Geçen gün değindim.. İktidar sabah akşam paralele çakıyor.. Hemen her olayı paralele bağlıyor.. Paralel aşağı, paralel yukarı..
Her gün bir operasyona tanık oluyoruz.. Dinlemeci olduğu söylenen polisler gözaltına alınıyor.. Kimi tutuklanıyor, kimi serbest bırakılıyor..
Ama bir dakika, paralel, polisten ibaret değil ki..
-
Mafya ile kabadayı düzeninin farkını düşünün.. Kabadayı gözü karadır, mahallesini zapturapt altında tutar, istediğini yaptırır ama devlete karşı boynu kıldan incedir..
Tek başına olmasa bile küçük çaplı çetedir.. Polisle işbirliği yapan, polisin kolladığı kabadayılar yok değil.. Bu çeşidi de var..
-
Mafya düzeni daha farklı.. Mafya olması için polis-savcı-hâkim-siyasetçi dörtgeninin tamamlanması lazım..
Biri eksik olursa mafya; mafya gibi olmaz..
Çete olur.. Mafya kurduğu tezgâhı tereyağından kıl çeker gibi finallerse mafya olur.. Mafya devlete boyun eğmez, devlete kafa tutar..
-
Bugüne kadar iddia edilenleri alt alta yazınca şu sonuca ulaşılıyor: Paralel yapı da mafya örgütlenmesi gibi bir şey olmalı.. Hatta kat kat ötesi..
İçlerinde polis varmış, savcı varmış, hâkim varmış.. Daha da ötesi TÜBİTAK’ta örgütlenmişler, eğitimden sağlığa bürokrasiyi tutmuşlar.. TİB denen telefon dinleme merkezini ele geçirmişler..
Dediklerine göre; ahtapotun kolları gibi her deliğe uzanmışlar..
Doğru mu?
Doğruysa mafya gibi dörtgen yapının da ötesindeler.. Karşımızda sekizgen yapı var..
Ama durun dörtgen de olsa, sekizgen de olsa bir ayağı eksik.. Bir ayağı topal..
Hangisi?
Siyasetçi ayağı..
-
Paralel yapı varsa siyasetçi ayağı da vardır.. Onları bugüne getiren, koruyan, kollayan güçlü siyasetçiler..
Ben onları arıyorum.. O siyasetçileri..
Onlar kim?
Onlar da deşifre oldu ya denilecektir..
Etkisiz, yetkisiz iki üç milletvekili mi?
Kesmez..
Paralelin siyasi ayağı, paralelin siyasetçi ortağı da deşifre olmalı..
Hâlâ konuşuyor ya!.
Kim o diyeceksiniz?
Gezi protestolarını aşağılamak, halkı kamplaştırmak, Gezi eylemcilerini itibarsızlaştırmak için senaryo yazıp millete yutturmaya çalışan gazeteci var ya...
O..
Güya, 70’le 100’e yakın, üstü çıplak, deri eldivenli adam altı aylık çocuğuyla Kabataş’tan geçen anneye saldırmış..
Bayıltmışlar.. Üstüne çıkıp işemişler..
Bu yalana, bu senaryoya dönemin Başbakan’ı bile inandı.. Meclis kürsüsünde tesettürlü anneye saldırdılar diye haykırdı..
Kadın gazetecinin yaptığı tamamen tahrikti.. Halkı birbirine düşürme amaçlıydı.. Provokatif..
-
Üstünden onca zaman geçti.. Utanacağına, susup oturacağına, özür dileyeceğine ekrana çıkmış sağa sola laf çakıyor..
Üste çıkmaya çalışıyor.. Hâlâ konuşuyor.. Konuştukça da batıyor..
Ne diyelim.. Allah ıslah etsin!..
Acil eylem planından geçilmiyor
Maden kazası oluyor.. Onlarca kişi.. Bazen yüzlerce kişi toprak altında kalıyor..
Acil eylem planı açıklanıyor..
Hayat odaları kurulacak..
Gaz maskeleri istasyonları açılacak..
Şöyle önlem alınacak, böyle önlem alınacak.. Denetim çok sıkı olacak.. Dediklerimizi yapmayan işletmecinin anası ağlatılacak..
-
İş kazası oluyor.. Büyük çapta olunca..
Acil eylem planı açıklanıyor..
Bundan böyle şu tedbirleri almayan inşaat mühürlenecek.. Bundan sonra önlem almayan işveren sürüm sürüm süründürülecek.. İşçiler eğitilecek..
Falan filan..
-
Kadına şiddet uygulanıyor..
Acil önlem planı açıklanıyor..
Kadın sığınma evlerinin sayısı artırılacak.. Polisiye tedbirler genişletilecek.. Kadına elektronik bilezik verilecek, takip edilecek, koruma altına alınacak..
Bir yığın cek cak..
-
Kadına tecavüz ediliyor, yetmiyor; öldürülüyor..
Acil eylem planı açıklanıyor..
Araçlara buton koyulacakmış.. Tacize uğrayan kadın butona basıp polise haber verecekmiş.. Tecavüz suçu işleyen hadım edilmeliymiş..
Hadım edilmekten korkan tecavüze yeltenmezmiş!..
Bir dizi laf..
-
Demem şu.. Türkiye acil eylem planı cenneti oldu.. Lafta tabii..
Uygulamaya geçeni daha görmedik..