İktidar yargıda sil baştan yapmak istiyor.. Telefon dinleme, ortam dinleme, teknik takip, ev işyeri arama, gözaltına alma gibi uygulamaları kolaylaştırmak derdinde..
Hatta polise önleyici tedbir adı altında gözaltı yetkisi verme niyetinde..
Paket bugün Adalet Komisyonu’nda görüşülecek..
Komisyon Başkanı AKP’li Ahmet İyimaya.. Bakalım ne diyecek? Sadece o değil..
İktidar partisinin komisyon üyelerinin de ne diyeceğini merak ediyorum..
Nasıl bir tavır sergileyeceklerini..
Meseleye yasama/yürütme ilişkisi perspektifinden bakarsak söyleyecekleri her söz, verecekleri karar tarihi nitelikte olacak..
Kayıtlara geçecek..
Bir anlamda yasamanın yürütmeye ram olup olmadığının göstergesi olacak.. Yürütmenin yasamayı yutup yutmadığının belgesi..
Amma abarttın diyeceksiniz..
*
Abartmadım.. Çünkü..
Komisyon aynı komisyon sekiz ay önce tam tersini yapmıştı.. Reform demişlerdi, kişisel haklar demişlerdi, özgürlük diye sunmuşlardı..
Yeni Türkiye ambalajıyla servis etmişlerdi..
İktidar; ‘Bizim arkadaşlar paçayı kurtardı, savcı onları akladı. Başkaları için bu kadar güvenceye gerek yok. Tehlike geçti, eskiye dönebiliriz’ havasında..
İstiyor ki..
Eskisi gibi insanlara rahat dokunulsun.. Eskisi gibi özel hayatlara rahat girilsin..
Eskisi gibi koruma duvarları olmasın.. TBMM Adalet Komisyonu evet diyecek mi? Evet derlerse ne gerekçe gösterecekler.. İktidar istedi, boynumuz kıldan ince demezler herhalde..
Veya sekiz ay önce büyük hata yapmışız, iktidara kanmışız, yaptıklarımızın tümünü geri alıyoruz da diyemezler..
Eee, bakalım ne diyecekler..
Kobani herkesin bahanesi mi?
Taraflar birbirine parmak sallayarak, Kobani’nin bahane edildiğini söylüyor..
İktidar taraftarları; Kobani bahane edilerek kalkışmanın denendiği iddiasında.. Sık sık, ‘Kobani bahane, asıl mesele başkaymış’ diyorlar..
*
Muhalif cephe de iktidarı aynı sözlerle itham ediyor.. Polise keyfi gözaltına imkân tanıyan, tutukluluğu kolaylaştıran, örgüt üyeliğinin kapsama alanını genişleten değişiklik teklifini gösterip..
‘Kobani protestosu bahane edilerek polis devleti kurulmak isteniyor.. Toplum zapturapt altına alınmaya çalışılıyor’ iddiasındalar..
Ne Kobani’ymiş be!..
Öcalan’ın şartları!..
Kürt siyasal hareketi içinde yer alan veya sempati duyan kimle konuşursanız konuşun.. Bu toplum önderi de olsun, sıradan yurttaş olsun fark etmez.. Barış için isteklerini sıralarken birinci sırada hep Öcalan’ın cezaevi şartlarının iyileştirmesi gerektiğini söylerler..
İkinci sırada Kürtçe eğitim vardır.. Öcalan’ın şartları yine gündemin ilk sırasına fırladı..
Başbakan Yardımcısı Akdoğan ‘zaman içinde şartların iyileşebileceğini’ söyledi.. İçişleri Bakanı ortadan konuştu.. Cumhurbaşkanı noktayı koydu..
‘Gereken her şey yapıldı, daha fazlası olmaz’ dedi..
Öcalan’ın cezaevi şartları şöyleymiş.. Biri çalışma iki odası varmış.. Banyosu varmış.. Bir de küçük bahçesi..
Bakalım bu şartlar HDP ve Kandil tarafından beğenilecek mi?
Hani teröristtiler!.
Kobani’yi IŞİD’e kaptırmamak için, daha doğrusu, topraklarını korumak için savaşan PYD’lileri terörist ilan etmiştik.. Dışişleri Bakanı, peşmergenin PYD savaşçılarına yardım etmek için Irak’tan Kobani’ye geçmesine yardımcı olduklarını söyledi..
ABD Dışişleri Bakanı, PYD’ye silah ve tıbbi malzeme yardımı yaptıklarını açıkladı.. Ankara’ya da bilgi verdiklerini söyledi.. Anlaşılan Ankara ‘Onlar terörist, nasıl silah verirsiniz’ diye ortalığı ayağa kaldırmamış.. Ankara’nın yardımcı olduğu peşmerge de Kobani’ye turistik gezi için gitmiyor.. Silahlarıyla gidiyor.. Silah götürüyor..
Eee. Hani teröristtiler!..
Yine içeriye farklı sözler, dışarıda başka politika mı?