Haziran seçimi bugüne kadar yaşadığımız seçimlere benzemeyecek..
Anlaşılan o ki; Cumhurbaşkanı da sahaya inecek..
Seçildikten sonra teşekkür gezilerine çıkacağını söylemişti.. İl il dolaşacak, halka hitap edecekti..
5.5 ay oldu, yapmadı..
Vaz mı geçti?
Hayır.. Vakit bulamamış!..
Cumhurbaşkanı sözcüsü Kalın, il ziyaretleri bağlamında bir planlama yapıldığını açıkladı..
Ne zaman?
Baharda!.. Genel seçim öncesinde!..
*
Zamanlama manidar demeyeceğim.. Zamanlama planlı..
Cumhurbaşkanı seçimin kampanyasının ‘başkanlık’ üzerine bina edilmesini istiyor.. Başkanlık merkezli geçmesini istiyor.. Seçimi başkanlık referandumuna dönüştürmeye çalışacak..
*
Cumhurbaşkanı 30 ilde mitingler düzenleyip ne anlatacak?
İstikrar için başkanlık sisteminin önemini..
Paralel yapıyla mücadele için güçlü başkanın şart olduğunu..
Bunun için ana-yasa değişikliğinin gerekliliğini..
Anayasa değişikliği için oy verilmesi gerektiğini...
Tabii ki; Cumhurbaşkanı olarak AKP’ye oy verin demeyecek.. Muhalefete çakacak.. Yapılanları övecek..
Arif olan anlar misali..
*
Cumhurbaşkanı’nın sahaya inmesinin bir başka nedeni
daha var..
Cumhurbaşkanı’na en yakın olan gazetenin haberine bakılırsa yarı başkanlık değil, doğrudan başkanlık düşünülüyor.. Daha doğrusu Beştepe’de planlanıyor..
Başbakanlık makamı ortadan kaldırılacak.. Cumhurbaşkanı yürütmeyi devralacak..
İstenen bu..
Başbakan’ın meydanlara
çıkıp bu durumu anlatması zor.. Bana oy verirseniz, yeteri kadar destek verirseniz, bulunduğum makamı ortadan kaldıracağım diyecek hali yok..
Cumhurbaşkanı’nın devreye girme nedenlerinden biri bu..
Erdoğan’ın sahaya çıkmasının beş nedeni
BİR: Yukarıda anlattım.. Başkanlık rejimini anlatmak için meydan meydan dolaşacak.. Anayasa değişikliği için oy isteyecek..
İKİ: Cumhurbaşkanı siyaseti iyi biliyor.. Hayalini başkasının performansına mahkum etmez.. Davutoğlu’nun ilk sınavı olacak.. Meydanların ne tepki vereceği soru işaretti..
İşi şansa bırakmamak adına seçim sürecini Beştepe’den izlemeyecek.. Sahada olacak..
ÜÇ: İktidar partisi iyi bir sonuçla sandıktan çıkarsa yine Erdoğan sayesinde denilecek.. Davutoğlu’nun hanesine yazılmayacak.. Başarı olursa ‘AKP Erdoğan’sız da kazanıyormuş’ sözü tedavüle sokulamayacak..
DÖRT: Başbakan rüştünü ispat eden lider.. Seçim kazanan lider havasında olamayacak.. AKP grubu Erdoğan’ın desteğiyle denilecek..
BEŞ: AKP’den seçilen milletvekilleri Erdoğan saye-sinde seçildiklerini düşüne-cekler.. Bağlılık Çankaya’dan çok Beştepe’ye olacak..
Muhalefete vakit kalır mı?
Mayıs ayında televizyonların yayınlarını gözümün önüne getirebiliyorum..
Cumhurbaşkanı il ziyareti yapacak.. İl ziyareti sırasında halka hitap edecek.. Teşekkür konuşması yapacak..
Bütün kanallar yayınlayacak..
Cumhurbaşkanı’nın konuşması bitince bir başka ilde Başbakan’ın mitingi başlayacak.. Kameralar Başbakan’a dönecek.. Bütün kanallar canlı yayınlayacak..
Birer buçuk saat konuşsalar, üç saat eder..
Başbakan günde iki miting yaparsa toplam dört beş saat canlı yayın diyelim.. Cumhurbaşkanı ile Başbakan en az dört beş saat ekranda olacak..
*
Muhalefet partileri.. Muhalefet liderleri..
Vakit kalırsa!.. Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın mitingleriyle çakışmazsa..
Üç dakika, beş dakika..
Veya sadece haberlerde bir
dakika, bir buçuk dakika..
Doların hesabını kim verecek?
Merkez Bankası Başkanı siyasi baskılara dayanamadı.. Şubatın ilk haftası faizi indireceğini ima etti..
Şimdiye kadar yaptığı gibi temkinli değil..
Anlamlı bir indirime gideceğinin mesajını verdi.. Veya piyasa böyle algıladı..
*
Böyle algılandı ki; dün dolar aldı başını gitti.. 2.41’le rekor kırdı.. Dolarla borcu olanların borcu katlandı..
Bugün ne olur belli değil.. Sorum şu; doların şahlanışının hesabını kim verecek?
Merkez Bankası Başkanı mı?
Siyasetçiler mi?
