Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

- Efendim işsiz bir oğlumuz var mümkünse...- Ne demek efendim yarın gelsin insan kaynakları ile görüşsün...- Teşekkürler efendim kurumunuz da maşallah pırıl pırıl...Sevgili Erdal Bilallar Stardaki köşesinde TRT Genel Müdürü Yücel Yenere sordu:- TRTyi denetleyen Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyeleri arasında Namık Aydemir var mıydı? Aydemirin kızı Aybüke Aydemir TRTde işe alındı mı?- Yine aynı şekilde kurumunuzu denetleyen Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyesi Alaaddin Savunun askerliğini bile yapmayan oğlu Erdinç Savun TRTde göreve başladı mı? Ve kısa bir süre sonra da askere gitti mi?Yazı 6 Şubatta yayımlandı. Aradan iki hafta geçti. Ne TRT Genel Müdüründen ne sözü geçen müfettişlerden yanıt yok. Müfettiş teftiş ettiği kurumla böyle alışverişlere girer mi? "Başbakanlık" adına yapılan böylesi görev suiistimalleri görmezden gelinebilir mi? Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu TRTyi denetliyor... Bekliyorsunuz ki Genel Müdürü ve Kurumu şöyle bir silkelesinler... Yolsuzlukları, adam kayırmaları, usulsüzlükleri ortaya çıkartsınlar.. Çok beklersiniz. Şimdi işler değişti. Müfettiş Genel Müdürün önünde ezilip büzülüyor: İnsanları idare edebilmek için ya onlardan daha başarılı olmak gerekir ya da onlardan nefret etmek. Disraeli Demokrasiyi çok bekleriz... Dünyada milyonlarca insanın katıldığı mitinglere neden Türkiyede 5 bin kişi katıldı? Çünkü devlet demokratik gösteri hakkının kullanılmasına izin vermiyor. Konuşmak suç, "yurtta sulh, cihanda sulh" demek suç, eline taşı alıp camı çerçeveyi indirmek serbest. Demokratik hak yoksa onu kullanan olur mu? İstanbulu yaşamak Pazar günü Haluk Şahinin Radikaldeki sütununda okuduk bunları... İki sayfa ötede ise Yorgo Kırbaki İstanbulu özleyen Rumun İstanbulluya şu seslenişiyle bitiriyordu yazısını:- Her şeye, her zorluğa, her sıkıntıya rağmen yaşadığınız şehrin değil iyisi, benzeri bile yok...Bu şehri fethettik, talan ettik ama bir türlü keşfedemedik galiba... İstanbulda yaşayanların yüzde 43.9u kendini İstanbullu hissettiğini söylerken yüzde 44.9u hissetmediğini, zaman zaman memleketine geri dönmeyi düşündüğünü söylemiş. Gülün dünü ve... (...)Eğer hâkimiyet kayıtsız şartsız milletinse, milletin yüzde 95inin, yüzde 100üne yakınının bu işe "hayır" dediğini siz de biliyorsunuz.Şimdi ben soruyorum: Ne zamana kadar, milletvekili arkadaşlarım, Türk halkının görüşlerini değil de yabancı uzmanların görüşlerini dikkate alacaklar?(...)Bu bölgeye İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Amerikalılar hiçbir zaman hizmet için gelmemişlerdir. Bu bölgeye emperyalist emelleri için gelmişlerdir."***Tarih 19 Ocak 1993... Başbakan Gül Irakta meydana gelen son gelişmelerle ilgili konuşuyor:(...) Amerikan uçakları İncirlikten kalkıp Musulu bombalarken, Irakı bombalarken meşru müdafaa içinde midir? Iraktan Türkiyeye karşı, Amerikan uçaklarına karşı bir saldırı mı başlatılmıştır veyahut da Irakın kuzeyindeki veya güneyindeki insanlara karşı bir saldırı mı başlatılmış ki, meşru müdafaadan bahsedilmektedir? Bunlar, maalesef, aslında hükümetin de inanmadığı, fakat mecbur kaldığı konular karşısında olaylara kılıf arama çabalarıdır." ZBaşbakan Abdullah Gülü kutlarız. Güzel konuşmuş, doğruları söylemiş... Ancak şimdi değil... Muhalefet yıllarında... Tarih 31 Aralık 1993. Abdullah Gül, Çekiç Güçün görev süresinin uzatılmasına ilişkin Başbakanlık Tezkeresi üzerinde RP Grubu adına konuşuyor: Hepsi tiyatro mu? Gülün Yunan Başkanı Simitise "Amerikan askeriyle ilgili tezkere bu hafta TBMMden geçer" dediğini Yunan hükümet sözcüsü açıkladı. Pazarlık eden ve kârlı çıkmak isteyen bir siyasetçinin tavrı değil bu... İnsanın aklına ister istemez hükümetin 18 Şubatı atlamasının ve ABDye direndiği manzaralarının mizansen olduğu geliyor. Bu arada ABD parayı bastırırsa TBMMnin tezkereyi kabulünde engel kalmayacak havası basılıyor. "Onay için BM kararı şart" sözleri ne oldu? BM kararı olmadan da tezkere TBMMde onaylanacak mı? Herkes yalan mı söylüyor? m.asik@milliyet.com.tr Başbakan Abdullah Gül kendi kamuoyuna Amerika ile pazarlıkların sürdüğü ve Türkiyenin ulusal çıkarlarını titiz biçimde koruduğu izlenimi veriyordu... Yunan Hükümet Sözcüsü galiba patavatsızlık etti!