Barış süreci sekteye uğrar mı? Güvensizlik barışı torpiller mi? Silahlar yeniden patlar mı?
6-7 Ekim kalkışması tekrarlanır mı? 200’den fazla okul, binden fazla bina tahrip edildi, köprüler atıldı mı?
Bu sorular sıkça soruluyor.. Tedirgin bir tonla soruluyor.. Kötü bir yanıt gelir mi endişesiyle soruluyor..
‘Siz gazetecisiniz bilirsiniz, siz gazetecisiniz haber alırsınız’ diye başlayan cümlelere korku hakim..
Eski günlere dönme korkusu..
Bu hal bir durumun ispatı..
Barış çok sevilmiş..
Barış savaşı yenmiş..
*
PKK, ‘Kobani kalkışmasında gördünüz, istediğim zaman kentleri savaş alanına çeviririm’ diye tehdit etse de..
Bu gücüm var diye meydan okumaya kalksa da..
İktidar, güvenlikçi politikalara asılacağının sinyallerini verse de.. Başbakan ‘yakılan her TOMA’nın yerine on TOMA alacaklarını’ açıklasa da..
Polis devleti, TOMA devleti kavramları hayatımıza girmeye başlasa da..
Zaman zaman çatışma çıksa da..
Barış mağlup olmaz..
Eller yeniden tetiğe gitmez..
Çünkü barış çok sevildi..
*
Kobani bize şunu gösterdi.. Süreç ne kadar uzatılırsa aşılması gereken sorunlar fazlalaşıyor..
Beklenmedik bariyerler çıkıyor.. Sürecin önünü tıkıyor.. Kopma noktasına getiriyor..
Üç ay önce Kobani’nin sürecin kilidi olacağını kim tahmin ederdi?
*
Süreci götürenler şunun farkında mı bilmiyorum.. Kürtler de Türkler de çözüme hiç bu kadar hazır olmamıştı.. Kürtler de Türkler de çözüme hiç bu kadar inanmamıştı..
İktidarım, istediğimi yaparım anlayışı!
İktidar şunu savunuyor: Sandıktan ben çıktım, halk beni seçti, her türlü düzenlemeyi yapmak, istediğim yasayı istediğim gibi çıkarmak, istediğim uygulamayı yapmak hakkım..
Yani..
Torba yasalarla kendi düzenini yaratmak istiyor..
İstiyor ama attığı her adım hukuka uygun olmadığı için yeni bir kargaşa ortamı doğuruyor..
*
Dershaneleri kapatacağız diye getirdikleri yasanın içine MEB’de köklü değişiklikler içeren maddeleri de eklemişlerdi..
Şube müdürlerinin, okul müdürlerinin görevden alınması gibi..
Boşalan koltuklara bu kez sözlü sınav yaparak atama yaptılar.. Bin 709 kişiyi bu yolla atadılar.. İdare mahkemesinden geri döndü.. Mahkeme yazılı sınav şart dedi..
*
Danıştay’ın bu konuda kararı var.. Bilgi ve liyakatı sağlıklı ölçmenin başka yolu yok.. İktidar bunu bilmiyor mu?
Biliyor ama ben hukuka uymayayım, hukuk bana uysun anlayışında..
Açık açık yazıyorlar; Anayasa Mahkemesi ve diğer kurumlar sandık devriminden ders çıkarsın..
Yani...
İktidara ram olsunlar..
Olsunlar da hukukun olmadığı devlete devlet denilmiyor..
IŞİD’i protesto yasaklandı mı?
Bu soruyu şu sebeple soruyorum..
Önceki gün Beyazıt Meydanı’nda IŞİD adlı terör örgütünü protesto eden öğrencilere terörist muamelesi yapıldı..
Ters kelepçe (yüzüstü yatırılarak ellerin arkadan kelepçelenmesi) teröristlere yapılır.. Üzerinde silah olan, o silahı kullanmak için çabalayan insanlara yapılır..
Öğrencilere yapılmaz..
‘Katil IŞİD hesap verecek sloganı’ ne zamandan beri gözaltı nedeni oldu!.. Polisin IŞİD hassasiyetini anlamadım..
Bi açıklaması vardı herhalde..
Futbolun seviyesi
Futbolumuzun hali içler acısı falan demeyeceğim.. Daha da kötü durumdayız..
2016 Avrupa Şampiyonası üçüncü maçta hayal oldu..
Grubumuzda sonuncu sıradayız.. Öteki gruplarda bizimle aynı durumda olan ülkelere baktım..
Cebelitarık, Gürcistan, San Marino, Faroe Adaları, Andorra, Azerbaycan, Malta..
Şöyledir, böyledir diye bahane aramayalım.. Sakatların arkasına sığınıp kendimizi kandırmayalım..
Seviyemiz budur..
