Meclis’te arbede çıkması.. Yumrukların konuşması.. Tokmaklı saldırı yaşanması normal..
Niye mi normal..
Polis devletini meşrulaştırmayı amaçlayan yasanın savunulacak tarafı yok da ondan..
Bu sebeple yumruklar konuşuyor..
Bu sebeple iktidar kapalı oturum istiyor..
-
İktidarın milletvekilleri yine de sahip çıkıyor çıkmasına ama Beştepe istediği için sahip çıkıyor..
Beştepe istediği için savunuyorlar..
Yasaya karşı çıkanlara diyorlar ki; ‘Molotof’u mu savunuyorsun? ‘Molotof’ lu saldırıları mı destekliyorsun? Yasa çıkarsa molotof silah sayılacak..
Zaten öyle..
Yargıtay’ın içtihadı var.. Yargıtay ‘molotof’u silah saydı..
Tamam da yasa çıkarsa taşımak da suç olacak.. Taşımaya da ceza verilecek..
Zaten öyle..
2010 yılında ‘molotof’la taşıyan iki kişiye ‘terör örgütüne silah taşıdıkları’ gerekçesiyle 12 yıl hapis verildi, Yargıtay onayladı..
Yasa bundan ibaret değil..
Tabii ki değil, kamuoyuna bu kısmı anlatılıyor.. Kamuoyu öyle aldatılıyor.. Gerisi polis devleti yasası..
-
Haa.. bir de Serap Ezer’i örnek gösteriyorlar.. Hani otobüse atılan ‘molotof’la yanan genç kadını..
Yine diyorlar ki; Artık yeni Serap’lar olmayacak.. Artık yeni Serap’lara izin vermeyeceğiz..
Bu yasa onun için..
Serap ne zaman öldürüldü?
2009 yılında.. 29 gün komada kaldı, 7 Aralık 2009’da öldü..
19 Şubat 2015’teyiz.. Üzerinden beş yıl, iki ay, on iki gün geçmiş.. İktidarın yeni mi aklı başına geldi?
İktidar Serap’ı yeni mi hatırladı..
Serap bahane..
-
Diyorlar ki; Bu yasayla kamu düzeni sağlanacak.. Seçime huzur içinde gideceğiz..
2014’te iki seçim yaptık, kamu düzeni yok muydu? Seçim güvenli olmayan ortamda mı yapıldı?
Bu yasa 6-7 Ekim olaylarının bir daha olmaması için..
Değil değil..
6-7 Ekim, molotof, bilye, sapan bahane.. Bu yasa yeni Türkiye’nin, otoriter Türkiye’nin temel yasası.. 7 Haziran’dan sonra planladıkları sistemin sigortası..
Bu yasa çıkarsa bırakın protestoyu, bırakın yürüyüşü, bırakın tepki göstermeyi, bırakın muhalefet etmeyi.. Kimse sesini bile çıkaramaz..
Polis bir bahaneyle tepesine biner..
‘Balyoz’la yargı darbesi yapmışlar!..
Balyoz davasının temeli olan 5 No’lu hard disk üretimmiş.. Sadece o değil, 11 ve 17 numaralı CD’lerle de oynanmış..
Dava çökmüş.. Sadece dava çökmedi, yargı da çöktü.. Bilirkişi kurumu da çöktü.. Aslında devlet çöktü.. Hâkim- savcı-polis üçlüsü çöken devletin altında kaldı.. Çünkü hepsi hard diskin üretim olduğunu biliyordu..
Hadi paralelci polislerle savcılar işbirliği yaptı, askerlerden intikam almak için bu davayı kurguladı.. Elektronik ortamda sahte belge ürettiler..
Peki, hâkim heyeti ne yaptı?
Bilirkişiler!..
Yargıtay? Yargıtay’ın koca koca hâkimleri!..
Onlar da mı tezgâhın içindeydi, yoksa tezgâha göz mü yumdular?
Ya bu konuda yazan çizenler.. Bugün paralelci diye bağırıp çağıranlar.. Bugün orduya kumpas kurulduğunu itiraf edenler dün tezgâhı bilmiyor muydu?
Bilmez olurlar mı? Saçmalıklarla dolu, çelişkilerle hard diski savunmak için hokkabazlık yapıyorlardı..
Diskteki darbe planı daha sonra update (güncellenmiş) edilmiş diye palavra sıkıyorlardı.. O yazıları yazanlar bugün ne diyor? Ne diyecek!..
-
Bu arada iş burada bitecek mi? Karşı dava açılacak mı?
Polislere, savcılara, hâkimlere, Yargıtay üyelerine, bilirkişilere..
Meselenin özü şu.. Darbecileri yargılıyoruz, darbeleri önlüyoruz, askeri vesayeti bitiriyoruz kılıfıyla darbe yapmaya kalkmışlar..
Feministler cevap verirse..
Dün Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu ele almıştım.. Cumhurbaşkanı hemen her konuda konuşuyor.. Siyasetçi gibi konuşuyor.. Bazen veriyor, veriştiriyor.. Lafını esirgemiyor demiş ve hukukçulara sormuştum:
Aynı üslupla cevap versen ne olur? Cumhurbaşkanı’na hakaret suçuna girer mi?
-
Somut örnek.. Cumhurbaşkanı feministlere çattı.. ‘Ya senin bizim medeniyetimizle, bizim inancımızla, bizim dinimizle ilgin yok ki’ dedi..
Bir feminist aynı cümlelerle cevap verse.. Aynı suçlamayı yapsa.. Cumhurbaşkanı’na hakaret sayılır mı?
Savcı harekete geçer mi?
Adalet Bakanlığı kovuşturma izni verir mi? Cevap veren feminist tutuklanır mı?
-
Küfredilmesine, ağır dil kullanılmasına gerek yok.. Geçmişte ‘Çankaya’daki adam akıl almaz uygulamalarla toplumsal barışı dinamitliyor’ demek bile hakaret suçu sayıldı..