gerektiÄŸi bir duyarlılıkla, siyasi teamüller gereÄŸince konuyu Sayın Genel BaÅŸkanıma açtım. Onun da hassasiyet göstermesi doÄŸrultusunda YiÄŸit'i Sayın BaÅŸbakan'la gün ortasında ve TBMM'de görüştürdüm. Kim bana böyle bir ÅŸikayette bulunsa ilgili mercilere aksettirmek için aynı ÅŸeyi yaparım. Hayretle izlediÄŸim manzara odur ki, `ÅŸikayet ve duyumu ilgililerine birinci ağızdan aktarmak', `ihalenin yönünü tayin edici büyük bir rol' olarak takdime çalışıyor.
       Bu arada benim hiç kimseye
`Bu ihaleye herhangi bir kimseyle ortak girer misiniz?' şeklinde bir sualim olmamıştır..."

       ANAP'ın iki gün sürecek olan 6'ıncı Büyük Kongresi bugün saat 10.00'da başlıyor. Açıklanan gündeme göre kongre Genel Başkan'ın konuşmasıyla açılacak, ardından Çalışma Raporu okunacak, sonra da Genel Başkan seçimine geçilecek. İkinci ve son gün ise tümüyle MKYK üyeliklerinin seçimine ayrılmış.
       Peki, yurdun dört bir yanından gelen delegeler ne zaman konuşacak? Eleştiriler ne zaman dile getirilecek? Yeni öneriler, yeni politikalar ne zaman tartışılacak? Tabanın sesi tavana nasıl yansıyacak?
       Gündeme bakıyoruz, bu konuda bir madde göremiyoruz.
       Bu tür kongrelerin yapılmasındaki asıl amaç, işbaşındaki yöneticilerin icraatının tartışılması, eleştirilmesi, tabanın düşüncesinin alınması olduğuna göre, ANAP Kongresi'nin gündeminde niye böyle bir madde yok? Soruyu ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Dedelek'e yöneltiyoruz. İşte yanıt:
     Â- Ä°ki gün içinde yapılıp bitirilecek bir kongrede zaman sıkışıklığı yaÅŸanacağı muhakkaktır. Ben, bizim delegelerimizin bu durumun bilincinde olarak söz alacaklarını pek sanmıyorum. Ama bir - iki kiÅŸi söz isterse onlara Çalışma Raporu'nun okunması ile Genel BaÅŸkan seçimi arasında kalan zaman içinde söz verilir tabii ki... Bizim delegelerimiz nazik ve anlayışlı insanlardır, bizi anlayışla karşılayacaklarını ve söz istemeyeceklerini umuyorum."
       Türkiye'yi yöneten partinin içindeki demokrasi anlayışı ve gramajı bu olursa... Ülkede demokrasi olur mu? Böyle bir partiden halk yanlısı politikalar çıkar mı?.. Halkın sesi Meclis'e yansır mı?..
       Sorumuz size, ANAP'taki demokrat arkadaşlar..!

       ANAP'lılar İstanbul'daki İtalyan Konsolosluğu'na yumurta fırlatırken DYP'liler de gitmiş konsolosluğun yanındaki İtalyan Lisesi'ne girmeye çalışmış. DTP'liler ise Samsun'da İtalyan Kilisesi önünde toplanıp İtalyan papazın üzerine yürümüşler. En çarpıcı görüntüler ise önceki akşam televizyon ekranlarındaydı. Polis HADEP'in parti binalarında açlık grevi yapan PKK sempatizanlarını gözaltına alırken dışarda toplanan ülkücüler binadan çıkarılan HADEP'lileri dövüyor, bu kişiler iyice ıslatıldıktan sonra tekrar polis tarafından alınıp emniyete götürülüyordu.
       Bütün bunlar terörü kınamak ve protesto etmek için yapılıyordu.
       Tabii bu kadarla da kalmıyordu...
       Yere atılmış sebzelerin, meyvelerin üzerinde ter ter tepinen insanlar... Ateşe verilmiş İtalyan bayraklarının etrafında, kendinden geçmiş halde bağıran, çağıran kontrolsüz kalabalıklar...
       Kimi siyasi kazanç peşinde... Kimi dolmuşa gelmiş, İtalya'yı dize getirmek için kendine düşeni yapma çabasında... Netice?
       Haklı bir davada haksız duruma düşmek için elimizden ne gelirse yapıyoruz.
       Oysa 65 milyonluk koskocaman bir ülke... Tepkimizi uygarca, akıllıca, demokrasi çerçevesini aşmadan ortaya koysak neler başarmayız, kimleri dize getiremeyiz?
       Örneğin, üyelerini günlerdir sokağa döken Türk - İş, DİSK ve Hak - İş biraraya gelseler... Eski bir sendikacı olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi'nin kendilerine mektupla önerdiği gibi... Derhal harekete geçip sadece Avrupa'da 100 milyona yakın üyesi bulunan üst örgütleri ICFTU ve ETUC gibi konfederasyonlara mektuplar yazsalar, fakslar çekseler... Heyetler oluşturup ziyaretlerine gitseler... Konuyu NATO'ya, BM'ye, İnsan Hakları örgütlerine taşısak... İtalyan halkını incitmekten kaçınarak... İtalyan politikacılarını hem kendi ülkelerinde hem dünya platformunda yalnız bıraksak... Kendimizi haksız duruma düşürecek taşkınlık ve gülünçlükler yerine bir devlet ciddiyetiyle haklılığımızı ele güne anlatsak...
       Bu davayı kazanmak için daha isabetli davranmış olmaz mıyız?
       Ey sağduyu... Ne olur terketme bizi...



Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr