Meclis’in gündeminde feci bir yasa var.. Bu hafta ele alınması bekleniyor.. Defalarca yazdım, televizyonlarda defalarca söyledim..
Bu yasa, polis devletini meşrulaştırma yasasıdır..
Bu yasa, otoriter devletin temel harcıdır..
Bu yasa Türkiye’yi..
‘Sık ulan sık’tan..
‘Vur ulan vur’ felaketine geçirecek yasadır..
Bugün.. Biber gazı sıkmak olağan hale getirildiyse, biber gazı sıkan tabancaların tetiği ilk tedbir olarak çekiliyorsa..
Yarın.. Kurşun sıkmak da olağan hale gelebilir.. Kurşun atan tabancaların tetiği ilk tedbir olarak çekilebilir..
*
İktidar yanlıları da diyor ki; çok abartıyorsunuz.. Bu önlemler polise karşı sapan atana, demir bilye atana karşı alındı.. Polis kendisiyle savaşmaya gelene karşı silah kullanabilecek..
Ben de diyorum ki; polise nasıl güveniyorsunuz?
Polis suçunu kapatmak için göstericiye terörist görüntüsü veremez mi? Sahte delil üreten polis sahte terörist peydahlayamaz mı?
Nasıl mı yapar?
Yerde yatan cansız bedenin eline sapan tutuşturur, cebine demir bilye koyar..
Yok artık daha neler!..
*
Yok artık daha neler diyorsanız şu soruya cevap verin.. Başbakan’ın evinin altındaki çalışma ofisine böcek koyan polis, gösterici gencin cebine bilye koyamaz mı?
Ya koyarsa..
(Koymaz diyenler dünkü Milliyet’i açsın Gökçer’in yazısını okusun.. Özel Harekâtçılar Bingöl’de öldürdükleri liselileri terörist gibi göstermek için yanlarına kaleşnikof koymuş, çatışma süsü vermiş.)
*
Dahası da var.. Polise yargı kararı olmadan arama tarama, gözaltı yetkisi de verilmek isteniyor..
Bir anlamda polise, cezayı sen kes deniliyor..
Hükümetin paralel yapı diye suçladığı adamların yıllardır bin dereden su getirerek yaptıkları yasa dışı işleri yasallaştırıyor..
Ayrıca.. Bu yasa çıkarsa..
1990’lı yıllarda olduğu gibi.. Kimin kim tarafından, kimin hangi şube tarafından gözaltına alındığının belli olmadığı dönem yeniden başlayacak..
Sadece Kürtlerin değil Türklerin de sorunu..
İktidar güvenlikçi paketi 2 haftadır bekletiyor.. Komisyondan geçirdi, Genel Kurul’da tutuyor; Kürtlerle pazarlık yapıyor..
Siz şu adımı atarsanız biz maddeyi kaldırırız..
Silahlara veda ettiğinizi açıklarsanız paketi yumuşatırız gibi konuşmalar dönüyormuş.
Paket, Kandil’le müzakere ediliyor..
Ama durun bi dakika..
Paket yasallaşırsa muhatabı sadece Kürtler olmayacak ki Türkler de olacak..
Paket sadece Kürtleri ilgilendirmiyor ki Türkleri de ilgilendiriyor..
Bu ülkede sadece Kürtler protesto eylemi yapmıyor.. Sadece Kürtler hak aramıyor.. Sadece Kürtlerin sorunu yok..
*
Onlarınki çok büyük.. Tamam da bakın Gaziantep’e.. Bakın esnafın başına gelenlere.. İhaleye giren ama yeni yapılan sanayi sitesinden dükkân alamadıklarını iddia eden esnaf valiliğe yürümek istedi..
Polisin şiddeti karşısında yürüyemediler..
Onlar da mı 6-8 Ekim eylemcisiydi.. Onlar da mı provokatördü.. Onlar da mı üst aklın emriyle sokaklara döküldü..
Bardak nefret söylemiyle doldu
Gaziantep’te esnafın başına gelenleri izlemişinizdir..
Polis amirinin memuruna ‘sık ulan sık’ diye bağırdığı sahneyi televizyonlar defalarca gösterdi..
O amir açığa alınmış..
Doğru karar ama mesele bu kadar basit değil, çok daha büyük..
Yüzler çok önemli, ifadeler..
Yüzler gözükmüyor nefret kaplamış.. Sadece boğaza sarılana değil, koşup gelen elinde gaz silahı olan polise bağıran, sırtına vuran amirin de yüz ifadesine bakın..
Nefret dolu..
Karşısında eli silahlı terörist yok.. Mahallenin esnafı var..
Hükümet Sözcüsü Arınç’ın söylediği bu.. Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’ın uyarısı da bu..
Bu nefret hali..
Nefret karabulut gibi ülkenin üzerine çöktü..
Toplumun kılcal damarlarına kadar girdi..
*
Arınç’ın dediği gibi yüzde 50, yüzde 50 olduk.. Gaziantep olayı bardağın dolduğunu gösteriyor.. Ağzına kadar nefretle dolduğunu..
