Devletin zirvesinde uyum
var mı?
Yokmuş..
Olmadığını Cumhurbaşkanı söylemiş..
Allah’tan Cumhurbaşkanı söylemiş.. Muhalif birisi söyleseydi yanmıştı.. Söylemedikleri laf kalmazdı.. İktidar düşmanı ilan ederlerdi, fitne sokmakla suçlarlardı..
Şimdi ne diyecekler bilmiyorum?
Bu duruma kalem oynatırlar mı? TV’lere çıkıp konuşurlar mı?
Zannetmiyorum..
*
Neden mi?
Çünkü; Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında istişare ve danışma mekanizmasının yeterince çalışmadığını söyleyen bizzat Erdoğan..
AKP grup başkanvekilleri ve yönetim kurulu üyelerine hükümeti şikâyet etmiş..
Daha doğrusu Başbakan’ı..
Bir konu dışında istişare mekanizması kullanılmadı demiş!..
*
Peki, istişare mekanizmasının olması lazım mı?
Parlamenter sistemde lazım değil.. Yetki ve sorumluluk Başbakan’da.. Erdoğan ile Gül arasında böyle bir mekanizma kurulmadı..
Ama durum farklı denebilir; Erdoğan’ı halk seçti..
İyi de Anayasa değişmedi ki.. Bugüne kadar cumhurbaşkanlarını halkın vekilleri seçiyordu, şimdi halk doğrudan kendi seçti..
Tek fark bu..
*
Anayasa’ya göre başbakan isterse cumhurbaşkanıyla istişare eder, isterse etmez..
İster danışır, ister danışmaz..
Belli ki; Cumhurbaşkanı bu durumdan rahatsız.. Her konunun kendisine sorulmasını.. Her konuda kendisinin karar vermesini istiyor..
Rahatsızlığını iktidar partisinin Meclis’te etkin olan isimlerine ifade etmiş..
Başkanlık sistemine ihtiyaç var demiş..
*
Gelelim zurnanın zırt
dediği yere..
Başbakan
14 Ocak günü ilgili bakanlarını yanına alarak kamuda şeffaflık paketini açıklamıştı..
Paket, mal bildiriminden imar değişikliklerinde belediyenin pay almasına kadar birçok konuyu kapsıyordu..
Cumhurbaşkanı sırası değildi diyerek karşı çıkmış..
İmar konusundaki değişiklikleri de mal bildiriminin kapsama alanının genişletilmesini de yanlış bulmuş.. Demiş ki;
Ekonominin lokomotifi inşaat sektörüdür; sert kararlar alamazsınız..
Mal bildiriminde dikkatli olunmalı. Böyle giderse il ve ilçe başkanı bulamazsınız..
*
Altı ay sonra bir konuda Başbakan ile Cumhurbaşkanı
ters düşmüş oldu..
Herhalde yarın Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında toplanacak Bakanlar Kurulu’nun ana gündem maddesi bu olur..
Sonrası..
Bakalım Başbakan ne diyecek?
açıkladığı şeffaflık paketinden vazgeçecek mi?
Geçmezse iktidar partisinin Meclis grubu ne yapacak?
Soru çok..
Tabii ki iktidara tam destek veren medyanın takınacağı tavır da önemli.. Şeffaflık paketini alkışlamışlardı, pardon mu diyecekler!..
Alkışlarını geri mi çekecekler?
Eleştirmeye, şeffaflık paketini yerden yere mi vurmaya başlayacaklar?
Yoksa.. Taraflar üstüne mi yatacak?
Şeffaflık paketini tebahhur mu ettirecekler?
Göreceğiz..
*
Anlaşılan o ki; mesele şeffaflık paketi meselesi değil.. Mesele daha derin.. Cumhurbaşkanı kendi seçtiği Başbakan’la bile sorunsuz çalışamadığını ilan etti..
Zurnanın zırt dediği yere altıncı ayda gelindi..
Bugün itibarıyla durum budur..
İyi pazarlar!..