Yeni bir suç değil.. Üst üste tutuklamalar olunca yeniden gündeme geldi.. Ceza kanununda hakaret suçu var.. Ayrıca cumhurbaşkanına hakaret suçu da var..
Hakaret altı aydan iki yıla kadar hapis cezasını öngörüyor..
Cumhurbaşkanına hakaret bir yıldan dört yıla kadar..
-
Hakaretin tanımı var mı? Hangi sözler hakarete girer? Ölçüsü ne?
Yok.. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kapsamını öyle genişletti ki; cumhurbaşkanına yönelik her söz her eleştiri biraz esnetilirse hakaret suçu kapsamına sokulabilir..
Şöyle ki; Abdurrahman Dilipak’ın 10. Cumhurbaşkanı Sezer için kaleme aldığı yazı dava konusu oldu..
Mahkeme eleştiri özgürlüğü kapsamında saydı, Yargıtay onayladı.. Yargıtay Başsavcısı itiraz edince, konu Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na geldi..
Genel Kurul, ‘Kına yaksın’.. ‘Çankaya’daki adam akıl almaz uygulamalarla toplumsal barışı dinamitleyen uygulamalara öncülük eden’ şeklindeki ifadeleri hakaret kabul etti..
Suç saydı..
-
Gelelim olayın başka boyutlarına..
BİR: Cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddia edilenler neden anında tutuklanıp cezaevine konuluyor?
Tutukluluk
niye?
Delilleri ortadan kaldıracak, soruşturmayı etkileyecek halleri yok.. Yoksa tutuklama kafadan ceza kesme oluyor.. Yargılansınlar, hakaret etmişlerse cezalarını çeksinler..
İKİ: Cumhurbaşkanı hemen her konuda konuşuyor.. Siyasetçi gibi konuşuyor.. Hayatın her alanıyla ilgili konuşuyor.. Veriyor veriştiriyor, muhalefeti sert dille topa tutuyor..
Lafını esirgemiyor..
Aynı üslupla cevap versen ne olur?
Cumhurbaşkanına hakaret suçuna girer mi?
Mesela, git işine desen.. Mesela, abarttın desen.. Mesela, söylediklerin doğru değil desen.. Mesela, olayı çarpıtma desen..
Cumhurbaşkanı’na hakaret suçuna girer mi?
‘Kına yak’ sözü girdiğine göre haydi haydi girer..
-
Madem Cumhurbaşkanı ben farklıyım diyor.. Madem siyasetçi gibi konuşuyor, o zaman cumhurbaşkanına hakaret kalkanı kaldırılsın.. Ayrıcalık tanınmasın.. Öteki siyasetçilerle, herkesle eşitlensin..
Muhtarların parası kimden?
Cumhurbaşkanı davet ettiği muhtarları Beştepe’de topladı.. Uzun uzun başkanlık sistemini anlattı.. Başkanlığa övdü yağdırdı.. Başkanlığa geçmek için iktidar partisine oy istedi.. İktidarın 400 milletvekili çıkarması gerektiğini söyledi.. Yani AKP’ye çalıştı.. AKP’ye oy istedi.. Muhtarlara da iktidar partisi için çalışmalarını söyledi..
Öğle yemeği ısmarladı..
-
Beştepe’deki toplantıya 10 ilden 367 muhtar katılmış.. Soru şu: Organizasyonun parasını kim ödedi?
Muhtar maaşı 900 lira.. Bu maaşla Ankara’ya gelmeleri, yemeleri, içmeleri, otelde kalmaları çok zor..
Kaldıramazlar, bütçeleri delik deşik olur..
Öğlen yemeğini Beştepe’de yediler.. Cumhurbaşkanlığı bütçesinden..
Gerisi? Cumhurbaşkanı iktidar partisi için oy istediğine göre, herhalde parayı AKP vermiştir!.
Masraflarını AKP karşılamıştır!..
‘Van Gölü’ deniz oldu
Cumhurbaşkanı muhtarlara hitap ederken söz Van depremine geldi.. Van Denizi dedi.. Van Gölü demiyorum Van Denizi diyorum diye altını çizdi..
Dinlerken dört yıl önceye gittim..
Taaa 2011 yılına.. CHP lideri Kılıçdaroğlu ‘Van Denizi’ deyince Erdoğan bakın ne demişti: “Van Gölü ne zaman deniz oldu ben bilmiyorum. Kılavuzunuz doğru olmayınca gölü deniz zannedersiniz.”
Şöyle mi diyelim.. Erdoğan devlet
başkanı olarak Van’a hakkını teslim etti;
gölüne deniz dedi..
-
Minik bir sorum var.. Beştepe’deki buluşmanın CHP ve HDP’nin grup toplantı saatine denk gelmesi tesadüf mü?