Karşılıklı sert, kırıcı açıklamalara bakılırsa ‘barış süreci’ tıkandı.. Bugüne kadar hangi adımların atıldığı belli olmasa da, iki taraf da süreç rayında gidiyor açıklaması yapıyordu..
Artık yapmıyorlar..
Kobani kriziyle başlayan güvensizlik, 6-7 Ekim ayaklanmasıyla ipleri kopma noktasına getirdi..
6-7 Ekim’de PKK resmen güç gösterisi yaptı.. İktidar çareyi sokağa çıkma yasağı ilan etmekte buldu.. TOMA’lar yetmedi, tanklar devreye sokuldu..
Bir aydır durum limoni..
*
6-7 Ekim’le birlikte bir şey daha değişti.. Düne kadar görülmeyenler, görülmek istenmeyenler görülmeye başlandı.. Süreç zarar görür endişesiyle konuşulmayanlar, konuşulmaya başladı..
Mesela.. Güneydoğu’da komu otoritesinin kalmadığı, şehirlerde otoritenin PKK olduğu ortaya çıktı..
İktidar partisi milletvekilleri bu durumu dillendirmeye başladılar..
Bırakın milletvekillerini Başbakan bile şikâyet etti!..
‘Silahlı unsurlar şehirlerimizin üzerinde bir baskı unsuru haline gelecekse o zaman bir niyet tazelemesine ihtiyaç var’ demesi manidardı..
PKK, iktidarı yol haritasını açıklamamakla, iktidar PKK’yı verdiği sözleri tutmamakla suçluyor.. Söz ne?
PKK’lıların silahlarıyla birlikte ülkeyi terk etmesi..
Sürecin başında PKK’nın silahlarıyla yurtdışına çıkması gündeme gelmişti.. Dönemin Başbakan’ı karşı çıkmış; ‘Silahlarını gömsünler öyle gitsinler’ demişti.. PKK sembolik bir çekilme yapmış, sonra vazgeçmişti.
İddiaya göre, bu süre içinde dağdaki silahlı militanların bir kısmı şehirlere inmiş, otorite olmuştu!..
*
Sürecin düğümü bu.. Başlangıç noktasına geri döndük.. PKK kentleri terk etmeye, Irak’a geçmeye razı olacak mı yoksa biz burada iyiyiz, rahatımız yerinde mi diyecek?
Görülen o ki bir süre yaprak kımıldamayacak.. Kimse pozisyonunu bozmayacak.. Kimse adım atmayacak ama oyunu da bozmayacak.. Masayı dağıtmayacak, sürece noktayı koymayacak..
HDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın dediği gibi zaten süreci iki kişi bitirebilir; Erdoğan ve Öcalan..
Onlar bu iş bitti demedikçe bitmez.. Onlar da bitti demez.. Çünkü süreç biterse iç savaş başlar..
Biz daha neyi konuşuyoruz!
Bakanlara rüşveti kimin verdiği iddia ediliyor..
Reza Zarrab’ın..
Savcı mahkemeye bile çıkarmadan Zarrab’ı akladı mı? Temize çıkardı mı?
Biz daha neyi konuşuyoruz..
Zarrab gözaltına alındı, tutuklandı.. Bir süre sonra hâkim delilerin tamamına ulaşıldı, delil karatma artık söz konusu olamaz diye tahliye etti..
Yurtdışına çıkış yasağını kaldırdı..
Zarrab yatına atladı, Ege adalarını turladı, stres attı.. Bu arada soruşturmanın yeni savcısı on ay kadar uğraştı, sonunda formülü buldu..
Takipsizlik kararı verdi, dosyayı kapattı..
*
Rüşvet olduğu iddia edilen para, saat gibi somut nesneler yok edilemeyeceğine göre başka bir tanım bulunmalıydı..
Bulundu; hediye dendi.. Hediye almak suç değildi, rüşvet almak suçtu.. Sonra hediye bu; verenin gönlünden ne geçerse.. Beş liralık da olur milyon dolarlık da!.. Zarrab’ın gönlü hediye verme konusunda zenginmiş!..
Sivil kanat aklanınca geriye siyasi kanat kaldı.. Ona Meclis Komisyonu bakıyor.. Onlar da bakanları aklamak için formül arıyorlar..
Zarrab ifade bile vermedi.. ‘Hastayım, ameliyat olacağım, 60 gün yokum’ demiş.. Komisyon da ‘Dostlar alışverişte görsün’ misali bakanların yakınlarını dinleyecekmiş..
Onlar da duymadık, görmedik, bilmiyoruz diyecekler, dosya kapanacak..
Ölen öldüğüyle kalacak
Ermenek faciasından sonra Başbakan, ‘İşletmenin veya herhangi bir kurumun ihmali varsa hesap sorulur, hiç kuşkunuz olmasın’ demişti.. Ben de bu köşeden..
Benim kuşkum var demiştim..
Örnek olarak da Soma faciasını göstermiştim.. Facianın işletme ayağı yargılanıyor.. Müebbetle yargılanıyor.. Facianın kamu ayağına ulaşılamıyor.. .
Çünkü Çalışma Bakanı izin vermiyor.. Müfettişleri koruyor.. Bakan Çelik, Hürriyet’ten Nuray Babacan ile konuşurken; ‘Ne izin verdim ne isim verdim’ demiş..
Yaptığıyla övünmüş.. Savcı kim oluyor da müfettişlerin ismini istiyor.. Haddi mi demeye getirmiş..
Zaten ne diyor? İzin istenmesi bana ideolojik geldi diyor..
*
İdeolojik de, algı operasyonu de işin içinden çık..
Yeni Türkiye’nin âdeti bu mu?
Bakan’ın gerekçesi şu.. Kendisinin ve bürokratını sorumlu tutmak sorunu çözmeyecekmiş..
Çünkü, bu yapı kaza üretirmiş..
12 yıldır iktidarda başka birileri var galiba.. Yine iktidardayken muhalefet durumuyla karşı karşıyayız.. İktidar bu yapının değişmesi için ne yapmış..
Dönemin Başbakanı ilk gün söyleyeceğini söylemişti; bu işin fıtratında var demişti!. Bu ülkede bu sebeple ölen öldüğüyle kalıyor..