Öyle anlaşılıyor ki; iktidar bu kez darbeyi ‘Aşil tendonu’ndan yedi..
Posta kutuma düşen maillere bakıyorum; yığınla...
Ne yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ortaya atıldığında..
Ne saraya milyonlarca dolar harcandığı ortaya çıktığında..
Ne devletin hayat tarzlarına müdahale edeceği sinyali verildiğinde..
Ne de başka bir şey de..
İnsanların bu kadar tepki gösterdiğine tanık olmamıştım.. CHP, iktidarı 12’den vurdu da diyebiliriz..
*
CHP Sözcüsü Koç 85 kişilik torpilli memur listesi açıkladı.. KPSS’ye girmeden bir yolu bulunup devlet kadrosuna alınmışlar.. Tabii inanılmaz cambazlıklar yapılarak..
Şeytanın bile aklına gelmez denir ya.. Haa işte.. O ayar cinliklerle!..
*
Alt tarafı 85 kişi demeyin, kazın ayağı başka..
İnsanlara doğrudan dokunuyor.. Çünkü, devlette çalışmak isteyen çok.. CHP’li Koç’un verdiği rakamlara göre; 12 yılda 20 milyona yakın kişi memur olmak için sınava girmiş.. 620 bin kişi alınmış.. Alınanların 375 bini öğretmen..
Memur olmaya niyetlenenlerin yüzde 1.5’i amacına ulaştı, yüzde 98.5 dışarıda kaldı..
İçlerinde ukde kalmıştır..
İşte o kitle önceki gün mağdur olduğunu öğrendi.. Kendisi sınavda ter dökerken birilerinin ‘Hamili yakınımdır’ kartıyla baş köşeye kurulduğunu gördü..
*
İktidar için zor bi durum.. Başbakan’a soruldu, önce sustu, sonra cevap vermek yerine CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu suçladı.. Genel Müdürken o da yapmıştı dedi..
Anlaşıldı ki; Başbakan sıkıntılı..
Nasıl olmasın ki.. Partisinin il başkanlarının gözlerinin içine bakarak ‘Nepotizm yapanı affetmem’ diyen kendisi..
Nepotizm dedikleri; akraba, eş dost kayırma..
Eee, nepotizmin kralı ortaya çıktı!..
Bakalım Başbakan affedecek mi etmeyecek mi?
Sonra.. İktidar partisinin il başkanları ‘Sayın Genel Başkan, bize söyleyeceğine çevrene bak, yukarılara bak, aşağılara bak’ demez mi?
Derler valla..
Derse Başbakan ne cevap verir?
*
Bu işi, Aşil tendonuna benzetmem bundan.. Aşil tendonunu zedelersen tedavisi zordur.. Haftalar ister.. Hele hele kopardın mı?
Yandı külüm keten helva.. Altı ayda anca toparlarsın..
Sivas’ın Killik köyü..
Dün öğle yemeğinde servis yapan garsonla hoşbeş ederken; ‘Ne olacak memleketin hali’ sorusunu bekliyordum o soru gelmedi..
Başka soru geldi..
(Bi parantez de bu yazıya açalım.. Klasik soru memleketin halidir.. Bir ara bıçak gibi kesilmişti.. Kimse o mevzuu açmıyordu.. Son aylarda geri geldi hatta çok arttı.. Metroda, metrobüste, AVM’de, lokantada, yolda, kırda, bayırda merhaba diyen klasik soruyu yapıştırıyor:
Memleketi nasıl görüyorsun?
Geleceğe nasıl bakıyorsun?
Her gün yazıyorum desem de olmuyor.. Dar vakitte iki üç kelam etmeden geçiş izni çıkmıyor.. Neyse bu başka bir yazı konusu)
Konuyu dağıtmadan garson arkadaşın derdine gelelim..
Dedi ki: Sivas’ın Kangal ilçesine bağlı Killik köyündenim.. Annem babam oradadır.. Cenazemiz vardı, 15 gün önce gittim.. Yolu görsen çamur deryası.. Cenazemizi traktörle zor çıkardık..
Kangal’a yedi kilometreymiş.. Yollarını yapmıyorlarmış..
*
Niye diyerek lafının arasına girdim..
Abi niye diye ben size soracaktım.. Niye?
Alevi köyü olduğu için mi?
Yolsuzluğun üstünü örtsen de olmuyor
Başbakan’ın taze Başdanışmanı Mahçupyan yolsuzluk meselesine yine değinmiş..
İyi yapıyor.. İktidar kanadında yolsuzluk kelimesini ağzına alan tek kişi o...
İktidarcı yazarlar bile ‘yolsuzluk’ dememek için bin bir takla atıyor.. Yan yollara sapıp alakasız konulara girerek vakit dolduruyorlar..
*
(Bi parantez açayım.. Bakanlar komisyonda ifade verirken, Osmanlıca tartışması muhafazakâr yazarlara ilaç gibi geldi..
Hepsi şakır şakır Osmanlıca okur yazarmış gibi..
Osmanlıcaya aşinaymışlar gibi, bilmeyenlere yuh çekmeye başladılar..
Daha da ötesi, liselerde okutulması anlamsız diyenleri de dinsizlikle, Allahsızlıkla suçlamazlar mı?
Pes desem.. Hafif kalır mı?)
*
Başdanışman diyor ki; toplumun yüzde 70’i yolsuzluğa inanıyormuş..
Takipsizlik veren Savcı’ ya..
Savcının kararına ses çıkarmayan Başsavcı’ya..
TBMM Soruşturma Komisyonu Başkanı’na duyurulur..