Mehmet Yalçın

Mehmet Yalçın

Tüm Yazıları

Büyük besteci Mozart, uçarı kişiliği ve Viyana meyhanelerinden çıkmamasıyla bilinir. Mozart’ın en sevdiği şarap da Trentino bölgesinden gelen bir şaraptır. O kadar ki, “Don Giovanni” operasında ona da yer vermiş, böylece onu tarihe geçirmiştir. Koyu mor renkli, canlı meyve kokulu, tıpkı besteci gibi delişmen ve uçarı bir şaraptır o da. İtalya’da hâlâ üretilen ve aslında çok da popüler sayılmayan şarap, Mozart’ın ona olan sevgisi olmasa belki de tarihin karanlıklarına gömülecekti.

Paflagonya’dan geliyor

Haberin Devamı

İşte o şarabın atası, bizim Merzifon bölgemizin antik çağlardan kalan bir üzümü olan Merzifon Karası. Türk şarapçılığında bir yeri olmayan, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye’yi köy köy araştıran Fransız uzmanların es geçtiği, üniversitelerin ilgilenmediği bir üzüm. Tüm bunlara rağmen idealist bir bağcı ile bir şarap üreticisinin işbirliği sayesinde hayata döndü, deneme üretimleri hiç de fena sonuç vermedi. Böylece Kalecik Karası, Foçakarası, Adakarası, Papazkarası gibi sonu “kara” ile biten pek çok şaraplık üzüme sahip olan şarapçılığımız, yeni bir kara daha kazandı.

Mozart’ın en sevdiği üzüm

Merzifon Karası’nın öyküsü hayli ilginç. Antik çağlarda Paflagonya denilen Orta Karadeniz bölgesinde Enetliler diye bir kavim yaşarmış. Enetliler Truva Savaşı’nda Truvalılarla birlikte çarpışmış, sonra da yurtlarına dönmeyip önce Adriyatik kıyılarına, oradan da İtalya’nın içlerine doğru giderek oraya yerleşmiş. Giderken de yanlarında bölgelerinin asmalarından birkaç kök götürmüş Enetliler. Merzifon Karası asmaları böylece bugünkü Trentino topraklarına dikilmiş ve bağları da gün geçtikçe çoğalmış.

Üzümün izini süren ve canlandıran ise gazeteci, Merzifon Üzüm Üreticileri Birliği Başkanı Tayyar Öztürk. Uzun yıllar İngiltere’de kalan Öztürk, Ermenilerin yaşadığı dönemde şarapçılığıyla tanınan, 1960’larda bile üç şarap tesisine sahip olan Merzifon’a 2004 yılında dönünce, bölgenin bu mirasından dolayı bağcılık yapmaya karar vermiş. O sırada Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Hasan Çelik de bu üzüm üzerinde çalışmalar yapmaktaymış. Prof. Çelik ile Öztürk bir araya gelmişler, kâh fakültenin koleksiyon bağından kâh Ermenilerden kalan asırlık asmalardan bu üzümleri çoğaltmışlar. Tayyar Öztürk üzümün İtalya’daki izini de sürmüş, Trentino’ya kadar gitmiş. Adeta bir kahraman gibi karşılanmış, RAI’ye röportajlar bile vermiş.

Haberin Devamı

Merzifon’dan Elmalı’ya

2000’lerin ortalarında Antalya’nın Elmalı ilçesinde 1100 metre rakıma bağlar diken, üretime de geçen Burak Özkan da bu serüveni duymuş ve Öztürk’ten bir miktar çubuk almış. İklim çok farklı olmasına rağmen bu çubuklar Elmalı’nın rüzgarlı tepelerinde tutmuş,
deneme şaraplarında da iyi sonuçlar vermiş. İlk denemelerde Mozart’ın şarabında görülen mürekkep koyuluğundaki renk tonları ve yumuşak meyvemsi çeşniler yakalanmış. Ve deneme üretiminden çıkılıp, Merzifon Karası’nın etikette yazacağı şekilde, adlı adınca üretilmesine karar verilmiş.

Bu gidişle şarapçılığımız yeni bir üzüm kazanacak. Likya’dan başka üreticiler de dener, hatta Merzifon’da da yerinde üretim yapılırsa, belki de Kalecik Karası’na çok sıkı bir rakip doğacak.