Adına reform deseler de, idari birtakım düzenlemeleri içine katıp soslasalar da, güvenlik-özgürlük uyumu gibi güzel sözlerle cilalasalar da olmuyor..
Paket sırıtıyor..
Üzerini ne kadar örtmeye çalışsalar da polise gözaltı yetkisi, ev ve işleri arama yetkisi verilmesi.. Savcıların devre dışı bırakılmaya çalışılması.. Buram buram otoriter devlet kokuyor..
*
Yok efendim öyle değil itirazı, ‘90’lı yıllara dönüşe izin vermeyiz’ sözleri kimseyi tatmin etmiyor..
Çünkü bu topraklarda yaşayan herkes biliyor ki iktidarlar güvenlikçi politikalara asılmaya başlarlarsa, güvenlik adına özgürlüğü örselerlerse bu işin nerede duracağı belli olmaz..
*
90’lı yıllardan sık sık bahsediliyor.. Türkiye 90’lı yıllarda güvenlikçi politikalara asıldıkça asıldı.. Kamu düzenini bu şekilde sağlamayı hedefledi.. Özgürlükleri kıstıkça kıstı, polisin, askerine, jandarmanın yetkisini artırdıkça artırdı..
Sonuç; 90’lar Türkiye’nin en karanlık yılı oldu.. Gençler o günleri bilmez.. Yaşı 40’a yaklaşanlar o günleri hatırlar..
Faili meçhul cinayetlerin kol gezdiği yıllardı, gözaltına alınanların kaybolduğu yıllardı.. Hangi birimin kimi gözaltına aldığını amirlerin bile bilmediği yıllardı..
Güvenlikçi politikaların ne sonuçlar doğurduğunu öğrenmek isteyenler cumartesi günü öğle vakti Galatasaray Meydanı’na gitsin.. Devlet tarafından çocukları kaybedilen Cumartesi Anneleri’ne sorsunlar..
500 haftadır adalet arıyorlar ama bulamıyorlar.. Aslında 1013 haftadır seslerini duyurmaya çalışıyorlar.. Ta 1995’in mayısından beri!..
*
Ben de biliyorum, Türkiye o karanlık yıllara dönmez.. Dönmez ama ortalığın alacakaranlık olması bile felaket değil mi? Başına buyruk bir grup güvenlikçi keyfi uygulama yapamaz mı?
Barışı dinamitlemek isteyenler bu yasalara sığınarak provokasyon yapamaz mı? Ortamı geremez mi?
*
Onun da tedbiri düşünüldü diyecekler; kolluğun yetki aşımını komisyon denetleyecek, kusur görürse savcılığa bildirilecek..
Hrant Dink cinayetini biliyorsunuz değil mi? İhmalleri olduğu iddia edilen dönemin İstanbul Emniyet Müdürü, Vali Yardımcısı ve 9 polis için yedi yıl sonra soruşturma izni geldi..
Ailesi peşini bırakmasaydı, medya destek olmasaydı, hava değişmeseydi o izin hiçbir zaman gelmezdi..
Kürtlere Kürtçe isim koyma hakkı
Güvenlik paketi torba yasa gibi.. İçinde beş benzemez var.. Bunlardan biri isim değiştirme hakkı..
İsteyen istediği ismi çocuğuna verecek.. Bu isim Türkçe değil diye itiraz edilemeyecek.. İsmini beğenmeyen bir dilekçeyle değiştirilecekmiş..
Bana bu düzenleme Kürtlere göz kırpmak gibi geldi.. Çünkü en çok onlara yarayacak..
Demek ki yakında hayatımıza değişik isimler de girecek..
Aşti, Avjin, Asmin, Bawer, Beybun, Berçem, Cejn, Çavreş, Dijvar, Dilan, Feris, Gilyas, Jir, Jinmir, Kendal, Kenda, Merxas, Meran, Necirvan, Nuroj, Perüle, Rizgar, Ronida, Robar, Serway, Sarya, Zinar, Zerya, Zilan gibi adlarla tanışacağız..