Konya'da on birinci kez düzenlenen Altınbaşak Kültür ve Sanat Festivali'ndeki Alişan konseri sırasında çekilmişti.Fotoğrafta, başında pembe renkli bir türban olan genç bir kız, başında türban olmayan bir başka genç kız ile birlikte -yaygın deyişle- göbek atarken görülüyor. Türbanlı genç kızın üzerinde göbeğini açıkta bırakan uzun kollu bir bluz ile düşük belli bir blucin pantolon var. Dün Milliyet'in internet sitesinde günün yeni haberlerine bakarken ilginç bir fotoğraf gördüm. Genç kızın başında bir türban olmasa o fotoğrafın aynısını İstanbul'un gece kulüplerinden birinde, örneğin Balkon 15'te de çekebilirdik diye düşündüm.Aynı müzik, aynı hareketler ve türban hariç aynı giysi.Başbakan Erdoğan'ın "Biz göbeği açıkta gezenlere bir şey diyor muyuz?" mealindeki sözlerine karşı canlı bir tekzip metni gibi.O fotoğrafa bakarken geçen gün dikkatimi çeken bir başka fotoğrafı hatırladım.Fotoğraf Alman Stern dergisinde, Almanya'daki Müslümanları konu eden bir röportaj nedeniyle yayımlanmıştı.Tepeden tırnağa şeker pembesi giysi giymiş bir genç kız vardı fotoğrafta. Türbanı, üzerindeki tuniği, pantolonu pespembe bir genç kız. O yaştaki bütün genç kızların taktığına benzer takıları da ihmal etmemişti. 'Canlı bir tekzip gibi' İstanbul sokaklarında otomobille ya da yürüyerek gezerken bu tür "sahnelerle" çok sık karşılaşıyorum.Geçen gün Taksim'de de böyle bir genç kız gördüm. Turkuvaz rengi şal desenli türbanını tamamlayan, turkuvaz rengi, oldukça dar olduğu için ince vücut çizgilerini gösteren bir tunik ve aynı renk pantolon giymişti."Tesettür" giyiminde böyle bir moda mı başladı, bilmiyorum. Ama sokakta gördüğüm türbanlı genç kızların büyük bölümünün giysileri göz alıcı renklerde: Civciv sarısı, şeker pembesi, turkuvaz, uçuk mavi...Bütün bunların bir anlamı olmalı diye düşünüyorum. Her yerde aynı sahne Belli ki türban takan genç kızlar da "fark edilmek", "beğenilmek", "kendi bağımsız varlıklarını ifade etmek" istiyorlar."Tesettür" giysileri içinde olmaları bir şeyi değiştirmiyor.Türban takmayan hemcinsleri sokağa çıkarken kendilerine ne kadar özen gösteriyorsa, onlar da böyle bir "iyi görünme" çabası içinde davranıyorlar.Oysa tesettüre girmelerinin nedeni bunun tam tersi olmalı. Erkeklerin de bulunduğu ortamlarda "Kadınlıkları erkeklerin dikkatini çekmesin, onları günaha sokmasın" diye tesettüre girilmiyor mu?Yoksa bu da yeni bir Türk-İslam sentezi mi? Tesettürü sadece "başını ve boynunu örtmek" olarak tarif eden yeni bir anlayış?Belki de "çevre baskısı" nedeniyle başını örtmek zorunda kalan genç kızlar, o sınırlandırılmış alan içinde kendileri için böyle bir "özgürlük alanı" yaratıyorlar.Belki, dinin dogmatik ve tutucu yorumuna karşı getirdikleri bir yeni yorum bu.Dediğim gibi, nedenini bilmiyorum.Acaba AKP yöneticilerinin bazılarının "Bizim eşlerimiz türbanlı değil, başörtülü" demelerinin nedeni de bu mu?Memleketimizin toplumbilimcilerinin ve psikologlarının bu konuda söyleyebilecekleri bir şeyler mutlaka vardır ve dilerim onlar yazarlar da biz de "nereye gittiğimizi" daha iyi görebiliriz... mehmet.yilmaz@milliyet.com.tr Yeni sentez bu mu?