Sadece sıkılmadık, yorulduk da.. Bir yıldır sabah akşam aynı lafları duymaktan usandık.. Haber kanallarını açıyorsun.. Ya Cumhurbaşkanı konuşuyor ya Başbakan..
Paralel dedikleri yapıya verip veriştiriyorlar.. Hep aynı laflar, hep aynı cümleler..
Onlar susuyor, bakanlar konuşuyor.. Bakanlar susuyor, iktidar yanlıları ekranları kaplıyor..
Ağızlarda klişe sözler..
Paralel ihanet..
Gezi provokasyonu..
17-24 Aralık darbe girişimi..
6-7 Ekim kalkışması..
Altını doldurdukları falan yok.. Liste bir çırpıda sayıldıktan sonra paralele geliniyor.. Paralelin muhalefetin üstüne yıkma hamleleri başlıyor..
Taktik bu.. Sabah akşam bu..
*
Başbakan partisinin il kongreleri için dolaşıyor.. Dinleyenlere laflarıyla paralel sopası atıyor.. Paralel yapı şöyle yaptı, paralel yapı böyle yaptı..
İyi de o günlerde siz ne yaptınız.. Onlar bunları yaparken siz neredeydiniz..
Bağırıyor, çağırıyor:
Paralel yapı bizi dinledi, paralel yapı mahremimize girdi..
Sanki paralel yapıyı biz kurduk.. Sanki paralel yapıyı biz besledik büyüttük.. Sanki paralel yapıyı oluşturanları biz kolladık.. Sanki o görevlere biz atadık..
*
Aslında tam tersi oldu.. Paralel yapıyla bu iktidarla ortaklık kurdu.. Paralelciler, bu iktidara biat etmeyen, bu iktidara karşı gelen, sesini yükselten, kafa tutan ne kadar kişi varsa peşine düştü..
Onların mahremine girdi..
Sahte delille mahkum ettirdi..
Yalancı tanıkla hapse attırdı..
Şu hale bakın, mağdur olanlar susuyor, başına bir iş gelmese
bile yılarca gelir mi korkusu yaşayanlar bağırıp çağırmıyor..
10 yıldır kol kola olanlar.. Düne kadar düne kadar size kaç vali verdik diye çetele tutanlar..
(Kaç kaymakam, kaç emniyet müdürü, kaç müdür yardımcısı, kaç şube müdürü.. Uzatayım mı? Kaç müsteşar, kaç genel müdür, kaç rektör, kaç dekan.. Devam edeyim mi? Yargıtay’da kaç üye, HSYK’da kaç kişi, adliyede
kaç hâkim, kaç savcı?)
Bas bas bağırıyor..
*
10 yıldan fazla ortaklık yapmışlar.. Ortaklıkları bozulmuş.. Kanlı bıçaklı olmuşlar..
İktidar sanki hiç ortak olmamışlar gibi, sanki paralelin çevirdiği işlerden nemalanmamış gibi milletin beyninde boza pişiriyor:
Paralel de paralel..
Sıkıldık, yorulduk..
Hangi halklar yanımızda?
Cumhurbaşkanı dünya nezdinde yalnız olduğunu kabul etti..
Yalnızlığı umursamadığını söyledi..
Türk halkını bağrına bastığını, bunun önemli olduğunu.. Liderler nezdinde yalnızlık olabileceğini ama dünya halkları nezdinde yalnızlığın olmadığını
iddia etti..
*
Siyaset bilimciler için dört dörtlük konu.. Nedense üstüne atlamadılar, topa girmediler, yorum yapmadılar.. (Dilerim iki kelam ederler)
Her cümle ayrı bir konu başlığıyla tartışılmalı..
Şu başlıklar olabilir.
* Halkın yüzde 50’sinin desteklediği Devlet Başkanı dünya liderleri tarafından dışlanırsa o ülke nasıl
bir ülke olur?
* Tarihte, dünya liderlerinin dışladığı ama o liderlerin yönettiği halklar tarafından sevilen, desteklenen siyasetçi örneği var mıdır?
Güzel konu değil mi?
*
Şu anki duruma bakalım..
Avrupa’dan başlayalım.. Liderleriyle problem yaşanan Alman, İtalyan, Fransız,
İngiliz, İspanyol halkları Cumhurbaşkanı’nı seviyor, destekliyor mudur?
ABD’de durum nedir?
O kadar uzağa gitmeyelim, çevremize bakalım..
Yunanistan’da popülaritesi nedir? Bulgaristan’da!..
Suriye halkının yarısı seviyor, yarısı düşman mı?.. Irak.. Kürtlerle fena değil de, Şii Araplarla sorunlu mu?
İran!.. Ermenilerle?..
Suudi Araplarla nasıldır?.. Mısırlı Araplarla!.. Orada da yüzde 50 yüzde 50 mi?
Eski Osmanlı toprakları, Libya, Tunus Cezayir’de..
Alın size dört dörtlük konu..
Bilimsel..
Tecavüzü bu kez ‘AMA’yla örtemediler
Özgecan cinayeti galiba kırılma noktası oluyor..
Oldu demiyorum; galiba oluyor diyorum..
Çünkü ilk kez ama vurgusu yapılmadı.. Tecavüzcüyü kınıyoruz, cinayeti kınıyoruz
ama denmedi..
Daha doğrusu denemedi..
*
Haa yarım ağız ama diyenler yok değildi tabii.. Fark şuradaydı..
Ama deyip tecavüz girişimiyle başlayıp cinayetle biten vakaya..
Kısa etekliydi..
Pantolonunun üzerini hırkayla örtmemişti..
Başı açıktı.. Gözlerini süzüyordu..
Tek başına o saatte ne işi vardı.. Şimdiki gençler de..
Gibi kılıflar uydurmadılar, uyduramadılar.. Bundan sonra da uyduramazlar..
*
Dün gün boyu söylenmedik söz kalmadı.. Diyorum ki.. Son
10 yıla bakalım.. Hadi siyasi münazara çıkarılmasın..
Son 20 yıla bakalım..
Son 20 yılda hâkimlerin tecavüz davalarında verdiği kararları tek tek dökelim..
Tecavüz cinayetlerini çıkaralım..
İddia ediyorum; çoğu teşvik gibidir..
*
Özgecan genç yaşında hayatını verdi ama Türkiye’ye büyük bir katkı yaptı..
Milat oldu, olacak..
Hiçbir hâkim eskisi gibi
karar veremeyecek..