Cumhurbaşkanı’na dün bir muhtar sordu..
Neden başkanlık sistemini istiyorsunuz?
Cumhurbaşkanı cevap verdi:
Başkanlık sistemi genlerimizde var..
Genlerimizde var derken Osmanlı hanedanını mı kastetti acaba!..
Kastettiği oysa, onun adı padişahlık..
Babadan oğula veya kardeşe geçen yönetim biçimi.. Osmanlı İmparatorluğu 600 yıl boyunca bir aile tarafından yönetildi..
Genlerimizden kasıt buysa Allah korusun..
*
Cumhurbaşkanı muhtarlara bugünkü sistemin tıkandığını, patinaj yaptığını söyledi.. Meclis’in çalışmasından örnek verdi..
Mealen dedi ki; ‘Meclis’te iç güvenlik yasası var. İktidarın 312 milletvekili var, muhalefetin 220 milletvekili. O 220 milletvekili günlerdir Meclis’i kilitliyor. Başkanlık sisteminde böyle olmayacak’.
Hemen sorumu sorayım:
Peki, nasıl olacak?
*
Aklıma takılanları sıralayayım..
- Meclis olmayacak mı?
- Yasama organı ortadan kalkacak mı?
- Kalkarsa yasalar nerede yapılacak?
- Ülke başkanlık kararnameleriyle mi yönetilecek?
- Yoksa Meclis olacak da muhalefet mi olmayacak?
- Muhalefet olacak da göstermelik mi olacak?
- Muhalefet göstermelik olmayacak ama sesi soluğu çıkmasın diye önlem mi alınacak?
- Yasalar Meclis’te görüşülmeden geldiği gibi mi geçecek, sadece oylama mı yapılacak?
- Hülasa, başkanlık sisteminde yasalar nasıl yapılacak?
*
Aslında Cumhurbaşkanı küçük bir tüyo da verdi: ‘Meksika’da başkan aynı zamanda Meclis’in de başkanı. Hem yürütmenin başı, hem meclisin başı’ dedi..
Türk usulü dedikleri bu mu yoksa..
Meksika usulünün Türk versiyonu!..
Yürütme de, yasama da Beştepe’ye bağlanacak.. Başkan yasamanın da yürütmenin de başı olacak.. Anayasa Mahkemesi’nin üyelerini kendi veya başkanlık edeceği meclis belirleyeceği için yargının da başı olacak..
Böyle olursa bunun adı başkanlık değil padişahlık olur.. Genlerimizde var denilen bu mu?!.
Beştepe’nin ‘salı’ taktiği..
Muhtarlar gruplar halinde Beştepe’de ağırlanıyor.. Cumhurbaşkanı iktidar partisine oy istiyor..
Geçen hafta sordum.. Muhtarların yol parasını, yeme içme parasını, otel parasını kim karşılıyor dedim, yanıt alamadım..
Beştepe’de iktidar partisine oy istendiğine, muhalefet partileri yerin dibine batırıldığına göre AKP tarafından veriliyordur herhalde!..
Masraflar AKP’nin bütçesinden çıkıyordur herhalde!..
*
Muhtarlarla buluşma nedense salı günlerine denk getiriliyor.. Öğle saatlerine..
Salı, partilerin grup toplantılarının olduğu gün.. Muhalefetin 10-15 dakikalığına da olsa ekrandan seslerini duyurduğu gün..
Cumhurbaşkanı muhtarlara hitabını o saate alınca kameralar Beştepe’ye kilitleniyor.. Muhalefetin sesi çıkamıyor..
Bu hafta HDP gümbürtüye gitti.. Cumhurbaşkanı’nın konuşması tam üzerine denk geldi..
*
Kimse öküzün altında buzağı arama demesin.. Geçen haftaki toplantı neden AKP grubu bitince başladı.. Saati neden AKP’ye göre ayarlandı?
Güvenlik yasası ‘paralel’i teşvik yasası!
Anayasa değişikliğinde olduğu gibi iktidar yine pişman olacak..
2010 yılında anayasa değişikliğine gittiler.. Değiştirdikleri maddelerin bir kısmı havuçtu.. Yani kamuoyuna hoş görünmek içindi.. Propaganda içindi..
Neydi onlar?
12 Eylül darbecilerinin yargılanması.. Memura toplu sözleşme hakkı.. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru gibi maddelerdi..
Ama asıl hedeflenen HSYK ile Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirmekti.. HSYK üzerinden Yargıtay’da ağırlık kazanmaktı.. Yani yüksek yargıyı kontrol altına almaktı..
Ama bekledikleri gibi olmadı.. Dediklerine göre, HSYK da Yargıtay da Cemaat’in eline geçti.. Anayasa Mahkemesi’nin yeni yapısı da iktidarı memnun etmedi.. Güvenilmez kurum ilan ettiler..
HSYK’nın yapısını bir daha değiştirdiler.. Yargıtay’da kendi kurdukları yapıyı bozmak için yeni üyeler atadılar..
*
İktidarı iç güvenlik yasasında da benzer bir son bekliyor.. Valiye savcı ve hâkim yetkisi, polise keyfi arama ve dinleme yetkisi verdiklerine pişman olacaklar..
Toplum sineceği için bir süre hoşlarına gidecek ama sonra!.. Bu yetkilere sırtını dayayan başka bir yapı peydahlanabilir..
Geçmişte nasıl olduysa gelecekte de olacaktır.. Çünkü yasa paralel oluşumları teşvik ediyor..
