Niye mi? İktidar partisinin söyleyecek lafı yok da ondan..
Başbakan’ın bana oy verin, beni seçin, beni iktidar yapın ama beni seçerseniz ülkeyi ben yönetmeyeceğim diyecek hali yok..
Parlamenter rejimi ortadan kaldıracağım diye de oy isteyemez..
Kazanırsam, yeterli sayıya ulaşırsam Anayasa’yı değiştirerek kendimin ve hükümetimin bütün yetkisini Beştepe’ye devredeceğim de diyemez.. Bu şekilde sandık daveti yapamaz..
Yapamayacağı için başkanlık tartışması işine gelmez..
*
Bu yüzden, Cumhurbaşkanı tartışalım dediği halde Başbakan bu konuya girmiyor.. Özgürlükçü yeni bir anayasa istediğini söyleyerek lafı yuvarlıyor..
Hükümet sözcüsü ‘Tartışılmasını erken buluyorum’ sözleriyle sıkıntıyı dile getirdi..
*
Cumhurbaşkanı muhalefete geniş bir koridor açmış oldu.. Hücum alanı sağladı.. Muhalefetin eline iktidarı zorlayacak malzeme verdi.. Mesele; ülkeyi bir kişi mi yönetsin yoksa sandıktan çıkan parti mi yönetsin meselesine gelirse..
Bundan en büyük zararı iktidar partisi görür.. Başbakan görür..
Çünkü..
7 Haziran’a kadar sessiz kalamaz..
7 Haziran’a kadar durumu idare edemez.. Lafı çeviremez..
7 Haziran’a kadar memlekette böyle bir tartışma yokmuş gibi davranamaz..
Eninde sonunda fikrini söylemek zorunda kalacaktır..
Başkanlık rejimini destekliyorum dese de karşıyım dese de en büyük zararı kendi görecek..
*
Bir de şu var.. Cumhurbaşkanı sahaya inerse, il il dolaşıp miting düzenleyip başkanlık sistemi için oy isterse!..
Bu da muhalefetin işine gelir..
Kırşehir’de iktidar partisi için oy istedi iyi karşılanmadı.. Cumhurbaşkanı olarak seçimi yönlendirmeye kalkarsa ters tepebilir..
Kenan Evren denedi.. Sunalp için oy istedi sandıktan Özal çıktı..
Polis devletini meşru kılma yasası
Gazetelerde çarşaf çarşaf güvenlik bürokrasisinin başına buyruk eylemleri yazılıyor, çiziliyor..
İktidarcı gazeteler yazıyor..
İnsanları nasıl dinledikleri, tehlikeli gördükleri kişileri nasıl izledikleri, nasıl suç ürettikleri, nasıl sahne belge düzenledikleri, nasıl hapse attırdıkları gün ışığına çıktı..
Bunlar muhalefetin iddiası değil..
İktidarın belgeli açıklamaları..
*
12 yıldır ülkeyi yöneten iktidar emrindeki polisin başına buyruk davranışlarından şikâyetçi.. İktidar kanadından gelen açıklamalar, ortaya konulan belgeler, bilgiler Türkiye’nin lafta değil gerçekten polis devleti olduğunu ortaya koydu..
*
Çok acayip bir durumla karşı karşıyayız.. Aynı iktidar, şikâyetçi olduğu bu yapıyı meşru hale getiren yasa çıkarmanın peşinde ..
Polisin yetkisini artırmanın derdinde..
Efendim kamu düzeniymiş..
Benim bildiğim şu: Kamu düzeni copla değil adaletle sağlanır..
*
Sorum şu.. Güvenlik yasasını çıkarırlarsa.. Bir yıl sonra, iki yıl sonra bu yasadan güç alan bir başka paralel yapı çıkarsa yine kandırmışlar, çok safmışız diye yine günah mı çıkaracaklar?
Bedeli ağır oldu
Pazartesi günü sormuştum, bugün tekrar sorayım.. Dolardaki artışın, piyasalardaki oynaklığın sorumlusu kim?
Merkez Bankası Başkanı siyasi baskıya dayanamadı, enflasyona bağlı olarak faizde anlamlı indirime gidileceğini açıkladı..
Açıklamasıyla piyasa karıştı.. Dolar yürüdü..
Dolar yürüyünce, faiz hızla düşer diyenlerin sesi kesildi..
Enflasyon geçen yılın bir puan altına inerse faiz indirimine gidilecekti, 0.88 puan indi.. Olağanüstü toplantı yapılmadı.. Faizle oynanmadı..
Piyasalar duruldu..
*
Şimdi şu soru soruluyor.. Merkez Bankası Başkanı faizi indirme sinyaliyle..
Piyasaları test mi etti?
Hızlı indirimle olacakları siyasilere göstermek mi istedi?
Faiz lobisi suçlamalarına cevap mı verdi?
Her neyse, bedelini birileri ödedi..