Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkıyor, yasa devleti olmaya gidiyor..
İktidar artık yasalarla istediği gibi oynuyor..
İnternet mi işine gelmiyor.. Sosyal medyadan mı rahatsız..
Torba yasaya iki üç maddelik değişiklik at, olsun bitsin..
Olsun bitsin de hukuka uygun mu? Demokrasiyle bağdaşır mı?
Valla, bu aralar iktidarın pek umurunda değil.. Yeter ki kendine hizmet etsin, yeter ki kendini korusun kollasın, yeter ki gücünü hakimiyetini pekiştirsin..
İnternet sansürü Cumhurbaşkanı’nın önünde.. Belli ki imzalamaya eli gitmiyor.. Belli ki aklına yatmıyor..
Zaten imzalasa da Anayasa Mahkemesi’nden döneceği belli.. Hukuk devletinde bürokrata sansür yetkisi veren yasa mı olurmuş..
*
HSYK yasası da aynı.. Yargıyı resmen yürütmeye bağlıyor.. Adalet Bakanı’nı savcı ve hâkimlerin patronu haline getiriyor..
Ayrıntılarını boş verin.. İşin özü bu..
Yasanın görüşmelerine cuma günü 14.00’te başlandı, cumartesi günü 10.30’da bitti... 20 saat 30 dakika sürmüş..
Kavga gürültü, bağırış çağırış gırla.. Üç milletvekili hastaneye kaldırılmış.. Birinin burnu kırılmış.. Bir başkasının parmağı..
Eee, önemli bir yasa.. Kuvvetler ayrımını çöpe atan yasa..
Sonuç..
210 kabul, 28 ret..
*
Gelelim zurnanın zırt dediği yere.. Bu kadar önemli bir yasa oylandı, muhalefetten sadece 28 oy çıktı..
Yirmi sekiz..
İktidarın 319 milletvekili var.. Muhalefetin 229..
201’i arazi..
CHP’nin 134 milletvekili var, MHP’nin 52, BDP’nin 26, HDP’nin 4.. 13 milletvekili de bağımsız..
Neredeler?
Uyuya mı kalmışlar?
Hafta sonu tatiline mi çıkmışlar?
*
BDP ile HDP’yi biliyoruz.. Onlar bu işlerle ilgilenmiyor.. İktidarın kalbini kıracak hiçbir meselede yoklar.. Kaçak dövüşüyorlar..
13 bağımsız milletvekilini de geçtim..
CHP ve MHP’nin 186 milletvekili var.. Genel başkanları çıkartırsak 184..
Onlar nerede?
Bugün yarın karşımıza geçip veya basın toplantısını yapıp konuşmaya hakları var mı?
Konuşurlarsa bizim de sormaya hakkımız var..
Hukuk devletini ortadan kaldıran yasa görüşülürken sen neredeydin?
Neredeydiniz!..
Ayıptır, günahtır Gezi’ye hakarettir
Diyorlar ki; 17 Aralık iktidar darbesidir..
Diyorlar ki; 17 Aralık operasyonu paralel devlet işidir..
Bence içinde yolsuzluk var, rüşvet var.. Bilumum işler var..
Hadi bir an için bunları yok sayalım.. İktidarın iddiasını doğru sayalım..
17 Aralık’ın içinde kim var?
Polis - savcı - hâkim..
İktidarın yıllardır kol kola gezdiği üçgen..
Gezi neye karşıydı?
Bu üçgenin yarattığı baskıya, hayatı dar etmesine, keyfi uygulamalarına..
*
Şimdi iktidar çıkmış diyor ki:
17 Aralık’la Gezi aynı merkezden yönetildi..
İnsaf!.
Gezicileri canından bezdiren, başkaldıran, sokaklara döken..
O polislerdi, o savcılardı, o hâkimlerdi.. Ben yaptım oldu düzeniydi.. O düzenin yargısıydı, emniyetiydi..
Gezi eylemcilerinin kafa tuttuğu insanlarla, Gezi eylemcilerinin ‘yeter artık’ dediği anlayışla (ki bunu içinde iktidar da var) Gezicileri aynı kefeye koymak.. Aynı merkezden yönetildiler demek..
Ayıptır, günahtır..
Gezi’ye hakarettir..
Gezi’yi anlamamaktır (Lüzumsuz bir cümle oldu, zaten anlamadılar)
Saldırı gerçekse faillerini bulun
Meşhur Kabataş olayı var ya..
Dün yazdım.. Düzmece haberin daniskası.. Sekiz dokuz aydır güvenlik teşkilatı uğraşıyor.. Kırıntı kadar delil bulamadılar..
Dün İçişleri Bakanı demeç verdi.. Olay gerçekleşti dedi..
Yani.. 70-100’e yakın deri eldivenli, üstü çıplak adam türbanlı o kızı darp etti, yetmedi üstüne idrarını yaptı öyle mi?
İçişleri Bakanı sokaktan gelmedi..
Eski Başbakanlık Müsteşarı’ydı.. Gezi meselesine hakimdi.. O halde emir ver; o 100 adamı bulsunlar ..
*
Efendim, annenin sağ diz üstü iç kısmında üç adet morluk varmış..
Adli tıp raporu böyleymiş.. Bu kanıtmış..
Kocası yapmış olamaz mı?
Kadına yönelik şiddet!..
Belki de bu saate kadar nerdesin diye kafası atmıştır; iki üç morluk attırmıştır..
Olamaz mı?
*
Şu hale bakın.. Anneye saldıran 70-100 soysuz kafasına vurmuyor, türbanını çekip almıyor, yerde süründürmüyor, sağ diz üstünün iç kısmına darbe yapıyor..
Olay gerçekti diyen İçişleri Bakanı bu duruma bi cevap verir herhalde.. Failleri yakalatır herhalde..
Sekiz aydır bekliyoruz..
Bi gayret..