Bakan Ayşenur İslam bu yıl soysal harcamaların 26 milyar 561 bin milyon lira olacağını açıkladı.. İlk bakışta çok güzel.. Keşke ayırılan pay daha fazla olsa.. Keşke sosyal devlet kurumlaşsa..
Bakan İslam, yardımları madde madde sıralamış.. Mesela geçen yıl 2.2 milyon aileye 2.1 milyon ton kömür dağıtılmış..
1 milyon 200 bin kişi yaşlılık ve engelli yardımı almış..
Çok çeşitli yardım kalemleri var..
Eşi vefat eden muhtaç kadından, muhtaç asker ailesine kadar.. En çarpıcı olanı şu..
Hane içinde gelir seviyesi brüt asgari ücretin üçte birinden az olan 9 milyon 200 bin kişinin sağlık primleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından ödenmiş.. Yani payına düşen para ayda 375 liradan az olanlar, sağlık hizmetinden ücretsiz yararlansınlar diye primlerini devlet ödüyor.. Güzel..
Bu sosyal devlet demek.. Ama bu aynı zamanda fakir millet demek.. 9 milyon kişi az buz rakam değil.. Hayra alamet değil.. İyiye gidişin göstergesi hiç değil...
Keşke en fazla bir milyon, bilemedin iki milyon kişi bu durumda olsa..
*
İşsizlik rakamları, büyüme rakamları durumun parlak olmadığını, yoksulluk sayısının düşme değil artma eğiliminde olduğunu gösteriyor..
İşsizlik yüzde 10’a dayandı.. Genç nüfusta yüzde 18 oldu.. İstihdam oranı yüzde 46’ya indi.. Açıkçası şu.. Türkiye’de 26 milyon kişi çalışıyor, bunun 6 milyonu tarımda.. Gerisi hazır yiyor.. Büyük çoğunluğu da yardımlarla hayatını idame ettiriyor.. Durumumuzun fotoğrafı budur..
Zeytinlik katliamı hükümetin payı!
Danıştay kararını verdi; zeytinlikler kurtuldu.. Santral kurulmayacak.. Olan altı bin ağaca oldu.. Bundan sonra ne olacağı merak konusu.. Katakulli yaparak altı bin ağacı baskınla kesen şirkete ceza davası açılacak mı? Maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulacak mı?
Henüz belli değil.. CHP lideri Kılıçdaroğlu savcılara çağrı yaptı..
Bakalım göreceğiz..
*
Meselenin iki boyutu daha var.. Biri özel güvenlik görevlileri.. Firma özel 50 güvenlikçiyi işten atmış..
Valla yazık olmuş diyemeyeceğim.. Üç gün önce ağaçlarını, topraklarını korumak isteyen köylülerin üzerine acımasızca saldırmışlardı.. Söylediklerine göre, firma iş garantisi emeklilik garantisi vererek köylülerin üzerine göndermiş..
Vicdansızlık..
Bunun adı, yoksulun yoksulluğundan yararlanarak öteki yoksulları darp ettirmektir.. Bu da yargı konusu olmalı..
*
Gelelim ikinci noktaya..
Hükümet Sözcüsü biz taraf değiliz, şirket Danıştay kararının gereğini yapsın demiş.. İyi de 10 Mayıs’ta ivedi kamulaştırma kararını kim aldı? O kararın altında kimin imzası var? Hükümet, bizi ilgilendirmez, biz taraf değiliz diye zeytinlik katliamından sıyrılabilir mi?
Sıyrılmamalı..
Türkiye kaçak cenneti oldu..
Mersin limanından beş bin ton kaçak etin piyasaya sürüldüğü tahmin ediliyor.. Et kaliteli etmiş.. Paraguay’dan getirilmiş, lüks restoranlar, oteller falan kapışmış..
Normal değil mi?
Avrupa’nın en pahalı eti Türkiye’de olursa kaçakçılık normal.. Bonfilenin kilosu 50 lira, kaçak etin 20 lira... Avrupa’nın en pahalı akaryakıtı da Türkiye’de.. Benzin fiyatı, motorin fiyatı rekor üstüne rekor kırıyor.. Gidin Anadolu’ya, Konya’dan ötesi her yer kaçak mazotla dolu.. Suriye’den, Irak’tan gelen kaçak mazot 1.1 lira, 1.8 lira.. Resmi fiyat 4.2 lira civarı.. Ee tabii kaçak olur.. Kaybımız 2.5 milyar liraymış..
*
Sigara da çok pahalı.. 9-10 lira.. Git Hakkari’ye 2.5-3 lira.. Irak’tan geliyor kaçak.. Sadece Güneydoğu değil, İstanbul da kaçak sigaralarla dolu.. Neredeyse her köşe başı tabla üstü kaçak sigara reyonu..
İçki de çok pahalı olduğu için kaçak üretim patladı.. Merdiven altı şenlendi.. Votka üretimi aldı başını gitti..
Bu işin bir de elektronik eşya bölümü var ki sorma gitsin.. İktidar dolaylı vergilere yüklendikçe kaçakçılık piyasası göbek atıyor..
