Türkiye muhafazakârlaşıyor.. Türkiye örtünüyor.. Din sosyal hayatta giderek ön plana çıkıyor.. Din eğitimi veren okullar yaygınlaştırılıyor..
Evet.. Hepsi oluyor..
Ama bunlar olurken ahlak yücelmiyor..
Ahlaki değerlerin de yücelmesi lazım.. Ahlaki değerlerin kutsanması lazım.. Ahlaklı olma, ahlaklı davranma yarışının başlaması lazım.. Normali bu değil mi?
Evet ama olmuyor.. Neden?
Bu pazar bu konuya girmek istiyorum.. Gerçi geçtiğimiz yıllarda bir iki defa mevzuu açtım.. Gördüm ki konu tabu..
*
Bana göre nedeni açık ve net.. Dinin ibadet boyutuyla ilgilenilmiş.. İbadet boyutu öğretilmiş.. Daha doğrusu, din ibadetle sınırlandırılmış.. Din camilere hapsedilmiş.. Aslında dinin ibadetten daha önemli boyutu var..
Ahlaki boyutu var..
*
Bu boyut insanların pek işine gelmemiş.. Gelmediği için ibadet kısmını yüceltmişler, ibadet kısmına yüklenmişler, ahlaki kısmını görmezden gelmişler..
Bu sebeple din toplumsal hayata girememiş, namaz kılmakla, oruç tutmakla, zekât vermekle, hacca gitmekle sınırlandırılmış..
Ahlaki boyutuna girilse; adil olma, dürüst olma, kibirli olmama, insanların hakkını yememe, harama el sürmeme gibi kavramlara da girecek..
*
Hemen yeri gelmişken örnek vereyim. Mesela haram deyince akla içki içmek, kumar oynamak, domuz eti gibi kavramlar gelir.. Ama hiç kimsenin aklına kişiye veya kişilere özel imar değişikliğiyle, emsal değişikliğiyle daha fazla kazanç sağlanması gelmez..
Çoğu kişi, o kazancı haramdan saymaz..
*
Ahlaki boyut dikkate alınmayınca bakın neler oluyor?
Sorsan adam muhafazakâr, adam Müslüman.. Ama adam işçisini insan yerine koymuyor.. Köle gibi görüyor..
Biri, nasıl olsa madene ben inmiyorum diye hiçbir güvenlik önlemi almıyor.. Sular patlıyor.. Beriki, 20 kişilik midibüse 45 kişi dolduruyor.. Frenler kaldırmıyor..
Öteki, kazancı azalmasın diye haddinden fazla kömür çıkartmaya kalkıyor, maden dayanamıyor, patlıyor.. Yüzlerce şehit..
Bir başkası, kentin rantı en yüksek arazisinin üzerine devasa binalar dikiyor.. Oradan gelecek geliri hesaplarken asansörü ihmal ediyor.. Asansörü intihar ediyor, asansör yere çakılıyor..
*
Dört örnek verdim.. Dördünün de ortak özelliği şu.. İnsana değer verilmemiş, insanın düşkün, yoksul, muhtaç halinden yararlanılmak istenmiş..
Kazalar olana kadar kişilerin o tutumları, o tavırları ‘ahlakla’ bağdaştırılmamış. Bir örnek daha..
Suriyeli kızları ikinci eş, üçüncü eş yapmak için satın alıyorlar.. Satan aile çaresiz.. Savaştan kaçmış kızlarını doyuramıyor.. Kız çaresiz, zaten ona kimse sormuyor.. Adamın parası var ya.. Düşkünün, düşkünlüğünden yararlanmayı kendine mubah görüyor..
Aile Bakanı bu duruma kızmış..
Türk misafirperverliğine uygun değil demiş.. Ahlaksızlık deseymiş ya..
*
Son bir örnek daha vereyim.. Son yolsuzluk soruşturması.. Savcısı sekiz ay uğraştı, kırk dereden su getirdi, evirdi çevirdi takipsizlik kararı vererek dosyayı kapattı.. Nasıl kapattı?
Rüşvetin adını hediye yaparak kapattı..
Muhafazakâr çevre, mütedeyyin çevre kabul etti.. Kimi görmezden geldi, kimi sesini çıkarmadı, kimi kendini kandırdı..
Dinin ahlak boyutu ön planda olsaydı, öğretilseydi.. İbadet, ahlaklı, dürüst, adil, hakkaniyetli insan olabilmenin aracıdır, yol gösterenidir denseydi.. Bunlar yine de olur muydu, yaşanır mıydı?